Son yıllarda kedi ve köpeklere karşı olumlu bir ilgi var. Sokak ve caddelerin sakinleri onları besliyorlar, susuz kalmasınlar diye uygun yerlere içi su dolu kaplar bırakıyorlar. Okullarda ve çeşitli yayınlarda özellikle çocuklara hayvan sevgisi aşılanıyor. Bunlar güzel şeyler. Bildiğiniz üzere hayvanları sevmeyenden hayır gelmez...
Köpekler son derece duygusal hayvanlardır. Ben Üniversite hayatına başlayıncaya kadar, rahmetli babamım ava düşkünlüğü nedeniyle bahçesinde her zaman av köpeği olan bir evde yaşadım. Babam onu yanına almadan ava gideceği zaman tüfeği gazete kağıtlarına sarar evden öyle ayrılırdı. Çünkü köpeğimiz o tüfeği görür ve babam onu götürmez ise onun dönüşüne kadar adeta ağlarcasına havlar ve inlerdi.
Köpeklerin görme ve koku yeteneği de tartışılmaz. Yedek subaylığımı yaptığım Rusya (zamanımızda Ermenistan) hududunda, ıssız bir yerde bulunan hudut karakolumuzun özel köpekleri vardı. Bunlar belli bir tarafa bakarak havlamaya başladığında yanımdaki askerlerle dakikalarca onların havladıkları yere bakar, nedenini bulmaya çalışırdık. Çok uzaklardan gelen örneğin bir insan gördükleri için havladıklarını zor anlardık.
Hayvanlar hızla gelişen duygularının yanı sıra yakın bir tehlikeyi de sezmeyi başarıyorlar. Bu nedenle, özellikle deprem tehlikesi oluştuğunda onları gözlemlemek hayat kurtarabilir. Ama bu dört ayaklı dostlarımız böyle bir tehlikeyi nası sezebiliyorlar? Cambridge üniversitesinde yapılmış bir araştırmaya göre hayvanlar deprem sarsıntısını ve etkilenmiş kayalarda bırakılmış pozitif iyonları farkediyorlar. Kedi ve köpeklerin duyma yeteneği de insanlarınkinin üç misli, kedilerinki köpeklerden biraz daha fazla.
Köpekler hemcinslerinin olduğu gibi kendilerine yaklaşan bir insanın sesini ve hatta bakışını bile değerlendirip kendilerini konumlarlar. Sokaktaki bir köpeğe sempati ile yaklaşın, o da karşılığını olumlu olarak hemen verir.
Köpeklerin seveni çoktur ama onlar hakkında bilgisi yeterli olan insan azdır. Neden hoşlanırlar? Neden korkarlar ? Ne kadar yaşarlar? Bilen azdır.
Hiç farkında mısınız? Bir köpeğin sahip olduğu en kaçınılmaz talihsizliği ortalama ömrünün diğer ev hayvanları kadar olmayışıdır. Washington Üniversitesinde bir araştırma projesi kapsamında köpeklerin daha uzun ve sağlıklı yaşamasını sağlamaya yönelik olarak iç organlarının ihtiyarlamasını yavaşlatan bir ilaç üzerinde çalışmalar yapılıyor. Klinik incelemeler farklı ırklardan ve vücut yapısı farklı 32 örnek üzerinde yürütülüyor. Bunların hepsi orta yaşta.
Öyle ki bugün bir kedi ortalama 15 yıl yaşamaktadır, köpek için bu rakam 12 yıldır. Bunların içinde en uzun yaşayanlar evde olanlardır. Iyi beslenen, bakım görenlerdir. Yaklaşık 3000 köpek üzerinde yapılan bir çalışma sayesinde Danimarka’da Veterinerlik ve Tarım Üniversitesi araştırmacıları, farklı ırkların hayat süresi ve tipik ölüm nedenleri konusunda ilginç bilgilere ulaşmışlardır. Alınan sonuçlar arasında melez ırkların safkan olanlardan daha uzun yaşadığı da vardır.
San Bernardo ve Kurt köpekleri daha az yaşamaktadır. Bu çalışmanın sonucuna göre bünyece küçük olanlar büyüklere göre daha uzun zaman yaşamaktadır. Bunun nedeni büyük köpeklerin kalp damar hastalıklarıdır. Kemik hastalıkları küçük bünyeli olanlarda çok nadirdir. Bir sürpriz olarak tümörden ölüm ikinci sıradadır; %14,5 düzeyindedir. En çok görüldüğü San Bernardo’larda oran %34,4 dür. Bellibaşlı sebep yaşlılıktır. Ama onlar arasında da yaşam rekoru kıranlar var. Avustralyalı köpek Bluey 29 sene yaşamıştır. Teksaslı kedi Creme Puff 38 yaşında ölmüştür. Kedi yine önde.
Köpekler ve kedilerin daha sağlıklı ve daha uzun yaşaması için araştırmalar yapılması ne güzel... Acaba Avrupa ülkelerinde bu tür araştırmaların yapılmasına bizim çok şaşırmamız neyin göstergesidir?
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.