Bıktık…
Usandık…
Şu partinin takımı, bu partinin takımı denmesinden sıkıldık…
Bahri Yavuz ve yönetimi, son yıllarda bu izlenimi silmişti…
Ama şimdi Kentkonut ile yapılan anlaşma ve kongreye AK Partililerin gelmesi, takımın yeniden AK Parti’ye dümen kırdığı şeklinde yorumlandı…
Bu yorumlar da normal…
CHP’liler elini eteğini çekti dendi…
Bu yorumlar da doğal…
Yıllarca CHP’nin takımı, ANAP’ın takımı, sonra da AK Parti’nin takımı olan Kocaelispor, Nedense bir türlü Halkın Takımı olamıyor…
Pankartlarda söylem olarak kalıyor…
Sokağa ulaşamıyor…
Nasut Kayalı’nın dediği gibi…
Siyaset, Kocaelispor’un her zaman koltuk değneği oluyor…
Yazık ki…
Doğru!..
***
Sokağa inmek ne demek?..
Mesela alındaki BMW, Mercedes’i satmak ve kulübe bağışlayarak yayan yürümektir…
Halk otobüsüne, belediyeye binmektir…
Halk olmaktır…
Sokak olmaktır…
Bunları yapamazsan, tabii ki sokağı anlayamazsın…
Bunun için, kimseyi suçlamıyorum…
Sokağa inmek ve sokakta yaşamak nedir iyi bilirim…
***
Babandan, anandan miras kalmayacak…
Belediye otobüsü bileti için kuyruğa gireceksin…
Çocuk Parkı’ndan Paşa’ya yürümek senin için sıradan bir olay olacak…
Mevlana sokağa gireceksin (şimdi yok ya neyse)…
Aynalıkavak’ta dostların olacak…
Topçular’da yaşamayı bileceksin…
Taksiye vereceğin 5 lira bile bütçeni sarsacak…
Maça beleş, ya da ucuza girmenin yollarını arayacaksın…
Çünkü paran yok…
Tabii Çenesuyu’na gitmek de senin için sihirli bir güç olacak…
Olmadı…
Yürüyeceksin… (Çok yaptık bunu)…
***
Sonra da, çıkacaksın, “Halkın takımıyım” diyeceksin…
Abartmıyorum…
Yukarıda bu şartlarda yaşayan o kadar çok İzmitli biliyorum ki…
***
Sözün özü…
Nasıl bir yönetim olmalı biliyor musunuz?..
Yukarıdaki zorlukları bilerek bir yerlere gelmiş kişiler olmalı…