Nereye gidiyoruz?

Bugün Kurban Bayramının son günü.

Her Kurban Bayramı’nda olduğu gibi yine;

parklar, yol kenarları kan ve kurban atıklarıyla kaplandı, acemi kasaplar yine kolunu bacağını kesti!

Şehirlerarası yollarda yaşanan trafik kazalarında yine insanlar öldü!

Normal bir insan, yaşadıklarından “ders çıkaran” ve yaptığı bir hatayı tekrarlamayan bir varlıktır!

Ne yazık ki, her bayramda aynı yanlışları tekrarlayan bir toplumsal özelliğimiz var. Kendi yanlışını “kader” diye tanımlayan akılsız kafalar var!

İnancı gereği; “işi ehline vermeli” diyen ama kurban kesme işini ehline vermeyen ve kendi yaşamını tehlikeye atan insanlarımız var!

İslam dininin en büyük niteliklerinden birinin; “Ruhta ve bedende temizlik” olduğunu söyleyen ama yaşadığı çevreyi çöplerle, kanla kirleten insanlarımız var! Çalıştığı ve yaşadığı Avrupa ilkelerinde en küçük çöpü rastgele atamayan, atarsa ceza yiyeceğini bilen ama kendi yurduna gelince ana yolları çöplüğe çeviren ilkel varlıklar var!

Yalnızca bunlar mı?

Erkek çocuklara küçük yaştan itibaren “tuvalet eğitimi” vermeyen, “sen erkek çocuksun, yap şuraya” diye  her aklına gelen yerde tuvalet ihtiyacını gidermeyi telkin eden babalar ve anneler yüzünden kent sokakları leş gibi kokan açık tuvaletlere dönüyor! Kimi, elektrik trafosunda çişini yaparken çarpılıp ölüyor! “Kader” mi bu? Yoksa cehalet mi?

Yemek yerken ağzındaki zeytin çekirdeğini ya da kemik parçasını tabağına tüküren, parklarda ya da deniz kıyılarında çekirdek kabuklarını yerlere atan, suratında bir karış kirli sakalla insan içine çıkan, düğünlere sokak kıyafetiyle giden insanlarımız var!

Düğünlerde ya da asker uğurlamalarında rastgele silah atışlarıyla masum insanların ölümüne neden olan magandalarımız var!

Eşini ve üç çocuğunu bir motora bindirip yaşamlarını tehdit ettiğinin farkında olamayan insanlarımız var!

Yol isteyen sürücüye kızıp, sonra yolunu keserek levye ile saldıran öfkeli insanlarımız var!

Trafikte, trafik kurallarını hiçe sayan, yol ortasında aracını topaç gibi çeviren, ya da en sağ şeritten en sol şeride hızla girip çıkmayı marifet sanan, bu yüzden kendisinin de başka insanların da yaşamlarını tehlikeye attığını göremeyen “akıl özürlü” insancıklarımız var!

Cep telefonu ile konuşurken direğe toslayan, “selfi” çekeceğim diye tepesine çıktığı trende elektrik akımına kapılan insancıklarımız var!

Bütün bunların en büyük nedeni ise, EĞİTİM DÜZENİMİZ değil mi?

Ne ailede ne de okullarda “yaşam kültürü” üzerine ciddi bir eğitim yok!

Ama küçük yaşta beyinleri hurafelerle kirleten, “kindar ve dindar” bir nesil yetiştirmeyi hedefleyen, toplumu karşıt gruplara bölen, sonunda “sevgi ve saygı yoksunu” bir toplumun oluşumuna neden olan kirli bir siyaset anlayışı var!

Bu çağdışı, “düşmanlık” temeline dayanan anlayışla uygar bir dünyanın saygın bir parçası olabilir miyiz?

Bir toplum ve ülke olarak nereye gidiyoruz?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Küpçü - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler