Kocaelispor yeniden profesyonel liglerde. Ligin adı 3.Lig. İki yıl önce bize hayli büyük bir madik atan Tekirdaspor, kucağımıza düştü. Şimdi ona sahada yanıt vermenin tam zamanı. İlahi bir adaletle bizim grubumuzda artık. Kaçarı yok.
Kocaeli spor gündeminin bugünkü başlığı fikstür… Herkesin aklında, ‘ilk maçta bize kime isabet edecek?’ tahminleri var. Hatta kendi aralarında bahse bile tutuşacaklar. İnanıyorum ki, kentin büyük çoğunluğu, Başkan Bahri Yavuz ve yönetim kurulu, Tekirdağ ile ilk maçı içeride oynamak istiyor. Herkes gibi ben de o maçı sıradan bir maç gibi göremiyorum elbette. Ama maçın tek tarafında Kocaelispor olsun da, rakip kim olursa olsun ve maç da mutlaka İsmetpaşa’da olsun. Benim için ligi fark etmez. Yeter ki boş tribünlere değil dolu tribünlere oynayalım… İki yıl aradan sonra 3.Lig’e yükselmiş ve ilk maçı Tekirdağ ile oynayacak olmamız, tribünlerin dolmasına yeter de artar bile.
İşte bugün o fikstür belli oluyor. Elimizde hesap kitap Tekirdağ ile ilk maçta İsmetpaşa’da buluşmayı arzuluyoruz. Artı olarak da, ikinci maçta da Gölcükspor ile deplasman sayılmayacak maçı oynayalım, ardından da yine iç sahada Kartalspor ile karşılaşalım istiyorum. Üç maçta gelecek 9 puan demek, bizim zirveyi ele geçirmemiz demektir. Yani ben Tekirdağ ve Kartal’la oynamanın yanı sıra, Kocaelispor’u mecburen küme düşüren kardeş kulüp Gölcükspor ile de yine dostça ve yasal sınırlar içerisinde oynamamızı istiyorum. Çünkü bir Kocaelisporluluk olarak duruşumu sergiliyorum ve biliyorum ki, Kocaelisporlu hesabı sahada görür… Saha dışında değil…
Benim tahminim ilk maçta bize Tekirdağspor düşecek ve iç sahada oynayacağız. Bakalım tutacak mı? Çünkü bu tahminden öte bir istek… Böylesi ince hesaplar yaparak hazırlanmalıyız yeni sezona. Başka şansımız yok. Kocaelisporluysak, 3.Lig’deysek büyük düşünmek ve artık 2.Lig’de, sonra 1.Lig ve nihayet Avrupa ile Süper Lig’lerde kentimizi temsil etmek durumundayız. Bunun da bedelini bu kent ödemeye hazır. Ama iyi gün dostu değil, her zaman dost olmalıyız kulübümüze. Yani iyi ya da kötü gün dostu, ama mutlaka dost.
Bin kişinin maç izlemesi yeterli değil. Tribünler daha da dolmalı. Ve her Kocaelisporlu elinde kağıt-kalem ile ince hesap yapmalı. Aksi taktirde taraftarlılık bilinci olmaksızın bir şey yapılamaz…
Gerçek taraftar da olunamaz…
Tekirdağ ile iç sahada oynayıp da ceza yememiz ise kimsenin işine gelmez…
Sabırlı olmalı ve Beşiktaş’ı, Fener’i Galatasaray’ı sahada darmadağın etmiş iki kupalı Kocaelisporlu gibi davranmalıyız,..
NOT: Dünü yazımızda sehven ‘tok açın halinden anlamaz’ atasözü yerine ‘aç tokun halinden anlamaz’ yazmışız, düzeltir özür dileriz…
Pelvaaaaan… Pelvaaaaaan…
655. Kırkpınar Recep Kara’nın şampiyonluğuyla bitti. Daha düne kadar adı bizimle, özellikle de Karamürsel’le özdeşleşmiş er meydanı mahsun. Gazanfer Bilge, Hasan Gemici, Atan Kardeşler, Osman Kanbur, Aydın Çınar gibi devleri yetiştiren bu kent, nedense artık Kırkpınar’da başpehlivanlıkta anılmıyor. Nedim Gürel vardı, o da elendi gitti. Sezgin Yüksel artık hakem. Ömer Aslantaş yaş haddine takıldı. Ahmet Taşçı da öyle. Zonçu hüzsran. Küçük boylarla idare ediyoruz. Bu bize yakışmıyor ve küçük boyların bir an önce büyümesini arzuluyoruz. Artık Faruk Akkoyun’dan da fayda yok.