Cumhuriyet Bayramı’nda “sessiz yürümek” de ne demek?

Sevgili okurlarım, yarın 29 Ekim.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 93’üncü yıldönümü…

En büyük bayramımız.

***

İlimizdeki bazı siyasi partilerin il başkanları geçenlerde bir araya gelmişler, “bayramı birlikte nasıl kutlarız”ı konuşmuşlar.

Hangi il başkanları mı?

Şemsettin Ceyhan (AKP), Cengiz Sarıbay (CHP), Aydın Ünlü (MHP), Sinan Ejderoğlu (SP), Nihat Yıldız(BBP), Mustafa Nazlıgül (DP), Halim Dedeoğlu(DSP)…

Sonunda ne mi olmuş?

AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan bir öneride bulunmuş, diğerleri de bu öneriyi kabul etmiş.

Şemsettin Ceyhan’ın önerisi şu:

*Bayramı birlikte kutlayalım…

*Merkez Bankası’ndan Sabri Yalım Parkı’na kadar “sessiz yürüyüş” yapalım… 

*Ellerimizde Türk Bayrağı olsun, hiçbir slogan atılmasın…

Alınan bu kararı açıklama görevi de CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay’a verilmiş.

Sarıbay, basının karşısına geçmiş şu açıklamayı yapmış:

“29 Ekim Cumhuriyet Bayramı programına 7 siyasi parti ve Kocaeli halkı olarak katılacağız. Şemsettin başkan bu teklifi ilettiği zaman çok mutlu oldum. 29 Ekim’i tüm siyasi partilerin katılımıyla kutlayacağız. Saat 14.00’de planlanan yürüyüş muhtemelen Merkez Bankası önünden Sabri Yalım’a kadar devam edecek. Sessiz bir yürüyüş olacak, slogan atılmayacak, ellerimizde sadece Türk Bayrağı olacak. Yürüyüşün ardından Vali Bey bir konuşma yapacak.”

Açıklama bu!

Açıklamayı okuyunca irkildim.

Özellikle “Sessiz bir yürüyüş olacak” ifadesine…

Ne demek “sessiz yürüyüş”?

Bir şeyi “protesto” mu ediyorsunuz?

Yoksa kaybettiğiniz bir değerin arkasından “matem” mi tutuyorsunuz?

Hangisi?

“Sessiz yürüyüş” ne demek, biliyor musunuz siz?

Anlamı tam şöyle:

“Bir davranışı, uygulamayı ya da düşünceyi; yersiz, haksız bularak, ona karşı çıkmak amacıyla topluca ve sessiz bir biçimde yapılan yürüyüş.”

Bayramda sessiz yürüyeceğinize göre, söyleyin bakalım sayın il başkanları, siz “hangi düşünceye” karşısınız?

Hangi düşünceye karşısınız da, birlikte sessiz yürüyeceksiniz?

Yoksa “matem”iniz mi var?

Bayram dediğin “sessiz” değil, “coşkuyla” kutlanır.

Hele bu bayram, devletimizin ve milletimizin en büyük bayramı ise…

Yarın bayram, “sessiz” olmayalım tam aksine “ses” verelim!

Slogan atalım, coşalım!

 

Konfüçyüs, bu sözleri bizimkiler için mi söyledi acaba?

Konfüçyüs, tanınmış bir Çin bilgesi…

Milattan Önce 551-479 yılları arasında yaşamış.

Öğretisi, günümüzde de konuşulmaya devam ediyor.

Söylediği sözler, bugün de anlamlı.

Örneğin…

2500 yıl önce demiş ki:

*Kişi yüksek bir yere gelmeyi değil, yüksek bir yere gelirse işe yarayıp yaramayacağını düşünsün.

*Kişi neden ünlü olmadığını değil, ünlenirse ününü hak edip etmediğini düşünsün.

İnanılmaz değil mi?

Sanki günümüzün siyasetçilerine, günümüzün “ün” meraklılarına söylenmiş bu sözler.

 

Halaybaşı kavgası

İş, buraya kadar vardı…

Yeri geldikçe “Toplumun cinleri tepesinde… Olup bitenler normal değil” diye yazıyorum da, kimse oralı değil.

Arkadaşınızın ve komşunuzun söylediklerine kulak kabartın…

Televizyon haberlerine dikkat edin…

Gazete haberlerine şöyle bir göz atın…

Göreceksiniz ki, insanlar birbiriyle kavga etmek için “sudan sebep” arıyor.

*Yan baktın, küfür…

*Arabamı solladın, yumruk…

*Köpeğime hoşt dedin, kurşun…

Ve geçenlerde Dilovası’nda yaşanan “halaybaşı kavgası”!

Halaybaşı sen olacaksın, ben olacağım…

İş, halaybaşı olmakta direnen kişi ve arkadaşlarının üzerine otomobil sürmeye kadar gidiyor.

Tekrar ediyorum…

Yaşadığımız olaylar normal değil.

Sağlıklı bir toplumda, insanlar böylesine basit nedenlerle kavga etmez.

Tam “toplumsal travma” yaşıyoruz.

Görelim artık bunu!

 

Köy yoluna yapılan kaldırımlar inekler için mi?

Görseniz, siz de aynı şeyi düşünürsünüz…

Kartepe Balaban Mahallesi’nde (köyünde) uzun süredir yollar berbattı.

Hem de nasıl berbat!

Aylarca yollar tarladan farksızdı.

Yaz sonuna doğru yollar asfaltlandı, köy sakinleri biraz nefes aldı.

Geçenlerde baktım, yolda yine kargaşa var.

Hayırdır ne yapıyorlar?

Aaaa, kaldırım çalışması!

Yahu, köy yolunda kaldırımın ne işi var?

Yol dediğin ip gibi dümdüz, her yerde aynı genişlikte değil ki!

Bazı yerlerde bir metreyse, biraz ilerisi 30 santim, daha sonrası sıfır.

Böyle bir yolda kaldırımın ne işi var?

Sonra…

Yol yapılırken, kaldırıma göre eğim bırakılmamış ki!

Yolda yağmur suları için gider de yok.

Yağmur yağınca yol göl olacak.

Kaldırım çalışmasını Büyükşehir Belediyesi mi, yoksa Kartepe Belediyesi mi yapıyor, bilmiyorum.

Hangisi yapıyorsa, yazık günah!

Harcanan paraya günah!

Çok merak ediyorum, belediyeden bir görevli gidip o yolda inceleme yaptı mı acaba?

Yola kaldırım gerekir mi gerekmez mi, baktı mı?

O kaldırımlar, insanlar için olsa insanlar için değil.

İnekler için olsa, inekler için de değil!

O halde bu kadar para neden harcanıyor?

Kimler zengin ediliyor?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler