Cumhuriyet’i nasıl kurduk, hainler nasıl yıkmak istiyorlar?



Bugün, Cumhuriyet’imizin 90’ncı kuruluş yıldönümü.
Bu önemli yıldönümünü gururla, heyecanla kutlamamız gerekirken, yaşadığımız olaylar, gururumuzu da heyecanımızı da boğazımızda düğümlüyor.
90 yıl öncesini unuttuk…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hangi sıkıntılar içinde kurulduğunu artık hatırlamıyoruz.
Daha doğrusu hatırlamak istemiyoruz.
Şimdi, sahip olduğu şeylerin değerini bilmeyen “geri zekalılar” durumundayız.
Memleket elden gidiyor…
*Görüyoruz, görmemezlikten geliyoruz.
*Duyuyoruz, sağır numarasına yatıyoruz.
*Dilimiz var, konuşmuyoruz.
*Kalemimiz var, yazmıyoruz.
Bir de…
Gözünü, kulağını, dilini ve kalemini satanlar var.
Onlar, “sahibi gibi”, “sahibinin emrettiği gibi”, konuşuyorlar ve yazıyorlar.
Ve sonra da “insanız diye” sokakta dolaşıyorlar.
***********
Herkes için değil…
O; devlet nedir, millet nedir, bayrak nedir, vatan nedir, bilmeyen ve de öğrenemeyen “zavallılar” için yazıyorum.
90 yıl önce ne durumdaydık, üç beş cümle ile özetliyorum.
Yenilmiş, borç içinde, harap bir devlet.
Osmanlı yönetimi, galip devletlerin çizeceği kadere razı.
Pes etmiş…
Anlaşma gereği, Ordu terhis ediliyor.
Geride kırık dökük iskeleti kalacak.
Galipler, silahları ve topları topluyor.
Donanma ve uçak birlikleri gözaltına alınmış.
Demiryollarına ve telgraf merkezlerine el konulmuş.
Esir askerler, Mısır’a ve Hindistan’a götürülmüş.
Esir olmayanlar, evlerine ulaşabilmek için uğraşıyor.
Dört bir taraftan topraklarımızı işgal etmeye başlıyorlar.
Yunanlılar, İzmir’e çıkıyor.
Galip devletler, Rumları ve Ermenileri silahlandırıyorlar.
Devlet de millet de yoksul.
Halk, cephede kırılmış, cephe gerisinde yoklukla boğuşmuş.
Okur yazar oranı yüzde 7…
Bu oran, kadınlarda binde 4.
Sıtma, frengi, verem salgın halde.
Biz bu haldeyken, galip devletler İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD zengin.
Bunlar, dünyanın dörtte üçüne hükmeden devletler.
Bizi tam bitirmek istiyorlar.
Güneydoğu’da “Kürtçülüğü”, Doğu Anadolu’da “Ermeniliği” kaşımaya devam ediyorlar.
İşte Anadolu bu durumdayken, bir kahraman, Mustafa Kemal çıkıyor, dünyaya kafa tutuyor.
Halkı örgütlüyor, “direniş ateşleri” yakıyor ve Kurtuluş savaşını başlatıyor.
Sonuç…
Zafer, bağımsızlık ve yepyeni bir vatan!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti…
Özet…
Anadolu insanı, bu Cumhuriyet’i taştan çıkardı.
Bu devlet, gökten zembille inmedi.
Gözyaşıyla, kanla kuruldu…
Gurur duyacağımıza…
Bize bağımsız bir vatan bırakan atalarımızı minnetle anacağımıza…
Anılarına sahip çıkacağımıza…
Bize emanet ettikleri topraklara, bayrağımıza ve Cumhuriyet’e “ihanet” içindeyiz.
Sevgili okurlarım, yazı çok uzadı.
Hainlikleri ve hainleri anlatmaya yarın devam edeceğim.

Xxxxxxxxxxx

Hikmet Erenkaya, siyasetten kopmak istemiyorsa…
********
Adı üstünde…
Seçim, birilerinin kazanması, birilerinin kaybetmesidir.
“Kazanmak”, güzel şey…
Ama “kaybetmek” de, öyle sanıldığı kadar “utanılacak” bir olay değildir.
Sadece “seçime girmek” bile medeni cesaret ister.
Bu nedenle, bir yerlere aday olanları, sandığa girenleri kutluyorum.
Siyaset, uzun soluklu bir mücadeledir.
Bir iki seçim kaybettim diye bir tarafa çekilenler veya çekilmeyi düşünenler, asla siyasetçi olamazlar.
Siyasette sürekli olmak istiyorsan, mücadeleyi bırakmayacaksın.
Kazanacaksın, kaybedeceksin, yürümeye devam edeceksin!
Bir kapı kapanır, başka kapı açılır.
*********
İşte ben, dün CHP’de yapılan önseçim sonuçlarını bu yönüyle değerlendirmek istiyorum.
Sefa Sirmen, kazandı…
Küllerinden yeniden doğdu…
Ama Sefa Sirmen’in bir de şimdiye kadar kaç seçim kaybettiğini bir düşünün.
40 küsür yıldır siyaset yapıyor.
Onlarca seçime girdi.
Belediye başkanlığında 3, milletvekilliğinde 1 seçim kazandı, diğerlerini kaybetti.
CHP Genel Başkanlığı’na aday oldu, kazanamadı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu, kazanamadı.
Bundan önceki dönemde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu, yine kazanamadı.
Yılmadı, 24 yıl sonra, ilk belediye başkanı seçildiği İzmit’e tekrar aday.
Çeyrek asır önceki heyecanıyla çalışıyor.
*******
Turan Dumlu…
Gölcük’ün sevilen, beğenilen, beyefendi kişisi…
Yıllardır CHP saflarında siyaset yapıyor.
Pek çok seçimde aday adayı oldu, aday oldu.
Bir türlü hizmet etme fırsatını yakalayamadı.
Bir ara “kenara çekilmeyi” denedi, içindeki “siyaset aşkı” buna izin vermedi.
Şimdi, CHP Gölcük Belediye Başkan adayı.
İddialı…
İddiası, “boş laf” değil.
Ben, Gölcük’te AKP-CHP arasında dengeli bir seçim mücadelesi yaşanmasını bekliyorum.
Diğer yerlerde de tahmin edilen isimler, “aday” oldu.
Sürpriz yok!
***********
Gelelim kaybedenlere…
Özellikle İzmit’teki önseçimde kaybedenlere…
En çok Hikmet Erenkaya üzerinde spekülasyon yapılıyor.
“Siyasetten çekilsin. Artık O’na CHP’de ekmek yok!”
Aynı görüşte değilim.
Dedim ya, siyaset uzun soluklu bir iş.
Hikmet Erenkaya, sadece pazar günü girdiği “önseçim”i kaybetti.
Seçim bu, kazanır da, kaybeder de.
Sefa Sirmen, siyasette, Hikmet Erenkaya’nın “ustası” sayılır.
Yıllarca birlikte siyaset yaptılar, ortak değerleri paylaştılar.
Sonra, ne olduysa aralarına soğukluk girdi.
Ben, bunca gazetecilik deneyimimde şunu öğrendim.
Siyasette, sürekli dostluk, sürekli düşmanlık olmaz.
Göreceksiniz, Sefa Sirmen ile Hikmet Erenkaya da, yakında “şeklen” değil, “yürekten” kol kola girecektir.
Girmeliler de…
Eğer partilerini seviyorlarsa, bunu yapmalılar.
Hikmet Erenkaya’nın yerine olsam…
Bugün yarın çat kapı Sefa Sirmen’e gider, yine eskisi gibi “sağ kolu” olmaya talip olurum.
Sefa Sirmen’in yerine olsam…
Kim bilir, belki Hikmet Erenkaya’nın gelmesini beklemeden, bir akşam çat kapı evine çay içmeye giderim.
Sirmen ve Erenkaya, barışmak için “seremoni” beklemesin.
Bu, iki isme de yakışmaz.
**********
Hikmet Erenkaya, geldiği noktada, kendine yeni bir yol bulmalı.
Ya biraz önce söylediğim gibi, Sefa Sirmen’e İzmit seçimlerinde destek vererek siyasetin kendisi için neler getireceğini beklemeli…
Ya da, sıcağı sıcağına, kendisine daha önce önerilen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını kabul etmeli.
Çıkıp ortaya, “Tamam, ben daha önce kabul etmemiştim, ama şimdi Büyükşehir’e aday olmak istiyorum” demeli.
Siyasete devam etmek, siyasette daha aktif olmak istiyorsa, bunu yapmalı.
Siyasette, bir hafta bile “uzun bir süre”…
Beş ay sonra, Türkiye’de rüzgârın hangi yönden eseceğini kim bilebilir.
Bakmışsınız rüzgâr, CHP’nin yelkenlerini doldurmuş ve Erenkaya, Büyükşehir Belediye Başkanı…
********
Bunlar, Erenkaya’nın önündeki seçenekler…
Eğer Erenkaya, ikisini de yapmazsa…
*Sanki kendisi adaymış gibi Sefa Sirmen’in yanında çalışmazsa…
* “Nasıl olsa kazanamayız” deyip, Büyükşehir’e aday olmazsa…
Çıksın ortaya, “Ben siyasete nokta koyuyorum” desin, daha iyi.
Seçim kendisinin.
İzmit’te önseçimi kaybeden diğer isimler mi?
Onlar, “seçimin kaybedenleri” değil, “siyasetin kazanımları”…
“Bir seçim kaybettim” diye köşeye çekilmek yok!
Yola devam!





# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler