“Lanetlenmiş kavimle barış için atılan imzalar kırılan kolları, öldürülen çocukları, anaların feryatlarını unutturacak mıydı?
O imzaları atan eller hiç taş atmamıştı ki…”
Bugün sizlerin karşınıza farklı bir yazı ile çıkıyorum. Konumuz bağımsızlığı, topraklarındaki barış hamleleri ve barış görüşmeleri başka ülkelerin elinde bulunan Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa…
Tamam, elbette hırsızın suçu var, fakat kapıyı açık bırakmış bir ümmetten söz ediyoruz. Şöyle ki; bugün İslam coğrafyası, topraklarını kan gölüne çeviren, kadın, çoluk çocuk demeden insanları öldürenlere, İslam’a karşı duranlara biraz öfkelenip kafayı takmış olsaydı, Kudüs ve Mescid-i Aksa esir olur muydu…
Filistin halkının en büyük hatası barış ve devlet olma hakkını başkalarının eline bırakmasıydı. Fakat ölümünün kısa bir süre öncesinde Yaser Arafat da bu hatanın farkına varmıştı. Bu sebeple esir hayatı yaşamak, onun içinde kaçınılmaz olmuştu.
Ya da o İslam topraklarında akan bütün kanlar Hakk için akmış olsa Kudüs, Mescid-i Aksa esir olur muydu...
Fakat hiçbir şeyin önemi kalmadı artık...
Hatalar ne olursa olsun, İslam coğrafyasına bugün tarihin en büyük emanetlerinden bir olan Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak zamanıdır. Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı yalnız ve çaresiz zennedenler, nasıl bir yanılgı içine düştüklerini önümüzdeki süreçte görecekler. Bugün Kudüs halkı, Gazze, Filistin yalnız olmadığı gibi emin olun Türkiye gibi destekçileri de yalnız değildir.
Başta ülkemiz olmak üzere bu topraklarda ve Ortadoğu coğrafyasında yer alan bütün ülkeler, birçok Avrupa ülkesi ve İslam ile şereflenen toprakların insanları bu zulme ortak olmayacaktır.
Kudüs bir Yahudi toprağı olamaz. Mescid-i Aksa; Yahudilerin mabedi olamaz. Bütün bu yapılan zulme karşı elimizdeki en büyük koz ile karşılık vermeliyiz. Ayasofya’nın yeniden ezan sesi ile şereflenip, ibadete açılması için bir an önce çalışma başlatılmalıdır.
Şuna herkes emin olsun ki; İslam’ın mücadelecileri, içlerinden bir Selahaddin daha çıkarıp bugün ya da yarın Kudüs’ü mutlaka alır. Fakat Ayasofya’yı elimizden alacak bir babayiğit çıkmayacaktır…
Bugün yaşanan sıkıntıların doğum öncesi sancı olduğunu düşünüyorum. Şu bilinsin ki; karanlıklar beraberinde güneşi getirir.
Unutulmamalıdır ki; en zifiri karanlıklar bile küçücük bir ışık huzmesi karşısında yerini aydınlığa bırakmak zorundadır. O yüzden Mescid-i Aksa için, Kudüs için, Filistin için çekilen çilelerin sonu da aydınlık olacaktır inşaallah…
Grup Genç’ten bir alıntı yaparak sözlerimize başladık, aynı şekilde bitirelim:
Dayan kanlı Mescid-i Aksa
Bu zulüm, işkence sürmez asla
Filizleniyor kutsal yüce dava
İsrail’in yapmadığı kalmadı
Filistin, Filistin…
Sabret, az kaldı…
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.