Muzaffer Gürfidan’a bir dokundum, bin ah işittim: “Esnafın sahibi yok!”

Geçenlerde, ortak bir dostumuzun ofisinde Muzaffer Gürfidan’la karşılaştım.
Sıkıntılıydı…
İçi dışına vurmuştu…
Belli ki, ben gelmeden önce, bazı sorunlar üzerine sohbet ediyorlardı.
Beni görünce, “İlaç ayağıma geldi” diye takıldı.
Meğer ne kadar doluymuş.
Uzun uzun anlattı.
Anlattıkça rahatladı.
“Ohh be!” dedi.
“Anlattıklarını yazabilir miyim?” diye sordum.
Cevabı, “Yazman için anlattım. Sansürsüz yazabilirsin, benim kimseden korkum yok” şeklinde oldu.
********
Muzaffer Gürfidan’ı yıllardır tanırım.
30 yıldır…
Mert, “özü sözü bir” insandır.
Hırslıdır, hedeflidir…
8 yıldır, eski adı “Körfez”, yeni adı “İzmit” olan Sanayi Sitesi’nin başkanlığını yapıyor.
Biliyorsunuz…
İzmit Sanayi Sitesi, bölgenin en büyüğü…
430 dönüm üzerine kurulu, 1400 işyeri var.
Site esnafı, bölgedeki sanayi kuruluşlarının eli ayağı…
Fabrikaların işi iyi olunca, site esnafının da keyfi yerindedir.
Tersi durumda, site esnafı perişandır.
Gerisini Muzaffer Gürfidan’dan dinleyelim.
“Başkan, şimdiye kadar seni böyle feryat eder görmemiştim. Ne oldu?”
“Abi nasıl feryat etmeyeyim. Sitemiz 1985 yılında açıldı, yani 27 yıl önce. Ben böyle kriz, böyle sıkıntı görmedim. Hepimiz perişanız…”
“Sen de mi? Senin firma çok eski…”
“Doğru… Gürfidan Ticaret 1950’de kurulmuş. 62 yıl önce… Hatırlarım, vergi numaramız 163 idi. Telefon numaramız ise 160… Ben 61 yaşındayım. 15 yaşından bu yana esnaflık yapıyorum. Piyasanın içinden geliyorum. Para kazanmanın, aile geçindirmenin ne demek olduğunu bilirim. Biz başka yerde esnaflık yapmıyoruz ki. Biz de site içinde esnaflık yapıyoruz. Aynı havuzdayız, aynı kazandayız. Kim ne kadar sıkıntı çekiyorsa, ben de aynı sıkıntıyı çekiyorum.”
“Nedir şu anki durum?”
“Gidişat kötü. İş yok, para yok, tahsilat sıfır. En kral firmalar bile ödeme yapmıyor. Vadeler altı yedi aya çıktı. Hele oto kısmı çöktü. Ramazan ayından bu yana makineciler de yatıyor…”
“Şimdiye kadar böyle krizler yaşanmamış mıydı?”
“Ben hatırlamıyorum. Açıldığından beri bu sitedeyim, böyle sıkıntıyı hatırlamıyorum. En kötü günleri yaşıyoruz. İnanmayan, istediği kuruma araştırma yaptırsın, gerçeği görecektir.”
“Üyelerin, aidat ödemeleri ne durumda?”
“Hah işte! Esnaf, 40-80 lira arasında değişen aylık aidatlarını ödeyemiyor. İnanmazsınız ama bu böyle…”
“Oran ne?”
“Yarısı… 1400 işyerinden 600-700’ü aidatını ödeyemiyor. Adam işçisinin parasını veremiyor ki, aidatını nasıl ödesin.”
“İşyerlerinin bankalarla ilişkileri ne durumda?
“Felaket! Birkaç rakam vereyim…
2008 yılına kadar, sitemizdeki hiçbir işyeri İcra’da satılmadı.
2009’da 2, 2010’da 6, 2011’de 12, bu yıl ise ilk 9 ayda 15 işyeri bankalar tarafından İcra’da satıldı. Bu rakamlar her şeyi açıklamıyor mu?”
“Ödemeler dediniz, tahsilat güçlüğü dediniz…”
“Devlet, benden alacağını alıyor. Şöyle alıyor, böyle alıyor… Ya ben? Ben alacağımı alamıyorum. Çekler, senetler sapır sapır dönüyor… Ben ne yapayım? Orman kanununa mı başvurayım? Anlayacağınız esnafın sahibi yok. Esnaf perişan!”
*******
Muzaffer Gürfidan’ın anlattıkları böyle.
“Türkiye’de işler tıkırında” diyenlere duyurulur.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Bu da emniyet müdürünün “açılım”ı!
*******
Türkiye’de çok ilginç şeyler oluyor, çok!
Siyasilerin “açılımı” yetmezmiş gibi…
Artık bürokratlar da “açılım” yapmaya başladı.
Bürokratların açılımı, “talimatlı açılım”…
Siyasiler “talimat” veriyor…
Onlar da görevlerini yerine getiriyor.
*******
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Recep Güven’in sözleri dikkatinizi çekmiştir:
“Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız, insan değilsiniz.”
Recep Güven’in, Diyarbakırlı gazetecilerle konuşurken söylediği başka bir cümle daha var:
“Önce vatan değil, önce insan. İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın. Yoksa hiçbir anlamı yok…”
Bu iki cümle…
Diğer sözleri, bu iki cümlenin açılımı…
Şimdi sormak istiyorum.
Hangi emniyet müdürü, üstlerinden izin almadan veya kendisine görev verilmeden bu konularda konuşabilir?
Kullandığı ifadeler, siyasi…
Kullandığı ifadeler, stratejik…
Kullandığı ifadeler, ülke güvenliği ile ilgili…
Şu ifadeye bakın!
“Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız, insan değilsiniz.”
Ben ağlamıyorum…
Mehmetçiğe kurşun sıkan, vatanımı bölmeye kalkan teröristlerin öldürülmesine ben ağlamıyorum.
Ama bu duygumu, insanlığımı sorgulamak hiç kimsenin haddi değil.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in hiç değil…
“Önce vatan değil, önce insan”mış…
Hayırlı olsun!
“Vatansız dünya”, Recep Güven gibi düşünenlere, mübarek olsun!
Bu düşünceler, biliyorsunuz, “iktidar aklı”…
Yapılanlar, “psikolojik propaganda”…
Toplum, “vatanın önemsizliği” ne alıştırılmaya çalışılıyor.
Onlara göre…
O gün geldiğinde…
Vatan bölündüğünde…
Yaşananlar önemsiz olacak.
*******
Dediğim gibi…
Siyasilerden sonra bürokratlar da “açılım”a başladı.
Süreç işliyor…
“Kör, sağır ve dilsizler ülkesi” olduk!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler