Kucaktan kucağa dolaşan bir ülke, Suudi Arabistan

Birkaç gündür televizyonu açıyoruz, gazeteleri okuyoruz, hep aynı çizgide haberler…

“ABD Başkanı Trump ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yaptı, 110 milyar dolarlık silah satış anlaşması imzaladı.”

Başka?

“Trump, kraliyet nişanı takılırken kralın önünde eğildi…”

Başka?

“Trump’un eşi Melania, gezi sırasında başını örtmedi.”

Bir santim, bir gram ötesi yok!

Haberler sanki bir merkezden aynı başlıklarla yayınlanması şartıyla servis edilmiş.

Ya yorum?

Doğru dürüst yorum da yok.

Suudi Arabistan nasıl bir ülke?

ABD, Batı dünyası, özetle emperyalist ülkelerle ilişkisi ne?

Mübarek belde, kutsal ülke ya; sanki hakkında yazı yazma, yorum yapma yasağı var!

Kimse üzerinde durmuyor.

Veya ne diyeyim, bizim ulusal gazetelerin gazeteciliği bu kadar.

 

Mevcut dünya düzeninde “demokrasi” yalanı

Biliyorsunuz, geride bıraktığımız yüzyılda iki dünya savaşı yaşadık.

İki “paylaşım savaşı”…

Her iki savaştan sonra da dünya yeniden kuruldu.

2.Dünya Savaşı’na kadar dünyanın jandarması İngiltere idi.

Sonra jandarmalık görevini ABD devraldı.

ABD’nin görevi o yıldan bu yana, 72 yıldır devam ediyor.

Amerika, dünya egemenliğini sürdürebilmek için değişik yöntemler uyguluyor.

Kuzu postunda görünüyor, ama tam bir kurt!

Geri kalmış toplumları “demokrasi yalanı” ile aldatıyor.

“Size demokrasiyi getireceğim, sizi özgürlüğünüze kavuşturacağım” diyor ülkelerini işgal ediyor.
Örneğin…
ABD, 2.Dünya Savaşı’ndan bu yana…
*Demokratik yoldan başa gelen 50’den fazla hükümeti devirmeye çalışmış.
*Yine en az 30 ülkede demokratik seçimlere müdahale etmiş.
*50’den fazla yabancı lideri öldürtmeye çalışmış.
*30’dan fazla ülke halkının üstüne bomba yağdırmış.
*20 ülkede halkçı ya da ulusalcı hareketleri bastırmaya çalışmış.
Ve bütün bunları, o ülkelere “demokrasi” getirmek için yapmış.
*Demokrasi için hükümetleri devirmiş.
*Demokrasi için seçimlere müdahale etmiş.
*Demokrasi için bomba yağdırmış.
*Demokrasi için liderleri öldürtmeye çalışmış.

 

Suudi Arabistan’da demokrasi var mı? Yok… Buna rağmen Suudi Arabistan’a neden dokunmuyor?

Dedim ya, ABD için “demokrasi” bahane…

Asıl amaç demokrasiyi bahane ederek, ülkeleri egemenliği altına almak.

Suudi Arabistan’da demokrasinin “d”si yok, ama buna rağmen ABD kılına dokunmuyor.

Neden acaba?

Nedeni şu:

Bugün Suudi Arabistan’ın bulunduğu Arap Yarımadası, 1517-1918 yılları arasında Osmanlı hâkimiyetindeydi.

400 yıl boyunca…

1.Dünya Savaşı’ndan sonra bölgeyi İngiltere kontrol etmeye başladı.

Ve İngiltere bu toprakları “şartlı olarak” Suud ailesine hediye etti.

23 Eylül 1932 tarihinde burada “devlet” kuruldu, adına da hanedanın adı verildi.

Suudi Arabistan…

“Suud hanedanının Arap ülkesi” gibi bir şey!

İlk kralı, İbn-i Suud…

Ülke 85 yıldır en sert monarşiyle yönetiliyor.

                                     

İngiltere’nin Suud ailesine şartı özet olarak neydi?

Sen burada paşa paşa oturacaksın… Bizim sözümüzden çıkmayacaksın… Buranın gerçek sahibi biziz… Yeraltı servetinden payını alacaksın, ayrıca hac gelirleri de senin…

İngiltere ile Suud Hanedanı arasındaki anlaşma basit anlatımıyla böyle idi.

2.Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere “dünya jandarmalığı”nı ABD’ye devredince, Suudi Arabistan da otomatik olarak ABD’nin kontrolüne geçti.

Kısaca, Suudi Arabistan’ın patronu ABD’dir.

Gerisi hikâye!

Sadece Suudi Arabistan mı?

Katar, Kuveyt ve Ürdün’ün durumu da aynı.

Bu ülkeler, “ABD’nin eyaleti” gibidirler.

ABD’nin haberi olmadan adım atamazlar.

Atmazlar, çünkü anlaşmaları böyledir.

Atmaya kalkarlarsa, oralarda da “Arap baharı” başlayıverir.

Sonra da ne Suud hanedanı kalır, ne bir şey!

 

Suudi Arabistan ve İslam dini

Dikkat etmişsinizdir…

Son yıllarda İslam dininin dünya kamuoyundaki algısı pek iyi değil.

Çoğu terör örgütü İslam’la anılmaya başladı.

Bu tesadüfen değil, bilinçli bir çalışma.

Vatikan kaynaklı, emperyalist ülkeler destekli bir propaganda çalışması…

Hıristiyanlığı ön plana çıkarıp, Müslümanlığı zayıflatma gayreti…

Emperyalist ülkeler, bu konuda en fazla Suudi Arabistan’ı kullanıyorlar.

Suudi Arabistan, İslam dinine yönelik her türlü pis oyunun içindedir, bunu unutmayın!

IŞİD, El Kaide, El Nusra gibi küçüklü büyüklü onlarca terör örgütü kimin tarafından kuruldu, kimin tarafından destekleniyor, araştırın bakın!   

 

Suudi Arabistan’ın zenginliği, ABD’nindir

Suudi Arabistan, petrol zengini…

Ama bu zenginlik ABD’ye akar.

Petrol satılır, kime satılacağına ABD karar verir.

Petrol satılır, dolar dışında başka bir para birimiyle satılamaz, parası ABD bankalarında tutulmak durumundadır.

Bu paralarla bono alınır, geliri yine ABD bankalarında kalır.

Suudi Arabistan’daki projeleri ABD’li uzmanlar üretir, ABD şirketleri yapar.

ABD, şu kadar silah alacaksın der, alır.

Özetle…

ABD, Suudi Arabistan ekonomisini kendi ekonomisine katmıştır.

Biraz önce söylediğim gibi, zenginliğin çoğu ABD’ye akar, geri kalanı da Suud Hanedanı’na…

Halk, perişandır.

 

Suudi Arabistan’ı nasıl tanırsınız?

Dışarıdan bakınca Suudi Arabistan’ı nasıl görüyorsunuz?

Mübarek bir belde, kutsal bir ülke değil mi?

Dışarıdan bakınca öyle!

Mübarek olmasına mübarek, kutsal olmasına kutsal!

Ama perdeyi kaldırıp baktığınızda, o kutsallığın gerisinde, uluslararası pis oyunların oynandığını görürsünüz.

Din ve kutsal topraklar, onlar için artık iyice ticarileşmiştir.

Petrolden, hac ve umre ziyaretlerinden çok para kazanılır, ancak bundan halk pay almaz, alamaz.

Birkaç rakam vereyim…   

*Suudi Arabistan, dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisidir. Gelirinin yüzde 50’den fazlası petrolden gelmektedir.

*Nüfusu 30 milyon civarındadır.

*Nüfusunun çoğu 30 yaşın altındadır, bunun üçte biri işsizdir. İşsizlik, yüzde 40 civarındadır.

*Nüfusun 5 milyonu çok fakirdir.

*Nüfusun yüzde 80’ninin evi yoktur.

*Para; kraliyet ailesine, müttefiki ABD’ye ve toplumun çok sınırlı kesimine gider. Bir kesim aşırı zengin, diğer kesim ise aşırı yoksuldur.

*Eğitim seviyesi düşüktür. Kadınlar tek başına evden çıkamaz, kocalarının izni olmadan çalışamaz, araba kullanamaz.

*Suud ailesi, dünyadaki en zengin ve en geniş kraliyet ailesidir.

*Suudi Arabistan’daki krallığı ayakta tutan 3 unsur vardır. 1-Petrol 2-ABD ile ittifak 3-İslamcı inancı manipüle etmesi.

*Suudi Arabistan yönetimi, İslam dinini bir “meşruiyet” aracı olarak kullanmaktadır. Mekke ve Medine gibi kutsal şehirleri kontrol ettiğinden, İslami görevlerini öne sürerek, reformlara sırt çevirmektedir.

***

Sevgili okurlarım, sizlere kurulduğundan buyana kucaktan kucağa dolaşan Suudi Arabistan’ı, ABD’nin Suudi Arabistan’ını, bildiğim kadar anlatmaya çalıştım.

Aslında bu ülkenin ülkemizdeki dokunulmazlığının kaldırılıp, Suudi Arabistan’ın iyice irdelenmesi gerekir.

Bence, ülkemizdeki pek çok kötülüğün altında Suudi Arabistan vardır.

Bence Suudi Arabistan, Hıristiyan dünyasının İslam dünyası içindeki “Truva atı”dır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

02

cenk - Syn.Ünal, Bu emperyaistliğini anlata-anlata bitmediğiniz batı ve batı ülkelerini aynı zamanda fevkalade meth-u sena eden ve onlara övgüler düzenleyen kim acaba ?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Mayıs 17:15
01

Mehmet dolgun - Yazınızı belgesel izler gibi okudum. Sizi tebrik ediyorum. Yazarlık gazetecilik bu olsa gerek.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Mayıs 17:15


Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler