Bilenle bilmeyen bir olursa…

“Ahlaksız Dindarlık” başlıklı son yazıma gösterdiğiniz teveccüh için siz değerli okuyucularıma çok teşekkür ederim.

Gerek sosyal medya gerekse e-posta vesilesiyle kıymetli değerlendirmelerini paylaşan okuyucularımın her birine, ilgileri için hassaten teşekkür etmek istiyorum. 

Bu minvalde özellikle yazımda belirttiğim polemik endişemin gerçekleşmemiş olması, farklı görüşlerde de olsak Türkiye’de hala “mesele” tartışılabileceğimizi göstermesi açısından beni hayli ümitlendirdi ve mutlu etti.

Konuyu kişiselleştirmemek için okuyucularımın yorumlarına aleni cevap vermemeyi tercih ediyorum ancak yazının altında yer alan bir yoruma, kişisel eleştiri olarak değil (o nedenle şahsi algılanmaması istirhamıyla) bir “mesele” bağlamında burada temas etmenin yerinde olacağını düşünüyorum.

Zira bahsi geçen yorum, yazının ortaya koymaya çalıştığı probleme çok güzel bir örnek teşkil ediyor:

“İlahiyat mezunu olarak şunu ifade etmek istiyorum. İlahiyatta alınan eğitimin neticesi, dindarlığın etkisi, kavramların anlam kazanması vs mezun olduktan çok sonra ortaya çıkıyor. Dolayısıyla hala eğitim alan öğrenciler üzerinde bu araştırmanın yapılıp genel bir sonuç olarak değerlendirilmesini doğru bulmuyorum.”

Benzer yanlış anlaşılmalara da binaen öncelikle şunu belirtmek isterim: Alan araştırmalarının topyekün bir genelleme içeremeyeceği bilinir. Çünkü araştırmanın gerçekleştirildiği kitle ve zamanla sınırlıdır.

Ancak bu araştırmalar “örneklem” bağlamında incelenen mesele ile ilgili bize veri sağlaması bakımından önemlidir.

Dolayısıyla bizim araştırmamız ilahiyat camiasının tümünün adına konuşmayı değil, camia içerisindeki bir probleme işaret etmeyi amaçlamaktadır. “Katılımcıların bazıları” ifadesi bunun göstergesidir.

Kaldı ki ilahiyat mensubu bir kişinin bile, İslam özelinde dindarlık ve ahlak kavramlarını birbirinden ayırmak gibi bir problemi yaşıyor olmasının, din eğitimcisi olarak benim için oldukça ciddi bir sıkıntı olduğunu ifade etmek isterim.

Fakat değerlendirmenin ortaya koyduğu ve asıl dikkat çekmek istediğim bir husus var ki o da alınan bilginin hayata geçirilmesi ile ilgili bir meselemizin olduğudur.

En azından bir kısım öğrencimiz için bu böyle demektir.

Zira ilahiyat tahsiliniz boyunca öğrendiğiniz şeylerin hayata geçmesi için ve/veya anlam kazanması için mezun olmanız gerekiyorsa, alınan tahsilin kişiyi şekillendirmede ve hayata hazırlamada etkili olduğu nasıl söylenebilir?

Mezun olan “bazı” öğrencilerimiz, bu kadar temel kavramlara dair aldıkları bilgileri mezun olana kadar kendi hayatlarını anlamlandırmada kullanamıyorlarsa, mesela göreve başladıklarında öğrencilerine nasıl model olabilecekler? Onlara bu kavramları nasıl layıkıyla aktarabilecekler?

Nitekim bu dönem araştırmayı test ettiğim sınıflarımdaki öğrencilerimle testin sonunda yoğunlaştığımız konu da bu oldu.

Zira “bir kısmı” için aldıkları bazı bilgilerin hayattaki karşılığını bulmanın oldukça zor ve hatta yine bir kısmının başaramadığı bir süreç olduğu anlaşılıyor.

İşte biz eğitimcilerin görevi de, alınan bilginin hayata aktarılması için yol gösterme ve model olma bağlamında, bu noktada başlıyor.

Zira bugün temel meselelerimizden biri “bilmemek” değil, hayata geçir(e)memektir. Nitekim görüyoruz ki din ve dindarlık adına yapılan birçok hatanın altında salt bilmemezlik değil, bildiğini hayata geçir(e)meme yatıyor.

O nedenle Kur’an’ın ifadesiyle “kitap taşıyan merkep” (Cum’a, 5) yetiştirmemek için öncelikle öğrendiğimiz bilginin bizim hayatımız için ne anlam ifade ettiğini sorgulamamız ve eğitimciler olarak sorgulatmamız gerekir ki “başkalarına iyiliği emrederken kendilerini unutanlardan” (Bakara, 44) olmayalım.

 “Bilenle bilmeyen” bir olursa (Zümer, 9) eğitim almanın ve vermenin ne anlamı kalır?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Banu Gürer - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler