Bizim Müslüman kardeşlerimiz nerede?

Hep “İslam ülkesi” olmaktan ve “İslam dünyası” içinde yer almaktan övünürüz.

“Müslümanlar, kardeştir” deriz.

“İslam yardım dinidir, yardımlaşma dinidir, dayanışma dinidir” deriz.

İyi, güzel…

İyi güzel de, ben bunca yaşa geldim, İslam ülkeleri arasında “övgüye değer” bir yardımlaşma, bir dayanışma, bir destek çıkma görmedim.

En son Avrupa’da yaşadıklarımız…

Almanya, bizi “istenmeyen ülke” ilan etti mi, etti…

Hollanda, ülkesine girmesine izin vermeyerek bakanlarımızı aşağıladı mı, aşağıladı…

Danimarka, başbakanımıza telefon açıp “Gelmeyin” dedi mi, dedi…

Avusturya’nın tutumu belli…

İngiltere, İsviçre, Yunanistan ve diğer Avrupa ülkeleri de bize karşı höt höt!

Geçelim Avrupa dışındaki ülkelere…

Rusya ve ABD, güya müttefikimiz dostumuz, ama gözümüzün içine baka baka altımızı oyuyorlar.

İran’ı anlatmamıza gerek var mı?

Bölgede baktık yalnız kaldık, “denize düşen yılana sarılır” misali, tuttuk “devlet statüsü”  dahi tanınmayan Barzani’nin Kuzey Irak’ını “müttefikimiz” ilan ettik.

Öyle bir müttefik ki, 20 ilimizi kendi Kürdistan sınırları içinde gösteriyor.

Özetle…

Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz, önüne gelen bizi tepeliyor, ama bir tek Müslüman ülkeden tık yok!

Yeryüzünde 57 Müslüman ülke var, bir tanesi bile bu sıkıntılı günlerimizde bize destek vermiyor.

İslam kardeşliği bu mu?

Müslüman dayanışması bu mu?

İsterseniz önce oturup bu durumu bir sorgulayalım!

“Hıristiyan dünyası” nda yardımlaşma, destek çıkma var, bizde yok!

Siz Hıristiyan ülkelerin birbiriyle savaştıklarını gördünüz mü?

2.Dünya Savaşı’na kadar savaşıyorlardı, 2.Dünya Savaşı’ndan sonra “Enayilik yapmayalım” diyerek bıraktılar.

Şimdi, İslam coğrafyasında Müslüman’ı Müslüman’a kırdırıyorlar.

Ölen de Müslüman, öldüren de Müslüman!

Oh ne güzel dünya!

Karşıdan seyredip, ellerini ovuşturuyorlar.

 

İnsanın midesi bulanıyor

Ortalık iyice vıcık vıcık!

Sizi bilmem, ama ben artık kaldıramaz oldum.

Günde iki üç kez midem bulanıyor.

Her haber saatinden sonra lavaboya koşuyorum.

Yanlış anlaşılmasın, midemi bulandıran siyasi parti liderleri değil.

Onlara alıştık, onların davranışları doğal.

Onlar, görevleri gereği “evet” de isteyecekler “hayır” da.

Benim midemi bulandıran, başkaları.

Makam uğruna, koltuk uğruna eğilenler bükülenler…

Görüşlerini söylemek zorunda olmadıkları halde, yaranmak için “evet” çığırtkanlığı yapanlar…

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, bunlardan biri.

Kulüpler Birliği Vakfı’nın “2.Futbol Zirvesi” var…

Belli ki, “sipariş” bir zirve!

Cumhurbaşkanı Erdoğan için…

Alıştık, buraya kadar olanları da kabul edelim.

Böyle bir zirvede Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in de doğal olarak konuşması var.

Demirören, konuşmasında iktidarı, özellikle iktidarın başı Erdoğan’ı övüyor övüyor ve konuşmasını “Daha güçlü bir Türkiye için, 17 Nisan sabahı evet diyen bir Türkiye ile uyanmak dileğiyle” cümlesiyle tamamlıyor.

Şu hale bakar mısınız?

“Türkiye’de futbolun başı”nın düştüğü hale…

Kardeşim, ülkemizde futbola gönül veren her kesimden insan var.

“Evetçi”si de var, “hayırcı”sı da…

AKP’lisi de var, CHP’lisi de, MHP’lisi de, HDP’lisi de, SP’lisi de…

Müslüman’ı da var, Hıristiyan’ı da…

İnananı da, inanmayanı da…

İktidarı destekleyeni de var, desteklemeyeni de…

Senin işin, Türkiye’de futbolu kalkındırmak!  

İktidara yaranıp, o koltukta sittin sene keyif sürmek değil.

Yıllardır yönettiğin ülkemiz futbolunun hali de ortada.

Sen, Yıldırım Demirören olarak, “evet” vereceksen ver.

Buna, kimsenin söz söyleme hakkı yok.

Ama kürsüye çıkıp “evet” dileğinde bulunmak, taşıdığın “Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı” sıfatına yakışmaz.

Sana kişi olarak yakışır, ama o makama yakışmaz.

Midem bulandı!

 

Böyle yaratıkların ülkesi olduk artık

Tayfun Talipoğlu’nun ölümü üzerine “Bir hayır oyu gitti, bir oy bir oydur” diye sosyal medyada mesaj atan atana…

Eee, ne yapalım Türkiye böyle yaratıkların ülkesi oldu artık!

 

Ne dost, ne dost!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı’ndan her söz edişinde

“Değerli dostum Putin” der.

Sonra bakarız ki, Erdoğan’ın dostu Putin’in generalleri “YPG armasıyla” ortalıkta dolaşıyor.

YPG, biliyorsunuz, PYD’nin Suriye’nin kuzeyindeki silahlı gücü.

PYD de PKK’nın kardeşi…

Hal böyle olunca, “Ne dost, ne dost” demek geliyor insanın içinden.

 

Türkiye’nin layık görüldüğü lig

ABD’nin, “uçakta labtop yasağında” Türkiye’yi layık gördüğü lige bakar mısınız?

Mısır, Ürdün, Fas, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt…

Türkiye, bu ülkelerle birlikte anılıyor.

Ne yapalım?

Ya yerimizi bileceğiz…

Ya da bizi böyle bir “lig”e layık görenlere haddini bildireceğiz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

01

cenk - Syn.T.Ünal,

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten bu yana BATILILAŞMA Avrupa Birliğine üye olmak için arını yoğunu ortaya koyan bir ülke değil mi ? Biz İslâm Ülkeleri için Batılılaşma ve AB'ye üye olmak kadar hiç çalıştık mı da onlardan şimdi bir şey bekliyoruz ? İnsan,bir eleştiri yaparken en önce kendisinin veya ülkesinin gerektiği gibi harket edip-etmediğini kontrol etmelidir diye düşünyorum.

Öyle durup-dururken hiç kimse "Ben senin kaşına gözüne hayranım, seni destekliyorum!" demez !

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Mart 18:15


Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler