Kuraklık tehlikesi

Yıllık yağışın bitkilerin hayatını riske edecek kadar azalması kuraklık olarak tanımlanmaktadır.

Hava sıcaklığındaki artış nedeniyle kuraklık olacak diye inanın korkuyorum. Ne yaparız diyorum kendi kendime, kuraklık olur da su kıtlığı oluşursa. Evdeki suyun da zaman zaman kesilmesi durumuyla karşılaşılırsak…

Acaba önceden ne yapılabilir diye düşünüyorum. Aklıma hiçbir tedbir gelmiyor. Çünkü gerekli tedbirleri almada ormanları tahrip ederek ve hatta ortadan kaldırarak Türkiye vatandaşı, atmosferi kirleterek dünya vatandaşı olarak çok geç kaldık. Ancak kuraklığın oluşmasından sonra alınması gerekli olan tedbirleri programlamak mümkün iken biz hem millet hem de fert olarak “yumurta kapıya gelmeden “ hareket etmez olduğumuzdan korkum daha da artıyor.

Bu korkum, okuduğum bilimsel yayınlardan ve son yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde görülen kuraklık olaylarından kaynaklanıyor.

İşte onlardan bazı örnekler:

Bugünkü koşullarda atmosferdeki karbondioksit oranı her 20 yılda %10 düzeyinde artmaktadır. Bu artışın karasal iklimde yaratacağı etki kendini çok zamandır hissettirmektedir. Örneğin çöllerin ve kurak alanların bütün dünyada genişlediği görülmektedir.

Küresel ısınmaya bağlı olarak 1980’den itibaren kuraklık ABD, Avrupa,  Asya, ve Afrika’da sık görülür olmuştur. Avrupa tarımında 2006 yazındaki yakıcı sıcak nedeniyle oluşan zararın parasal karşılığı on  milyar doların üstündedir.

Kuraklık olduğunda bitkiler yeterli gelişememekte, verimleri düşmekte ve zehirli gazlardan, böcek, mantar ve bakterilerden daha fazla zarar görmektedirler. Bunun doğal sonucu, kuraklık yaşanırsa beslenmemizi   doğrudan etkileyen bitkisel üretimde düşüş olacaktır. Böyle bir durumun bitkiler dışında bütün hayvansal varlıkları da olumsuz etkileyeceği kesindir.

Bilimsel olarak ortaya konulmuştur ki kuraklık bundan sonraki yıllarda kendisini daha çok hissettirecektir. Bu nedenle suları ekonomik kullanmanın yanı sıra kuraklığa daha dirençli tarımsal bitkilerin kullanımına yönelik araştırmalar yapılmalıdır. Kent ağaçlandırmalarında da kuraklığa dirençli ağaç türlerine öncelik verilmelidir. 

Kuraklığın oluşmasında yıllık yağışın ortalama miktarı her zaman birinci etken değildir: Yağışın yeterli düzeyde ve aynı miktarda olduğu  iki yöreden, yağışın çok büyük bir kısmının kış döneminde olanında kuraklık olasılığı her zaman daha yüksektir. Bu iki yörede bitki çeşitliliğinde de fark oluşmaktadır. Çünkü bazı bitkiler kısa olan kurak periyotlara da dayanamamaktadır.

Kuraklık açısından yağışın  yıl içinde dağılımının yanı sıra şekli de önemlidir. Kar halinde yağışların su kaynaklarını sürekli olarak beslemesine karşın, kısa zaman süren yoğun yağışlar beton zemine dökülen su gibidir. Çünkü bu yağışla gelen sular, büyük oranda  yüzeysel akışa geçtiğinden toprağa işleme imkanı bulamamaktadır. Bu nedenle “Haziran ayı çok yağmurlu geçti. Bu adam kuraklıktan neden bahsediyor” deme hatasına düşmeyiniz. Ben bir olasılıktan bahsediyorum. Çünkü yağışsız bir devre yaşarsak su tüketimimiz yanında  yüksek oranda buharlaşma su rezervlerini tüketecektir. Buharlaşmadan olabilecek su kaybını asla kücümsemeyiniz. DSİ'nin 2012 kayıtlarına göre Türkiye'de yıllık ortalama yağış miktarı beş yüz bir milyar metreküptür. Şimdi dikkat… Bu miktarın 274 milyar metreküpü, yani %55'i buharlaşıyor. Küresel ısınma sonucu hava sıcaklığının artışına bağlı olarak bu oranın daha da yükselmeyeceğini kim iddia edebilir? Buharlaşmadan olan su kaybına tekrar bakar mısınız?

Özetlersek; İzmit yöresinde kuraklık olma olasılığı her yıl artmaktadır. Çünkü küresel ısınma sonucu yüksek kesimlere her yıl daha az kar yağacak, yağmur şeklinde yağışlar genelde yoğun ve kısa süreli olacaktır. Üstelik bu nedenle toprak erozyonu da artacaktır.

Birileri Sapanca gölünün sularına güveniyor olabilir. Acaba kuraklık olursa, toprağın susuzluğundan kaynaklanacak problemler nasıl çözülecek ? Bilen var mı?

 

Kaynak:

(1): Özgener B. Küresel Isınma ve nükleer enerji. İTÜ Nükleer Araştırmalar ABD Enerji Enstitüsü. İ.T.Ü.

(2): Anonim. LENNTECH.  Effetto-serra/ soluzioni.htm#ixzz4FRcEDglF.

(3): Zamberlen S., 2007. Cause ed effetti del cambiamento climatico. Estratto   “Economia e ambiente”. Anno xxvı.n.4-5.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Necdet Güler - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler