“Bir musibet, bin nasihattan iyidir” derler ya…
Tam bu sözün doğruluğunu ortaya koyan bir olay yaşıyoruz.
Musul konsolosluğumuzun işgal edilmesi…
Kötü bir olay.
Eskilerin deyimiyle “musibet”…
Bu musibet, bize, yapılan nasihatlara kulaklarını tıkayanlara, çok şey anlattı.
*Teröristlerle işbirliği yapılmaz.
*Teröristlere destek verilmez.
*Dini kurallarla devlet yönetilmez.
*Din işleri ayrıdır, devlet yönetimi ayrıdır.
********
Türkiye’nin başına bu” musibet”i açan, konsolosluğumuzu işgal edip 49 görevliyi esir alan örgütü biliyorsunuz.
IŞİD…
Irak Şam İslam Devleti…
Başbakan Erdoğan’ın “İslamcı kardeşleri” nden biri…
El Nusra da, El Kaide de, Hamas da, Müslüman Kardeşler de, Afrika’daki bilmem ne örgütü de Tayyip Bey’in “kardeşleri” arasında.
Onlara toz kondurmuyordu.
MİT tırlarıyla malzeme gönderdi, para gönderdi, besledi büyüttü, başımıza bela etti.
Onları kullanarak “bölgesel güç”, arkasından “küresel güç” olacaktı, şimdi kendisinin düştüğü ve Türkiye’yi düşürdüğü duruma bakın!
Ülkemiz, İslami terör örgütlerinin hedefinde.
Dinci kanlı teröristler, konsolosluğumuzu basma, vatandaşlarımızı esir alma cüretini gösteriyorlar.
Bütün bu yaşadıklarımız, neyi ortaya koydu biliyor musunuz?
Atatürk’ün büyüklüğünü…
Laikliğin değerini…
Demokrasinin erdemini…
Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuranlar, devleti “demokrasi” ve” laiklik” eksenine oturtmamış olsalardı, bugün biz de Ortadoğu’da “yerlerde sürünen ülkeler” arasında olacaktık.
Yatalım kalkalım, Atatürk’e ve arkadaşlarına dua edelim.
**********************************************************************************
O kitabı okumanın tam zamanı
*********
Okumadıysanız, alın okuyun.
Okuduysanız, şöyle bazı bölümlerine tekrar göz gezdirin!
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün “İnsanlığı Kemiren İhanet: DİNCİLİK” isimli kitabından söz ediyorum.
Kitap başlığının altına bir de not düşülmüş, “Zulümleriyle Dini Kirletenlerin Tarihi”…
Tam Türkiye’nin yaşadığı olayları anlatıyor.
İçeride ve dışarıda…
“Dindarlık” nedir, “dincilik” nedir?
“Dindar” kimdir, “dinci” kimdir?
“Dindar” ile “dinci” arasında ne fark vardır?
Yaşar Nuri Hoca, gerçekten bu kitapta, zulümleriyle dini kirletenlerin tarihini anlatıyor.
Diyor ki:
*Kuran, dinciliği ‘büyük zulüm’ ve ‘en büyük düşman’ ilan etmiştir. Dincilik maskeli bir şirktir. Şirk, bilindiği gibi, Allah’a eş koşmak ve onun ortağı olduğunu söylemektir. Hazreti Muhammed’in “Ümmetim adına en çok korktuğum şey” dediği işte budur.
*Dincilik, “Tanrı’ya hizmet” yaftası altında dini Tanrı iradesinin tersine işletmenin şeytani zihniyetidir.
*Dindar, dinin, yani tanrısal iradenin kendisini kullanmasına izin veren, bunun için de dinin sahibi olan Allah’a teslim olan insandır.
*Dinci ise dinin kendisini kullanmasına asla izin vermeyen, dini kendi hesapları için kullanmaktan asla vazgeçmeyen insandır.
*Dindar, seçkin ve üstün niteliklere sahiptir, kendi adını kullanarak Allah için iş yapar. Dinci ise Allah adını kullanarak kendisi için iş yapar, insanları sömüren bir sahtekârdır!
*Dincinin tek amacı vardır. Dini kullanarak kinlerini tatmin, menfaat ve itibar sağlamaktır. Dinci çıkarını kollar, dini siyasette kullanır, cehalet, egoizm ve hatta sadizm içindedir.
*Dincinin hedefi, din adına verdiği mücadelenin sonucu ‘Tevhid dinini’ yani gerçek dini hayatın dışına itmek olmaktadır.
*Dincilik, dinin tüm değerlerinin birer maskesinin kullanıldığı şeytani bir sanayi ve siyaset koludur. *Dinci, din yaftası altında Allah’ın yetkilerini kullanmaya kalkan ikiyüzlü bir namert olduğu için Allah ona öfkelidir, rahmet ve merhametini onu kurtarmak için kullanmaz.
*Dinciliğin bu imansız ve idraksiz sefaletini, en doyurucu ve etkili biçimde tanıtan beyanlar Kuran’da yer almaktadır. Gerçek dini dışlayarak onun yerine bir istismar dini geçirmenin Kuran’daki adı ‘şirk’, günlük hayattaki adı ‘dincilik’ tir.
*Dindarların en zararlı düşmanı dincilerdir. Çünkü dinci, dindarın en yüce, en kıymetli sermayesini, kirleten, çalan, istismar eden bir namerttir.
*Dinci, dindarın hayatı pahasına koruduğu yücelikleri birer maske gibi kullanarak hesaplarını denk getirmeyi esas alan hayasız bir hırsızdır, gaspçıdır.
*Dindar Allah’ın rahmeti, dinci ise Allah’ın musibetidir!
*Dincinin dini, imanı, Tanrısı, ibadeti, hep çıkarı ve hesabıdır. Dincilik, tarihin en verimli ama en zalim iş kollarından biridir. Dinci ise bu sanayi kolunu meslek edinmiş olanların adı ve unvanıdır.
*Bu sanayi kolu (dincilik) şimdilerde tüm dünyanın nefesini kesiyor, uykularını kaçırıyor, o arada Türkiye’nin de gırtlağını sıkıyor.
*Dincilik; dini, çıkar, koltuk, baskı, egemenlik aracı yapan bir sanayi koludur. İşin esası bakımından ne dini vardır ne de imanı. Tek kutuplu dünyanın süper zalimleri, sömürülerine destekçi bulmak için, dinci sektörün her türüyle işbirliği içine giriyorlar.
*İtham ve iftira, dincilerin temel ibadeti, varoluş nedenidir. Dindar, 'yaratılanları Yaratan'dan ötürü' sever, dinci ise yaratılanları Yaratan'dan nefret ettirmek üzere rahatsız eder.
*Dincilik, bir Yahudileşme illetidir. Başka bir deyişle, dincilik, dine Yahudilerin yaptıklarını yapmanın namıdiğeridir.
*Dincilik, tarih boyunca dört büyük Müslüman önderi deccal ilan etmiştir: Hz. Peygamberi kilise babaları, İmamı Azam'ı Emevi despotizminin yardakçıları, Selahaddin Eyyubi'yi Haçlı dinciliğin vaizleri, Mustafa Kemal'i ise akıl ve cumhuriyet düşmanı Müslüman yaftalı dinciler deccal ilan etti. Yani, 'dört deccal'ın ikisi kilise tarafından, ikisi de sözde Müslüman dinciler tarafından deccal ilan edildi.
*******
Yaşar Nuri Öztürk’ün bu kitabını okuduktan sonra, çevrenize şöyle bir bakın!
Kitapta yazılan o kişilerden pek çok göreceksiniz.
Orakla biçilse, tükenmeyecek kadar…
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.