İçimdeki ses!

İçimdeki ses, çok okuyorsun ama hiç kendini okudun mu ? Mesela 6 yaşındaki,16 yaşındaki, 26 yaşındaki, 36-46 yaşındaki hallerin birbirleriyle hiç tartışır mı ? diye sordu? Şaşırdım…..

6 yaşında ilkokuldayken elektrik yoktu, gaz lambası ile okurdun, televizyon yoktu. Dünyadan bi haberdin, çobanlık yapar, dünyayı köyün kadar zannederdin” dedi. Diğeri cevap verdi, ama akademik eğitimini bile tamamladın, artık dünyayı tanıyorsun belki de, içimdeki ses senin ilk araban öküz arabasıydı, direksiyonun da üvendire. Diğeri cevap verdi; ama şimdi her türlü arabayı kullanıyorsun, uçakla seyahat ediyorsun, şaşkın mısın  

İçimdeki ses, insanları tertemiz, dünya iyisi bilirdin, insanlar kesinlikle zararsız zannederdin. Ama zamanla, insanın; fakiri-zengini,aydını-cahili,kıskancı-paylaşanı,masumu-katili,her türlüsünü tanıdın,insan insanın kurdu derlermiş,anladın mı ?Diğeri cevap verdi, her kötü insanın içinde doğuştan gelen bir iyilik var,onu yakalamak senin görevin.

İçimdeki ses, çocukken lüks yoktu, bu kadar tüketim yoktu, taksit, kredi kartı insanı esir etmemişti, insanlık daha mutluydu dedi. Diğeri cevap verdi, teknolojik gelişme insan mutluluğu için olmalı, gelişmeyi reddetme; ama onların seni esir etmelerine izin verme.

İçimdeki ses, Amerikan malı dile kot pantolon giymezdin, şimdi sermaye ülkemizi bile fethetti….! Herkes yabancı marka giyiyor. Diğeri cevap verdi, mal, para lüks hepsi araç. Esas olan insanın gelişmesi, gelişmiş insan dünyaya hükmeden insandır, sermayeye takılma dedi.

İçimdeki ses, özgür olmak için meslek seçtin, ama sistem özgürlüğünü sınırlıyor, bazen isyan ettiriyor... Diğeri cevap verdi. Özgürlük insanın doğasında var. Onu dünyanın hiçbir sistemi yok edemez, sen yeter ki gücünün farkına var, dedi.

İçimdeki ses, demokrasi en iyi rejim derdin ama sermaye, yönlendirilmiş basın, kitle iletişim araçları, demogoklaşmış bazı siyasiler, demokrasinin kökünü kazıyor, demokrasiyi yozlaştırıyor dedi. Diğeri cevap verdi, yine de tüm aksaklıklara rağmen hedef demokrasiyi geliştirmek,başka çare mi var ?  dedi.

İçimdeki ses ,politikaya hak ve adalet savaşı, demokrasi mücadelesi olarak  bakardın, hiç geri durmadın.Ama Türk siyaseti hayal kırıklığı yaratıyor, bırak demokrasiyi ,demokratik siyasetin temeli olan siyasi partiler yasasını bile değiştiremiyorlar  değil mi ? Diğeri cevap verdi, demek ki; kişisel beklentileri bir yana bırakabilen kişilerle orkestrayı geliştirmelisin, orkestra şeflerinin başarısı orkestradakilerin kalitesine bağlı, unutma. Kaldı ki;yapacak başka bir şey bir şey mi var ?  dedi . 

İçimdeki ses dünyayı böyle adaletsiz zannetmezdim, hayal kırıklığına uğradım. Diğeri cevap verdi, adaletsizlikle savaşmak insanı güçlü kılar, tüm devrimler adaletsizliğe karşı olmuş, tüm büyük adamlar adalet mücadelesi ile doğmuştur dedi.

Bu defa içimdeki ses sormadan diğeri konuşmaya devam etti .

İnsan, dünyadaki en kutsal ve gelişmiş yaratıktır. Eşitlik, özgürlük, adalet, insan hakları gibi kavramlar içindeki şarkıda saklıdır, Sakın içindeki şarkıyı bitirme. Sistemin seni yabancılaştırmasına izin verme, ara sıra kendine de mektup yaz, mutlaka cevap alırsın.

Çocukluğun ile gençliğin ve olgunluğun birbirleriyle tartışsınlar ki ders çıkart, ara sıra kendini de eleştir, sakın nereden geldiğini ve insan olduğunu unutma. Sakın içindeki çocuğu öldürmelerine izin verme.

Hiç kendini okumayı denedin mi ?Hiç kendine meydan okudun mu ?Büyük adamlar kendine ve gerekirse sisteme meydan okuyan adamlardır, işte gerçek devrimcilik de budur.

Yaşama meydan oku, dostluk, insanlık, insanca yaşam için diren. Unutma ki ;dünyadaki en önemli varlık maddi değil, manevi varlıklardır,onları geliştirmeye çalış.Unutma ki ; insan dünyaya kendini tanımak ve tamamlamak için gelmiştir.

Hayat çok sesli bir orkestradır,onu oluşturmaya çalış.Hata yapmaktan çekinme.Hayatın kendisi  hatalar üniversitesidir oradan mezun olmaya çalış. Bunun için zamanla yarış, çünkü İki günü bir olanın unutma ki bir günü kayıptır.

Dünyada  hem kendi kendinin konuğu, hem de misafirisin. Unutma ki; her an mal, mülk, makam mevkii olmadan gidebilirsin. Kendinle geldin, yine yalnız kendinle gidersin. Sakın kendinle ve insanlıkla yabancılaşmaya izin verme. Önemli olan hayatta tatlı bir seda bırakmak  dedi.

Hafta sonu söyleşisini dinlediğim ve esinlendiğim,aydın,çağdaş,aydınlanmacı,dünya vatandaşı olduğuna bir kez daha tanık olduğum Ali Poyrazoğlu’na saygılarımla.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Fahri Örengül - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler