Kuzey Irak’ta Kürdistan kuruldu mu?
Henüz kurulmadı…
Ama biz resmen kurulmayan Kürdistan’nın bayrağını Ankara ve İstanbul’da göndere çekerek, Kürdistan’ı tanıyan ilk devlet olduk.
Tartışmaya gerek yok.
Bayrak, bir devletin sembolüdür.
Sen o bayrağı göndere çekmişsen, devleti de tanımışsın demektir.
Eğer devletin kurulması resmen ilan edilmemişse, “Sen devletini kur, ben şimdiden kabul ediyorum” demektir.
Oysa çok değil 8-10 yıl önce, Barzani de Kuzey Irak yönetimi de AKP iktidarının “kırmızı çizgisi” idi.
Ağızlarına almıyorlardı…
“Irak’ın bütünlüğünden tarafız” diyorlardı…
Tanımıyorlardı, gelip gitmiyorlardı…
Şimdi her şey değişti, Kürdistan paçavrası gönderde!
Ne oldu, ne değişti?
Barzani dün; PKK ve PYD gibi bütün bölücü güçlerle işbirliği içindeydi, bugün de işbirliği içinde.
Kuzey Irak’ta dün; bütün duvarlarda ve TV hava raporlarında 20 şehrimiz Kürdistan sınırları içinde gösteriliyordu, gidin bakın bugün de o haritayı duvarlarda ve TV’de görebilirsiniz.
Hal böyleyken, Kürdistan bayrağını göndere çekmek ve Barzani’yi “önemli bir müttefik” olarak ilan etmek, ne anlama geliyor?
Yoksa aklımızı peynir ekmekle mi yedik?
Yunanistan, Ege’deki 18 adamızı işgal edip Yunan Bayrağı çekiyor, Ankara ses çıkarmıyor.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, 20 şehrimizi Kürdistan sınırları içinde gösteriyor, Ankara yine “dilsizleri” oynuyor.
Bunun sonu nereye varacak?
Bazı şeyler olupbitti de bizim mi haberimiz yok?
Bu sessizlik neden?
Kerkük Valisi haklı
Ne güzel bir oyun bu böyle!
Birileri yazıyor, birileri oynuyor…
Türkiye, Kürdistan bayrağını gönderine çekti mi, çekti…
Türkiye, Kürdistan’ı tanıdı mı, tanıdı…
Pat, Kerkük’te de Kürdistan bayrağı göndere çekiliyor.
Türkmen Cephesi itiraz ediyor, ama çekiliyor…
Kerkük Valisi Necmettin Kerim, kendini akıllıca savunuyor:
“Kürdistan bayrağı Türkiye’de, İstanbul ve Ankara’da göndere çekiliyorsa, Kerkük’te neden çekilmesin?”
Kerkük Valisi Kerim, haklı!
İki yönden haklı…
BİR-Tartışılsa da, Kerkük, ABD işgalinden sonra Kürtlerin kontrolünde. Orada vali atayan da valiyi görevden alan da Kuzey Irak Kürt yönetimi… Yani ABD…
İKİ- Türkiye’nin Kürdistan’ı tanıması, Kerkük ve Kerkük gibi tartışmalı şehirlere güç veriyor. “Türkiye bayrak çekti, biz de çekelim” diye düşünüyorlar.
Bizimkiler, “Kuzey Irak; Erbil, Süleymaniye ve Dohuk’dan ibarettir” diyedursun, Kerkük’ün de durumu netleşiyor demektir.
Kerkük’le ilgili bir anım
Dünkü yazımda, işgalden sonra Irak’ta yaşadıklarımı genel çerçevesiyle vermiştim.
Okumadıysanız, Irak’ta olup bitenleri daha iyi anlamak istiyorsanız, internete girip okuyun.
Bugün yeri geldi Kerkük’le ilgili bir anımı anlatayım.
İşgalden sonra Kerkük’e ilk vali atamasıyla ilgili…
Kuzey Irak’ta Erbil’deyiz…
Gün bitti, kaldığımız otelin lokantasında yemek yiyoruz.
Masamıza, Bedreddin Karaboğa’nın arkadaşı Diyarbakırlı “CIA Kürdü” genç, gülerek, keyfi yerinde yaklaştı.
“Bugün Kerkük’e Kürt vali atadık” dedi.
Oturdu, sohbete devam ettik.
“Neden Kürt vali? Orada Türkler de Araplar da var…”
“Kürtler çoğunlukta olduğundan Kürt vali atadık…”
“Daha şunun şurasında kaç gündür buradasınız, ne zaman nüfus sayımı yaptınız da Kürtlerin çoğunlukta olduğunu anladınız?”
“Operasyon başlar başlamaz Irak’a geldiğimizde elimizde şehirlerin bütün nüfus bilgileri ve etnik yapı bilgileri vardı, buna göre hareket ettik…”
Böyle bir diyalog yaşadık.
Şimdi, o “CIA Kürdü” genç kim, kısaca anlatayım.
Erbil’e ilk gittiğimizde otelde tanıştığımız bir genç.
Bizim Irak’a birlikte gidip geldiğimiz Kürt kökenli arkadaşımız Bedrettin’in, önceden o gençle ilgili bilgisi varmış, otelde karşılaştığımızda “Sen o musun?” diye sordu, itiraz etse de sonunda kabul etti, oturup çay içtik.
CIA, dönem dönem çok yetenekli Kürt gençleri alıp Amerika’ya götürüyor, operasyonlarda kullanmak üzere yetiştiriyormuş.
O genç de bunlardan biri.
Operasyondan önce Irak’a gönderilmiş.
Tabii, “ajan” olarak değil, uluslararası bir yardım kuruluşunun temsilcisi olarak…
Güya “yardımsever”, ama operasyonun idari yapılandırılmasını onlar yürütüyor.
Bir iki gündür Kerkük Valisi gündemde olunca, o günleri hatırladım.
Dışişleri Bakanları, nezaketi elden bırakmamalı
Son günlerde dikkatimi çekiyor…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dışişleri bakanlığı konumuna uygun olmayan bir “ifade tarzı” içinde.
Kime özendiyse, herkese her kuruma esiyor gürlüyor, demediği söz bırakmıyor.
Oysa dışişleri bakanlarının elden bırakmamaları gereken bir “nezaket çizgileri” vardır.
Olmalıdır…
Bu, dünyada genellikle böyledir.
Devletlerin başındakiler kavga etse bile, dışişleri bakanları devreye girip durumu düzeltmeye çalışırlar.
Görevleri budur.
İlişkileri iyi devam ettirmek, ilişkiler bozulursa düzeltmek…
Dışişleri bakanları da kavganın içinde olursa, düzeltmeleri yapacak kimse kalmazsa, işte durum o zaman vahimleşir.
Üzücü, ama bugün bu durumdayız.
Bir cümleyle
“Havaya girene dokunmayın, bırakın yükselsin. Ne kadar yükselirse, o kadar sert düşecektir, izleyin!” Jim JARMUSCH
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Muhammed Turan - Keşke tarafsızca yazabilseniz , KÜRDİSTAN halkının bayrağına paçavra diyorsunuz , göndere çekilmesinden rahatsız oluyorsunuz , Kürtlerin yönetimine ABD diyorsunuz sanki bizim hükümetimiz çok bize ait bı ambargo olsa ülkecek yokuz zaten , sizden tek ricam lütfen Kürtlere ve kurdukları bölgesel yönetime saygınız olsun , olsun ki saygı görün , ben Türkiye'de yaşayan bir Kürdüm nasıl bir türkün gönlünde Azerbaycan yatıyorsa kardeş olarak görüyorsa benim gönlümde de Kürdistan yatıyor ve kardeş olarak görüyorum ama kendi vatanımı da biliyorum , sözün kısası ben nasıl kardeş milletiniz olan Azerbaycan a laf etmiyor onların bayrağına saygı duyuyorsam , sizde benim kardeş ülkem Kürdistana laf edemezsiniz onların bayrağına laf edemezsiniz , böyle yaparak sadece ve sadece Türkiye vatandaşı olan Kürtleri kaybedersiniz ki zaten bu tutum yüzünden bugüne kadar çoğu Kürt sorunu ortaya çıktı , lütfen tavır ve tutumunuz Kürtlerin değerlerine zarar vermesin ...
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.