9. Kocaeli Kitap Fuarı sona erdi… Önceki gün fuara katılan tv haber kanallarının yöneticileri, habercilikle ilgili bilgi verdi… Her akşam milyonların takip ettiği haber kanallarının genel yayın yönetmenleri ‘’Haber Kanalı Olmak’’ konusunu, kendilerini dinlemeye gelenlere anlattı. Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın, haberi servis etti… Haberde, onların dünyalarını ve düşüncelerini öğreneceksiniz… Dilerseniz haberi birlikte okuyalım;
**
Habertürk Tv Genel Yayın Yönetmeni ve “Akılda Kalan” programıyla çok önemli konukları misafir eden Veyis Ateş, TV Net Anahaber bülteni sunucusu ve Yeni Şafak yazarı Faruk Aksoy, 24 Tv Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek, TGRT eski Genel Yayın Yönetmeni ve Türkiye Gazetesi yazarı Yücel Koç, her akşam izlediğimiz tv haberlerinin nasıl hazırlandığını anlatırken, gündemi de değerlendirdi. Programın moderatörlüğünü TV Net Haber Müdür Yardımcısı Fatih Sadırlı üstlendi.
“İNSANI TÜKETEN BİR MESLEK”
Türkiye’de haber televizyonculuğunun geldiği nokta ve nelerden etkilendiğinin konuşulduğu söyleşide ilk söz alan Veysi Ateş oldu.‘’Kimin ahını aldık da televizyonlarda yönetici olduk’’ diye kendilerini dinlemeye gelenlere dert yanan Ateş, ‘’Televizyonculuk bizi ve çalışanları tüketen bir meslek. Yaptığımız işi küçümsemiyorum ama stresten besleniyoruz. Bu bizi besleyen bir alan, ayrılanlar bile televizyona tekrar geri dönüyor. Majör kanallar dediğimiz Kanal D, Atv, Show gibi kanallarda kadın programları, diziler ve sabah programları kısmen daha rahat akan programlar. Elbette onların da dertleri vardır’’ açıklamasını yaptı.
‘’GAZETECİ ERKEN ÖLÜR’’
Reina saldırısında yaşadığı bir anısını aktaran Ateş, ‘’Habetürk’te 2 yıldır görev yapıyorum. Bir yılbaşı gecesi tatil yapmak istedim, o gece Reina saldırısı oldu. Yaşadığımız bu coğrafyada dibimizde Suriye, Kafkasya, Rusya, Avrupa’nın olması, jeostratejik önemimiz, yeniden şekillenmekte olan AB’nin tam göbeğindeyiz. 1071’ten bu yana hiçbir zaman rahat bırakılmadık. Asker bir millet olarak çarpışa çarpışa aldığımız bu topraklarda, 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi her zaman bize bedel ödetmek isteyenler olacak. Haber kanalı olmak bir taraftan yerin altından üstünden haberinizin olması, bir taraftan trafik kazasından Cumhurbaşkanı açıklamasına kadar sayabileceğiniz yüzlerce haberden haberdar olursunuz, ancak derinlemesine girmeniz zor. Uzun zamandır özlediğim şey şu cep telefonunu kapatıp uyuyabilmek. Gazeteci erken ölür diye bir söz var; çünkü bu yaşadıklarını bir yere kadar kaldırır, sonra kalpti tansiyondu ölür gider’’ şeklinde konuştu.
AKSOY: CESUR OLMAK LAZIM
Tv Net Ana Haber Bülteni sunucusu Faruk Aksoy ise tv’lerde yöneticilik yapmanın farklı bir olay olduğunu aktardı. “Yakın zamanda Türkiye’de ciddi bir tarih tartışması başladı. Benim içinde olduğum medya grubu da bu tartışma içinde var’’ diyerek sözlerine başlayan Aksoy, ‘’Bu tartışmanın onaylamadığımız boyutları da ortaya çıktı. Her birimiz için kutsal kavramlar, tartışma konusu yapıldı. Bu tartışılırken 2-3 haftadır Sayın Cumhurbaşkanı'nın son konuşmasını da bir haberci olarak bir kere daha düşündüm. Haber televizyonculuğu nasıl yapılır? Biraz cesur olmak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı da tarih yanlış öğretildi diyor, müfredat değiştirilecek diyor. Son zamanda bu her konuşmasında bu var. Bizim tarihimizde medya tarafından tartışılması gereken bazı spekülasyonlar var’’ ifadesini kullandı.
‘’MEDYANIN VERDİĞİ KATKI ÇOK ÖNEMLİ’’
Saçma sapan, usulsüz, kepazece söylemlerin de kullanıldığını aktaran Aksoy, ‘’Türkiye’de tarih olduğu gibidir diyenlerle Cumhurbaşkanı gibi düşünenler arasındaki tartışmaları tv’ler nasıl verecek, bunun dili nedir, onu çok merak ediyorum. Bu memlekette tartışma her zaman ötekinde berikinde, sağda solda, doğuda batıda olarak devam edecek. Bizde bir taraf parmağıyla doğuyu, birileri parmağıyla batıyı gösteriyor. Dolayısıyla medyayı her fırsatta eleştirenler, içerideki tartışmanın bu kadar uçlarda devam etmesine rağmen, bu medyanın tartışmaları ne kadar yumuşattığını görmeli ve hakkını vermelidir. Tv’de tartışan insanların ekranın arkasında nasıl tartıştıklarını biz biliyoruz ama siz bilmiyorsunuz. Bu ülkenin kutuplarını bir araya getirip, programlarda size ılımlı ve uyumlu insanlar olarak sunuyoruz. Medyanın Türkiye’nin demokratikleşmesine verdiği katkıyı herkes görmelidir’’ diyerek sözlerini tamamladı.
“GEZİ’DEKİLERİN DERDİ BAŞKAYDI”
TGRT’nin genel yayın yönetmenliğinden kısa süre önce Türkiye Gazetesi’ne geçen Yücel Koç, haberciliğin zor ve zahmetli bir iş olduğunu, ancak bu mesleği severek yaptıklarını aktardı. ‘’Bu dönemde mesleğin daha önemli olduğunu düşünüyorum’’ diyen Koç, ‘’Referandum gibi tarihi bir kırılma noktasında medya bu önemini ortaya koymuştur. Ülkenin geleceği için halkın bir görev üstlenmesi başlı başına kutsal bir olaydır. Gezi olaylarıyla başlayan bir süreç var. Gezi’de çadırların yakıldığı gün belediye başkanı özür dilemiş ama olaylar azalacağına aksine büyüyordu. O gece gazetede manşeti değiştirmek istedim, Gezi’ye katılanlara vuran ilk manşeti ben attım. Bunların derdi başka dedim. Ertesi gün büyük tepkiler aldık. Her türlü hakareti gördük. Ertesi gün ve diğer günde bu başlıkları attık. Medyadaki arkadaşlarımız ortak bir dille bu tepkiyi verdiler ve olayın başka bir boyuta gittiği ortaya çıktı’’ sözleriyle Gezi olaylarında yaşananları aktardı.
‘’TV KANALLARI 15 TEMMUZ’DA
TARİHİ BİR GÖREV ÜSTLENDİ’’
‘’Elimizdeki tek gücümüz haberciliğimiz, gazeteciliğimiz’’ diyen Koç, ‘’Halkımız için bir şey yapıyor olmamız lazım. Allah’a sığınıp iyi niyetle yola çıkmak istediğin zaman biraz daha cesur olup işinizi iyi yapmanız gerekiyor. Gezi’de böyle milli bir cephe oluşturmasaydık, Türkiye belki de başka bir yöne gidecektir. Böyle tarihi bir dönemde bu mesleği yapıyor olmaktan keyif ve onur duyuyorum. Haber kanallarında anlık yaşıyorsunuz, üzerine bir şeyler koymaya zaman yetmiyor. 15 Temmuz’da Star Gazetesi gece müdürüydüm. Gazetecilik biraz daha size zaman tanıyan bir meslek ama 15 Temmuz’da keşke tv’de olsaydım dedim. Gazetede işin sonunu bekliyorsunuz, 15 Temmuz öyle bir geceydi ama tv kanalları o gece tarihi bir görev üstlendi. Darbenin önlenmesinde tarihi bir görev üstlendiler. Gazetecilik çok keyifli ve çok güzel bir görev’’ sözleriyle mesleğine verdiği değeri aktardı.
ÇİÇEK: MESLEĞE GAZETE SATARAK BAŞLADIM
27 yıl önce 18 yaşında gazete dağıtarak mesleğe başladığını anlatan 24 Tv Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek, ‘’Türkiye Gazetesini satıyordum, hem okuyup hem gazete satıyordum. Daha sonra ajans, gazete ve tv’lerde çalıştım. 2002 öncesinde yani AK Parti öncesi ve AK Parti sonrasında tv’lerde bir fikrin beyan edilebilmesi noktasında büyük zorluklar vardı. Vesayetin savunucusu olan Doğan grubunu bile zorlayarak Cnn Türk kanalında darbenin karşısında durabilme noktasına gelindi. İlk haber kanalı tecrübesini1998’de yaşadık, daha sonra diğer kanallar kuruldu. Belli bir fikrin gündeme geldiği haber kanalların oluşmasıyla medyada bir dengede oluşmaya başladı. O zaman kadar belki bir kesimin duyurulabildiği alan olarak biliniyordu. Sizin fikirlerinizin konuşulabileceği yer söz konusu değildi. Bir dengeye gelme durumu söz konusu olduğunda fikirlerin tartışılabildiği kanallar oluşmaya başladı’’ bilgisini verdi.
‘’HERKESİN BULUN DUĞU BİR TARAF VAR’’
‘’Siz tarafsız olacaksınız, yorum yapmayacaksınız diye bize öğrettiler’’ diyen Çiçek, ‘’Bu aslında kandırmacadan ibaret. Hiçbir tv kanalında yorumsuz olabilmenin imkanı yoktur. Sovyet yönetimin ne söylediğini anlayabilmek için Prada gazetesine bakılırdı. ABD’ye, Almanya’ya İngiltere’ye baktığınızda herkesin bulunduğu bir taraf var. Avrupa’da da bu böyle. Türkiye’ bizi sürekli tarafsız ve yorumsuz olmak gerektiği empoze edilerek birçok şeyi göz ardı etmek zorunda kaldık. Şu haberleri yapamazsınız, şu insanları ekrana çıkaramazsınız denildi. 28 Şubat’ı yaşamış insanlarız. 15 Temmuz’a, Gezi olaylarına baktığınızda normal şartlar altında medyayı, gazeteyi kullanmaya çalıştılar. Ama 2002 sonrasında farklı fikirlerin de sunulabileceği noktaya geldik’’ şeklinde konuştu.
‘’ALGI ZAMANLA GERÇEĞE DÖNÜŞÜR’’
Almanya’da geçmişte propaganda bakanlığı olduğunu hatırlatan Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı; ‘’Hitler döneminde propaganda bakanı Gobels denilen bir adamdı. Göreve ilk geldiğinde algı zamanla gerçeğe dönüşür diyordu. Birkaç yıl sonra bu kez düzeltme ihtiyacı hissetmiş olacak ki; yanılmışım düzeltiyorum algı gerçeğin ta kendisidir dedi. Eskiden bu algıyı gerçekmiş gibi göstererek inandırdılar, çoğulcu demokrasi de olduğu gibi çoğulcu medyada da algının ne olduğunu anlayabilecek durumdayız. İzleyici de çok geniş bir kesimden artık haber alabiliyor. Yandaş, taraflı gibi yaftalamaya çok bayılıyorlar. İşin özeti şu; taraf olmak zorundasınız. Önemli olan ne tarafa olduğunuzdur. Bizim 24 Tv olarak halkın yanında olduğumuza inanıyorum.’’
**
Sevgili okurlar;
Televizyoncuların görüş ve düşünceleri böyle…
Ben de bir gazeteciyim… Televizyoncular hep kendi penceresinden olaylara bakmışlar… Televizyonların, gazetelerin üzerindeki baskıdan hiç söz etmemişler…
Türkiye’de gazetecilik, televizyoncular sanıldığı kadar kolay değil…
Büyük bir tekelleşme var…
İktidarın baskısı hissediliyor…
Türkiye, basın özgürlüğünde 170 ülkeden 150’nci sırada…
Başka söze gerek var mı?
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.