Aşağıdaki fotoğrafa lütfen iyi bakın…
Koca şairin dediği gibi…
Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsinler…
Kocaelisporlu çocuklar da ağlamasın ve ebediyete kadar “Körfez’ diyebilsinler!..
Gelin Nazım ustanın şiirini bir kez de beraber okuyalım…
“KIZ ÇOCUĞU…
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
(1956)
***
Şimdi bakın fotoğrafa ve boğazınızda bir şeyler düğümleniyorsa…
Utanabiliyorsanız…
Bu çocuğun gözyaşını hissedemiyorsanız…
İçinize içinize ağlayamıyorsanız…
Bu yazıyı da…
Kocaelispor’u da…
Bu kenti de…
Kaderine bırakın, gitsin!..
Ama unutmayın, bu çocuklardan aldık biz yarınları emanet olarak…
Önce para diyen…
Önce ben diyen…
Sadece ben diyen…
Kendini kulübünden üstün gören…
Kendi kulübünün yöneticisine, futbolcusuna, hocasına küfür eden zihniyet…
Bu yazıyı da ‘x’tir edin…
Zorlamayın kendinizi…
Buy azıyı anlayamazsınız…
Bir bahri gider…
Bir başka Bahri gelir…
Bahri’lerle uğraşmak değildir bizim işimiz…
Emanet aldığımız yarınlarımızdır…
Çünkü bu çocuk, salıncaktan düştü diye parka hiç küsmedi…
Sadece ağladı…
Koca koca ağabeylerinin ağlamasına ağladı…
Yeni sezonda, Kocaelisporlu olmak için de şart şurt ortaya atmayacak ve yine tribünde yerini alacak…
Siz demediniz mi “Güzel günler göreceğiz çocuklar!..” diye…
***
Dipnot: Gündüz vakti, bu kentte, elimde fenerle gezerek, “Elin Bursalısı, Eskişehirlisi bizi ‘Tu kaka’ edip, kötü örnek gösterdiğinde yanıt verecek birkaç iyi adam arıyorum…”