Türkiye bir şekilde büyük bir harekata kalkıştı.
Bu başlatılan operasyonun sebebi belli.
Hedefi de…
Terörün kökünün kazınması amaçlanıyor. Operasyon yeri, Suriye’nin kuzeyi.
Afrin bölgesi…
Yani ABD’nin besleyip büyüttüğü, kuvvetle muhtemel ülkemizi kuşatarak gelecekte hareketsiz kalmasını sağlaması için görev beklemeye başlayacak olan teröristlere yönelik olarak başlatıldı bu harekat.
Harekata karşı duranlar kimler; PKK, PYD, YPG’nin ülkemizdeki uzantıları…
Yani HDP, DHKP-C militanları, onlar gibi oluşumlar…
Tabi bir de meseleye ‘Savaşmayın sevişin’ mantığı ile bakan radikal romantikler var…
Bir kere kabul etmek lazım ki, Türkiye’nin bekası için gerekirse operasyon da çekilir, harekata sıcak bakmayan üç beş zavallı ülkeye nota da verilir.
Sen binlerce TIR ve çok sayıda uçakla, on bin civarında teröristi ülkemizin sınırlarına yerleştir, bunu da DEAŞ ile mücadele zırhına bürü, ancak ileriye dönük hedeflerin, amaçların bir bir ortaya çıksın…
Ondan sonra bir ülke toprak bütünlüğünün ve vatandaşların can güvenliğinin ihlal edilmesi olasılığına karşı harekat başlatınca kendince açıklamalar yap…
Ya da ülkemizde yaşayıp da, PKK’nın askerlerimizi, insanımızı şehit etmesine sesini çıkarmayanlar, birden Türk ordusu operasyona çıkınca, teröristlerin üzerine bombalar yağmaya başlayınca, aniden rol değiştirip ‘Barış havarisi’ kesilsin…
Kimse kusura bakmasın…
Geçmişte akademisyenlerin, bugün de çeşitli resmi kurum görünümlü oluşumların yaptığı sözde barış çağrısına kim kulak asar ki…
Bir ülke terörle mücadele içinde iken adeta “Teröristleri affedin” der gibi “Operasyonu durdurun” çağrısı yapmasını bizim hangi mantıkla izah etmemiz gerekli…
Terörle mücadelenin caiz olduğu dönemde ‘Durun’ mantığında çıkan her çatlak ses, milletin vicdanında hoş karşılanmaz, bunu böyle bilin…
Böylesine bir operasyon yürütülürken, meseleyi terör gerçeğinden uzaklaştırıp, demokrasi naraları atılmasına millet de, kamuoyu da, tarihimiz de izin vermez.
Profesörler, doçentler, sanatçılar, şunlar bunlar…
O bildirinin altına imza atan kim varsa hepsinin yanlış yolda olduklarını söylemek hata olmaz. Türkiye’nin mevcut halde yaptığı harekat uluslararası hukuka uygundur. Doğal olarak başlatılan iş demokratik bir sonuçtur. Çünkü her türlü teröre karşı ortaya konulacak mücadele meşru bir haktır…
Bunun dışındaki tüm söylem ve tutumlar ise terörü meşrulaştırıp, ülkemizin uluslararası kamuoyunda yanlış tanınmasını sağlamaya yönelik hamlelerdir. Şayet yapılan bariz hatada ısrar edilirse, söz konusu örgütler ile o kişi ve kurumlar aynı kefeye konulur.
Zira “Teröristi öldürmeyin” demekle, “Operasyonu durdurun” demek arasında kanımca hiçbir fark yoktur.
İşin “Demokrasi” ya da “İnsan hakları” pozisyonunda düşünülmesi ve öyle kamuoyuna duyurulması ise meselenin en komedi tarafıdır.
Terör mevzu olunca, düşünce özgürlüğü rafa kalkar beyler, anlamadınız mı?
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.