Dün “kara bir gün” daha yaşadık.
“Adaletin kara günü”nü…
Aslında bu “kara gün” sadece “adalet”in değil, tüm kurumlarıyla “Türkiye’nin kara günü”…
Türkiye’nin…
Türkiye’yi yıllardır yöneten AKP’nin…
Gazetecileri, “silahlı terör örgütü üyesi” diyerek hapse attığı artık hukuken tescillendi.
Daha önce Ahmet ŞIK, Mustafa BALBAY, Nedim ŞENER ve Yalçın SONER aynı yöntemle zindana tıkılmıştı, dün de Hidayet KARACA’nın kalemine zincir vuruldu, Ekrem DUMANLI ise tutuksuz yargılanacak.
Türkiye artık yazıları tehlikeli bulunan gazetecilere, “silahlı terör örgütü suçlaması” yapılan bir ülke haline geldi.
Böyle bir ülkede insanlar kendini güvende hissedebilir mi?
Böyle bir ülkeye dünya güvenebilir mi?
Delil yok, suç var!
14 Aralık operasyonunu bir haftadır dikkatle izliyorum.
İktidar, elindeki devlet gücünü pervasızca kullanıyor.
Hukuk dinlemiyor, herkesi tehdit ediyor.
Bir yıl önce bazı hükümet temsilcilerinin pisliklerini ortaya döken gazetecilerden intikam alıyor.
Hırsızlıkları, “darbe” olarak göstermeye kalkıyor.
Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca isimli meslektaşlarımıza yöneltilen suçlamaya bakın!
“Silahlı terör örgütü üyesi olmak…”
Evlerinde ve işyerlerinde arama yapıldı, silah bulundu mu?
Yok…
Silahlı kişilerle görüntüleri var mı?
Yok…
Terör örgütü üyeleriyle telefon konuşmaları?
O da yok!
Hiçbir somut delil yok, ama “suç” var!
“Silahlı terör örgütü üyesi olmak…”
Nasıl oluyorsa?
***
Ekrem Dumanlı, neyle suçlanıyor biliyor musunuz?
Anlatayım…
Efendim, Nisan 2009’da ZAMAN Gazetesi’nde bir “haber” ve iki “köşe yazısı” yayınlanmış.
Haberde, haberi yazan muhabirin imzası var.
İki makaleden biri Hüseyin Gülerce’nin, diğeri ise Ahmet Şahin’in.
Peki Ekrem Dumanlı’nın suçu ne?
Gazetenin genel yayın müdürü olması!
Yazılarda suç var mı?
Savcı suç bulmadı ki, Hüseyin Gülerce’yi de Ahmet Şahin’i de ilk ifadelerinden sonra serbest bıraktı.
Her ikisi de, “yazıyı yazarken kimseden talimat almadıkları” nı söylediler.
Talimat aldıklarını söylemiş olsalardı bu defa, “failler dışarıda, azmettirenler içeride” komikliği ortaya çıkacaktı.
***
Yaşananların bir de yasal boyutu var.
Yazıların yayınlandığı tarihten bu yana ne kadar süre geçmiş?
5 yıl…
Kanun açık, basında, 4 ay içinde açılmamış ceza davası talebi, işleme dahi konulmaz.
Basın Kanunu’nun diğer bir maddesi…
“Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur.”
Yani süresi içinde soruşturma açılmış olsaydı dahi, Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı değil, yazanlar sorumlu olacaktı.
Gördüğünüz gibi…
Neresinden bakarsanız bakın, Ekrem Dumanlı’nın suçlanabileceği bir durum yok.
Ama suçlandı, evi arandı, gazeteye baskın yapılıp gözaltına alındı, uzatmalarıyla birlikte 6 gün gözaltında tutuldu ve yurt dışına çıkma yasağı konularak tutuksuz yargılanmasına karar verildi.
Diğer meslektaşımız Hidayet Karaca ise dün tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Suçu ne?
Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı olmak!
Dizi yapılmış, diziyle ilgili kişiler serbest, başkan Hidayet Karaca tutuklu.
Sözü edilen dizi televizyonda ne zaman gösterilmiş?
O da 5 yıl önce, yani 2009’da…
Tahşiyeciler beraat etti mi?
İşin garipliğine bakın!
Güya 14 Aralık operasyonu, “Tahşiyeciler” diye bilinen dinci grubun, “Bizi mağdur ettiler” diye gazeteciler ve emniyet görevlilerinden şikâyetçi olması üzerine yapılmış.
Peki, Tahşiyeciler gerçekten mağdur mu?
Yargılamaları bitti de beraat mı ettiler?
Mağduriyet, hukuken yargılamadan sonra ortaya çıkar.
Yargılama devam ediyor, ama hatırlayın Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tahşiyeciler” i “mağdur” ilan edivermişti.
Mahkeme karar vermese de, Tahşiyeciler Erdoğan’a göre mağdur!
Hukuka şeklen de olsa saygı yok!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç itiraf etmedi mi, “Tahşiyeciler, telefonla arandıktan sonra şikâyetçi oldular” diye…
Demek ki, bu işte iktidarın “kumpas”ı var!
Her şey açık ve net!
Amaçları, basını susturmak!
Basını susturmakla, bir ülkeyi batırmanın eşanlamlı olduğunu bilmiyorlar.
“Mazlum”ken “zalim” oldular
Hatırlayın o günleri!
*”Mağduruz” dediler…
*”Ezilmişlerin, fakir fukaranın temsilcisi olacağız” dediler…
*”Askeri vesayet” dediler…
*”Normalleşme” dediler…
*”İleri demokrasi” dediler…
*”Hırsızlıkla, yolsuzlukla, yoksullukla mücadele edeceğiz” dediler…
*”Kutsal dava” dediler…
İktidara geldiler.
Ne oldu sonra?
Mağdur edebiyatı yapanlar, zulüm gördüklerini söyleyenler; “mağrur ve zulmeden kesim”in başına geçtiler.
Yani “mazlum”ken “zalim” olup çıktılar.
Memleketi, kendi vesayetleri altına aldılar.
Yüzde 50, geri kalan yüzde 50’ye resmen zulmetmeye başladı.
Ve devletin zirvesinde oturan kişi de her fırsatta kendilerinden taraf olmayanları tehdit etmeye devam ediyor:
“Bitaraf olan bertaraf olur!”
Yani demek istiyor ki, “Ya bizim tarafa gelirsiniz, ya da yok olursunuz!”
Bu kafayla, bu kadar hukuksuzlukla bir ülke yönetilebilir mi?
Korku ile yaşayan iktidar, toplumun katmanları arasına “korku duvarları” ördü.
Yazık bu ülkeye!
Yazık bu insanlara!
Hepimize yazık!
***
Dün ülkemizde “kara bir gün” daha yaşadık!
Bir meslektaşımızın daha kalemine zincir vuruldu.
Bir “kalem” daha hapse atıldı.
Gazeteciyi “terörist”,kalemi “silah” olarak gören zihniyet tarafından!
Özgür basının susturulamayacağını haykırmaya devam edeceğiz.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)turgut - Delil yok suç var. Teşekkürler Tanzer Bey. İyi özetlemişsiniz
fatih uzun - Tanzer Bey, mesleğin itibarını ayakta tutabilen nadir kalemlerdensiniz.Keşke herkes sizin gibi ilkeli kalabilse..
izmitli - Tanzer bey tuysüzler e ne oldu yaz artik
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.