Bir değerli insan, Refik Baydur…

Tarihini hatırlamıyorum…

Refik Baydur’la ilk kez, kendisini, o dönem başkanı olduğum KOSİAD’a (Kocaeli Sanayici ve İşadamları Derneği) konuşmacı olarak davet ettiğimde tanışmıştım.

Daha sonra seyrek de olsa değişik vesilelerle bir araya gelmiştik.

Benim izleme listemde bulunan değerli bir insandı.

Çağdaş bir kafası vardı.

İnanmış bir vatansever, vatanına ve milletine bağlı, Atatürkçü, demokrasimizin ve parlamenter sistemin yılmaz savunucusu idi.

Sanayimizin, özellikle kimya sanayimizin duayenlerinden biriydi.

Uzun yıllar kısa adı TİSK olan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptı.

Ülkemizde çalışma kültürünün gelişmesine büyük katkıları oldu.

İşçi ve işverenlerin haklarının dengelenmesinde, büyük çaba gösterdi.

Yol göstericiydi, öğreticiydi…

İyi bir insandı.

Kaliteli bir insandı.

Yeri zor doldurulacak insanlardan biriydi.

Allah rahmet eylesin!

Yakınlarının, sevenlerinin, Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi camiasının acısını paylaşıyorum.

 

“Sağ ayağım”dan haberler

“Sağlığımdan” demiyorum, Allah’a şükür sağlığım yerinde.

Genel sağlık verilerim bomba gibi.

Sıkıntı, sağ ayak bileğimde.

Olaydan hemen sonra da duyurmuştum…

1 Eylül’de, düz yolda yürürken ayağım kaymış düşmüş, sağ ayak bileğim burkulmuş, çıkmış ve üç yerinden kırılmıştı.

Özel Cihan Hastanesi’nde Op.Dr. Ali Hürmeydan tarafından ameliyat edilmiş, dört gün hastanede kaldıktan sonra taburcu edilmiştim.

15 gündür evdeyim.

Sağ ayağım dizime kadar sargılı.

Ay sonuna kadar üzerine basmamam gerekiyor.

Ayağımı uzatıp oturuyorum.

Yazımı yazıyorum; kitap, gazete, dergi okuyorum, ziyaretime gelenlerle sohbet ediyorum.

Günlerim böyle geçiyor…

Bu arada, zor şartlarda bir insanın neler yapabileceğini kendi kendime kanıtladım.

Hastaneden çıkıp eve geldiğim gün, inat ettim, lavobada tek ayak üzerinde sakal tıraşı olmayı öğrendim.

Sakal tıraşı benim için çok önemli.

Bir erkeğin kendisine ve çevresine saygısının en basit ifadesi…

***

Her şey yolunda giderse, 10 gün sonra ayağımdaki sargı alınacak.

Doktorum Ali Bey, sargının alınmasından sonra, kırık bölgesine geçici olarak “bir alet” takılacağını söyledi.

Bu alet, benim, küçük küçük de olsa “güvenli adım atmamı” sağlayacakmış.

İlk günlerde kırık bölgesine “fazla yük binmesini” engelleyecekmiş.

Ne kadar süre bu aletle yaşayacağımı henüz bilmiyorum.

İnşallah uzun süre değildir.

Adım atmayı özledim.

Merdiven çıkmayı, yürümeyi, yüzmeyi…

“Sağ ayağımdan haberler” bu kadar.

 

50’li yıllarda Trabzon

“Trabzon’da, bizim büyüdüğümüz 1950’li yıllarda, 18 konsolosluk vardı. Şems, Saba gibi otellerin restoranlarında öğle yemeklerinde piyano, keman çalınırdı. Eşim Ayla’nın annesi ve babası keman çalar, benim annem keman, babam ud çalardı. Bahçeden bahçeye atışmalar yaparlar, birisi rast çalarken ötekisi ona nihaventle cevap verirdi.

O yıllarda Trabzon’daki dondurmacılarda bolestera denilen işlemeli önlüklü kızlar, gümüş kupalarda dondurma servisi yapardı.

Evimizin tam karşısında İskenderpaşa Camii vardı. Biraz aşağımızda da İtalyan kilisesi vardı. Camide ezan okunurken kiliseden çan sesleri gelirdi. İtalyan kilisesinin papazları her Ramazan bizim eve iftara gelirdi. Şimdi bahçeden bahçeye silah atılıyor, bolesteranın yerini ise kara çarşaflar aldı…”

Bu anlatım, 7 Haziran 2016 tarihinde aramızdan ayrılan ünlü sinema sanatçısı Tanju Gürsu’ya ait.

Tanju Gürsu, 1 Eylül 2003 tarihinde Hürriyet’te yayınlanan röportajında, 1950’li ve 2000’li yılların Trabzon’unu böyle anlatıyor.

Epey oldu Trabzon’a gitmeyeli.

Mutlaka 2003 yılından bu yana da epey değişmiştir.

 

“Emeklilere promosyon” masalı

Anlata anlata bitiremediler.

Dönüp dolaşıp anlatmaya devam ediyorlar…

Efendim, yılbaşında emeklilerin promosyon işi tamam.

Yılbaşı geçti bir şey yok…

Bu defa Ramazan Bayramı hedef alındı.

İnşallah, Ramazan Bayramı’na kadar emeklilerin promosyon konusu sonuca bağlanacak.

Ramazan Bayramı geçti Kurban Bayramı geldi, bu defa da promosyon ödemesi bakan değişikliğine takıldı.

Yeni Bakan Mehmet Müezzinoğlu diyor ki, “Acele etmeyin, teklifler inceleniyor, yıl sonu bu iş inşallah tamam!”

Yani anlayacağınız “promosyon masalı” anlatılmaya devam ediliyor.

Sordum soruşturdum…

Emekli promosyonu beklentisi, 3 yıl için 900 lira civarındaymış.

Yıllık 300 lira…

Bu para da hükümetin kasasından değil, bankalardan çıkacak.

Bitirin artık şunu da emeklilerin keyfi yerine gelsin!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler