Deniz Baykal'dan 'Başkanlık' açıklaması

CHP Manavgat İlçe Örgütünün yenilenen hizmet binası düzenlenen törenle açıldı. Açılışa, CHP'nin eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Bayka...

CHP Manavgat İlçe Örgütünün yenilenen hizmet binası düzenlenen törenle açıldı. Açılışa, CHP'nin eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Antalya Milletvekilleri Mustafa Akaydın, Niyazi Nefi Kara, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Antalya İl Başkanı Mustafa Erdem, ilçe başkanları, sivil toplum kuruluşların temsilcileri, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve çok sayıda partili katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan İlçe Başkanı Av. Aliye Coşar, parti binasının yenilenmesinde katkı sağlayan başta Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen’e, mimarlara ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Açılış töreninde konuşan Baykal ise, binanın hayırlı olmasını, güzel çalışmaların ve daha başarılı hizmetlerin yapılmasını temenni etti.

 

Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu sorunların, sıkıntıların, normal bir siyasal yaşamın akışı içinde zaman zaman karşı karşıya kalınabilecek türden olağan sıkıntılar, sorunlar olmaktan çıktığını savunan Baykal, “Her ülkede zaman zaman sıkıntılar, gerginlikler olur. Çatışmalar, kutuplaşmalar olur. Ama bizim bu son dönemde, son 15 yılda birbiri ardına tanık olduğumuz olaylar, ne Türkiye tarihinde tanık olduğumuz, ne de herhangi bir demokratik rejimde doğal karşılanabilecek türden olay. Türkiye'de siyaset şirazesinden çıkmış konumdadır” dedi.


 

GÜNEYDE YAŞANANLAR

Güneyde savaşlar yaşandığına değinen Baykal, “Ülkeler göz önünde bölünüyor, birbirine düşürülüyor. Müslüman Müslümanla savaşıyor. Mezhep savaşı, kimlik savaşı her şeyin önüne geçti. Bu savaş, Türkiye'ye sıçramaya başladı. Bu savaşın uzantısı olarak Hatay'da, Kilis'te, Gaziantep'te insanlarımı kaybediyoruz, bombalar patlıyor. Bu süreç, 'doğal ne yapalım, hayatın akışı, kendiliğinden bu oldu, kimse denetleyemez' diye geçiştireceğimiz bir olay değil. Elbette dünya şartlarından kaynaklanan nedenleri var. Ama o nedenlerin çok ötesinde Türkiye'yi yönetenlerin yaptıkları vahim yanlışlıklardan, kabul edilemez yanlışlıklardan kaynaklanan daha da önemli nedenleri var. Eğer ülke, bu son dönemdeki gibi yönetilmesiydi daha doğru yönetilseydi, dünyayı doğru anlayan, doğru kavrayan, kendisini, tarihini, memleketinin niteliklerini, özelliklerini bilen, hukuka saygılı, demokrasiye saygılı bir yönetim eliyle Türkiye yönetilmiş olsaydı bu ülke bu hale gelmezdi” diye konuştu.

 

"BÖYLE ÇÖZÜM OLMAZ"

Türkiye'de ilk kez bir cemaat eliyle darbeye girişildiğini kaydeden Baykal, “Yine ilk kez bir darbede bunca kan aktı. Türkiye buraya nasıl geldi. Bu cemaat nasıl sahiplenildi, nasıl himaye edildi. Devlet kadrolarını doğrudan yada çalınmış sorularla bunlara emanet ederek Türkiye bir noktaya getirildi. Bu politikaların hepsi, Cumhuriyet Halk Partisinin, yani Türkiye’nin çağdaş projesine tamamen karşı politikalardır. O politikalara göz yumuldu, himaye edildi, desteklendi, serpildi, büyüdü ve Türkiye'yi avucunun içine geçirmeye başladı. Buna karşı çare nedir? 'Ne kadar bu cemaatle ilişkisi olduğu düşünülen varsa, tümünü derdest edelim, alalım götürelim, tutuklayalım' bu işi çözelim. Böyle çözüm olmaz arkadaşlar. Onları ortaya çıkaran, onların önünü açan, politikaları değiştirerek, laikliğin önemini kavrayarak, çağdaş eğitimin önemini kavrayarak, siyaseti din temelinde zorlamalarla, pazarlamalarla götürme anlayışını bir kenara bırakarak siyaset yaparsanız bunu önlersiniz” ifadelerini kullandı.

 

BAŞKANLIK SİSTEMİ

"Başkanlık rejimi değişikliğiyle Türkiye’yi bunalımdan kurtaracağız" fikriyatının öne çıkartıldığını söyleyen Baykal, konuşmasını ise şöyle sürdürdü:
“Türkiye'de yaşanılan yanlışlıkların temelinde ülkeyi yönetenlerin kimseye hesap vermeden, kimseyle istişare etmeden, 'ben bilirim' diyerek, şahsi ve keyfi tercihlerle, o anda doğru diye düşündüğü neyse onu hayata geçiriyor olması yatmaktadır. Türkiye daralma süreci yaşıyor. Bir şahsın gelgitlerine, idrak kısıtlamalarına, anlayış çerçevesine, teslim ediliyor olduğu için Türkiye bugün parlamenter rejimi işletemiyor. Yaşadığımız sorunların temelinde, parlamenter rejimin bile keyfi ve şahsi karar alma anlayışına teslim edilmiş olması yatıyor. Şimdi bunu başkanlık rejimine çevirdiğiniz zaman, bu keyfi ve şahsi karar alma daha da cesaretlendirilecek, daha da meşrulaştırılacak, hukuki kılıfa kavuşturulacak; şahsi ve keyfi tercihler normal, anayasal hukuk uygulaması haline dönüşecek. Şahsi, keyfi yapanların her 2 yılda bir 'vay büyük hata yapmışız, affedersiniz' dediğine tanık oluyoruz. Defalarca her konuda 'biz yanılmışız' diye itiraflarını hep beraber izledik.”

#

22 Eki 2016 - 16:56 Kocaeli- Siyaset

Son bir ayda kocaeligazetesi.com.tr sitesinde 3.521.331 gösterim gerçekleşti.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.