Sevgili okurlarım, İsrail’in Gazze’yi bombalaması, ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yine “siyasi malzeme” oldu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her fırsatta hamasi nutuklar atıyor:
“Ey İsrail, bu durumda ilişkilerimiz normalleşmez!”
“Kara harekâtı yapmayın, ikinci kez ikaz ediyoruz!”
“Neredesin İslam dünyası, senin canın yanmıyor mu?”
“Bu manzaraya daha fazla tahammül edemeyiz!”
Yapabildiğimiz bu!
Nutuk atmak…
Çok öfkeli, çok sinirli, çok coşturucu, dinleyenlere “tekbir getirtici” nutuklar…
Başka bir şey?
Başkacana bir şey yok!
Elimizden bir şey gelmiyor.
Olup biteni seyrediyoruz.
İsrail’i durdurabiliyor muyuz?
Hayır…
Ölümleri engelleyebiliyor muyuz?
Hayır…
Diğer İslam ülkelerinde duyarlılık yaratabiliyor muyuz?
Hayır…
Peki, Başbakan Erdoğan’ın bu “posta koymaları” ne işe yarıyor?
İç politikada kendisine “artı” yazıyor…
Hepsi bu kadar!
Geniş kitleler, O’nun bağırıp çağırmasına, İsrail’i azarlamasına bayılıyor.
Başbakanın o konuşmalarını dinleyen, sanır ki, Türkiye bir iki saat içinde İsrail’i bombalayacak.
Bilmez ki, o konuşmalar “kuru gürültü”…
“Nefes”i var, “gücü” yok!
Neden “kuru gürültü”?
*********
Sevgili okurlarım, uluslararası siyasetin bir kantarı vardır.
Ülkeleri yönetenler, kendileri fark etmese de, o kantarda tartılırlar.
Hangi başbakanın, hangi cumhurbaşkanının, hangi devlet başkanının “kaç kilo geldiği” bellidir.
O kantar, tartma işlemi yaparken, liderlerin “laf cambazlığı” nı ve “halk dalkavukluğu” nu hesaba katmaz.
“Cesareti”ni tartar…
“Güvenirliği”ni tartar…
“Belirli kilonun altındaki liderler” in bu dünyada sözü geçmez.
Onlar figürandır.
Bazen “kendilerini önemli hissetsinler” diye onlara “sanal görevler” verirler, ortalığa salarlar, hepsi o kadar.
Lütfen kendi kendinize şu soruyu sorun:
“49 vatandaşını, bir buçuk aya yakın süredir teröristlerin elinden kurtaramayan bir kişinin caydırıcılığı, baskı gücü ve itibarı olabilir mi?”
Ortadoğu’daki şu halimize bakın!
İsrail’de elçimiz yok!
Mısır’da elçimiz yok!
Suriye’de elçimiz yok!
Yurttaşlarına “Aman Libya’ya gitmeyin!” diyorsun.
Irak’la kavgalısın.
Diğer ülkelerle de şöyle böyle…
Bu tutumla, bu kafayla nasıl inandırıcı olacağız?
“Bölgesel lider” turları attı, şimdi bölgedeki hiçbir ülkeye giremiyor.
Kaç defa “Gazze’ye gideceğim” dedi, gidebildi mi?
Şu “Yahudi Üstün Cesaret Ödülü”ne de demeli?
********
İnandırıcılık dedim de…
Başbakan Erdoğan, İsrail’e ve Yahudilere öfkelenirken samimi mi?
Yoksa hava mı atıyor?
Erdoğan’ın bu konudaki “vukuatlarını” biliyorsunuz…
Başbakan Erdoğan…
İsrailli olmadığı halde…
Yahudi olmadığı halde…
Dünyada “Yahudi Üstün Cesaret Ödülü”nü alan tek kişi!
Bu ödül şimdiye kadar 10 kişiye verilmiş, 9’u ya İsrailli ya Yahudi, sadece Recep Tayyip Erdoğan istisna!
Bu ödül 26 Ocak 2004 tarihinde verilmiş.
Yani 10 yıl önce…
Ödülü veren, Amerikan Musevi Komitesi…
Yani Yahudilerin en üst kurulu…
Erdoğan’ın, ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşma da hâlâ hafızalarda:
“Bu ödülü Musevi kuruluşları ile bugüne kadar sürdürdüğümüz yakın işbirliğinin nişanı olarak alıyorum. Bu ödül ile çağdışı zihniyete, teröre boyun eğmeyeceğiz, terörizmi silmek için dayanışma içinde olacağız…”
Gördüğünüz gibi…
Başbakan Erdoğan, 10 yıldır “Yahudi Üstün Cesaret Ödülü”nü gurula taşıyor.
İsrail’e ve Yahudilere, Filistin saldırısı nedeniyle öfke kusuyor, ama o ödülü geri vermiyor, “Alın madalyanız sizin olsun” demiyor.
Aklından bile geçirdiğini sanmıyorum.
Madem bunu yazdım, diğer “ödül”ü de yazayım.
Filistin’in ödülünü…
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Filistin’den “Devlet Nişanı” alan tek Türk!
Recep Tayyip Erdoğan’la Ekmeleddin İhsanoğlu arasında gerçekten, ama gerçekten “fark” var!
Bir şey daha…
İsrail, yıllarca kısa adı OECD olan Ekonomik İşbirliği ve Kalkına Teşkilatı’na üye olabilmek için uğraştı.
Türkiye’nin bu konuda vetosu vardı, olamıyordu.
Türkiye’nin bu vetosunu kim kaldırdı dersiniz?
Recep Tayyip Erdoğan…
İsrail’in, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na üyeliğinde de aynısı oldu.
Yani…
Erdoğan, İsrail ve Yahudilerin hep yanında oldu.
Onlara hep destek verdi…
İşte bu nedenle diyorum ki, Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e karşı bağırıp çağırması, “kuru gürültü”!
İsrail’le baş edilebilir mi?
********
Yazıyı sonlandırıyordum, şunu da yazayım istedim.
İsrail, Ortadoğu’da kendi halinde sıradan bir devlet değil.
İsrail, ABD’nin bölgedeki parçası…
“İsrail” demek, “ABD” demek!
ABD’nin haberi ve izni olmadan İsrail’in “su içmeye” gitmesi dahi mümkün değil.
ABD, kısa adı BOP olan Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgeyi yeniden yapılandırmak istediğine göre, İsrail’in Gazze’ye saldırısı da bu projenin bir parçası.
Gazze, kısa adı HAMAS olan “İslami Direniş Hareketi”nin kontrolünde.
Hamas, Mısır’daki Müslüman Kardeşler Cemaati’nin bir uzantısı.
Radikal İslamcı…
Recep Tayyip Bey bağrına basıyor, ama ABD HAMAS’ı “terör örgütü” kabul ediyor.
İsrail 7. 5 milyon nüfuslu bir ülke…
İsrail’e güya düşman bir de Müslüman ülkeler topluluğu var.
Toplam nüfusları 260 milyon.
260 milyon nüfuslu onlarca Müslüman ülke, 7. 5 milyon nüfuslu İsrail ile baş edemiyor.
Nedeni, dediğim gibi, İsrail demek ABD demek!
İsrail ve Filistin, uzun mesele…
Günlerce yazsan bitmez.
Eşekler tepişiyor, olan masum insanlara oluyor.
İşin en üzüntü verici tarafı burası!
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.