Özzeren: Hükümet insan haklarında da sınıfta kaldı

AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu yana uyguladığı politikalarla insan hakları ihlali yaptığını öne süren DSP İl Başkanı Özzeren, “İnsanlık o...

AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bu yana uyguladığı politikalarla insan hakları ihlali yaptığını öne süren DSP İl Başkanı Özzeren, “İnsanlık onuru ile eşit; özgürlük, adalet ve barışın temelini oluşturan insanın devredilemez haklarının bütününü oluşturan İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin  dünyada kabul edilişinin 66. Yılını kutladığımız bu günde; Türkiye açısından hiç te hoş olmayan sonuçlar ile karşı karşıya kaldığımız bir gerçektir. İktidarda bulunan AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılından günümüze kadar uyguladığı politikalar sayesinde birçok insan hakları ihlali yapılmış ve hükümet insan haklarında da diğer uygulamalarda olduğu gibi sınıfta kalmıştır” dedi.

 

DSP İl Başkanı Hayati Özzeren açıklamasını şöyle sürdürdü: “İnsan Hakları ihlallerine baktığımızda sırasıyla;

  1. Bu dönemde yaşanan en önemli insan hakları ihlallerinden birisi Gezi Parkı sürecidir.  Siyasal iktidarın halkın yaşam tarzına müdahalesi ciddi bir itirazın yükselmesine sebep olmuştur. Gezi Parkı, yerellerde kent ve kırlarda yaşam alanlarının korunması, doğanın ve müşterek alanların metalaşmasının engellenmesi, halkın doğrudan yönetime iştirak edeceği kanalların oluşturulmasının önemini ortaya koymuştur. Gezi Parkı eylemlerinde ciddi bir kadın katılımının olması, gençliğin kendini göstermesi adeta 12 Eylül sürecinin yaratmak istediği apolitik sürecinin bittiğini göstermiştir. Hükümetin Gezi Direnişine katılanlara yönelik otoriter uygulamaları sonucunda 9 kişi yaşamını yitirmiş, müdahale edilen 774 gösteride 9564 kişi yaralanmış, 6977 gözaltından 187’si tutuklanmış, tespit edilebilen kadarı ile açılan 78 davada 3276 kişi yargılanmıştır.
  2. Basın Özgürlüğü açısından da Siyasal İktidar sınıfta kalmıştır. Bundan iki yıl öncesine kadar tutuklu bulunan yüzün üzerinde gazeteci nedeniyle ağır eleştiri alan siyasal iktidar bir de yüzsüzce tutuklu bulunanların hepsinin gazeteci olmadığını, ajan ve provokatör olduklarını söyleyebilecek kadar da ileri gidebilmiştir. Ayrıca 17 ve 25 Aralık ta da basına uygulanmak istenen sansür de apaçık insan hakları açısından ihlalden başka bir şey değildir.
  3. Yine Türkiye’nin son 5 yılına damgasını vuran Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalarda adil yargılama hakkının göz ardı edildiği ve hükümetin “cadı avı” yaptığı eleştirileri hakim oldu. Darbe iddiaları ilk başlarda farklı kesimlerce “makul” bir iddia olarak görünse de davalar ilerledikçe bu yargılamalara yönelik tepkiler çoğaldı. Yargının bağımsızlığı uluslararası kuruluşlar tarafından ve yurt içinde sorgulanmaya başlamıştır.
  4. Türkiye’de iş cinayetleri, kadına şiddet, sosyal medyaya yasaklar ve yasaklamalar, Siyasal iktidar tarafından oluşturulmak istenen baskı ve şiddet operasyonları ile gündeme gelen iç güvenlik paketi ve yargı paketi ile polis devletine doğru gidişle insan haklarının daha da ihlal edilebileceği ortam tesis edilmeye çalışılmaktadır.

İnsanların en temel hakkı olan düşünce ve ifade özgürlükleri de AKP iktidarı döneminde açık açık engellenmiş; Seçimlerde barajın kaldırılmaması ile de hem örgütlenme hem de ifade özgürlüklerinin önü kapatılmış; Anayasa Mahkemesine barajın kaldırılmasına ilişkin başvurular da hukuki darbe olarak nitelendirilmiştir. Böylece Anayasa Mahkemesi üyeleri de taciz edilmişlerdir. Bu baskı iktidarın siyasal ideolojisinin amacına ulaşması için yapılan baskıyı da açıkça göz önüne koymaktadır.

 

Temel hak ve özgürlüklerin ileri götürülmesi gerektiği Türkiye’de, son yıllarda yapılan uygulamalar, insan haklarına olan saygıyı sorgulamamıza neden olmaktadır. Özellikle  eğitim alanında halkın tercihlerini dikkate almadan alınan kararlar ve yapılan uygulamalar insan haklarına ve özgür bir ortamda tercihlerini  yapmalarına aykırıdır.

 

İnsan hakları ile temel özgürlükler konusunda Türkiye’nin layık olduğu yere taşınması gerekmektedir. Ülkemizde hak ihlallerinin önlenmesi ve insan hakları konusunda evrensel standartlara uygun davranılması, Türkiye’yi dünyada hak ettiği konuma taşıyacak en önemli etken olacaktır.

 

Ülkemizde daha özgür, daha barışçı, düşünce ifade özgürlüğümüzü sonuna kadar kullanabileceğimiz, basının susturulmaya çalışmadığı ve işini yaparken tutuklanmayan basın mensupların olduğu günlerde İnsan Hakları Evrensel Bildirisin kabulünün kutlanabileceği, insan haklarının ihlal edilmediği bir Türkiye de yaşamak dileğiyle saygılar sunuyorum”

#

11 Ara 2014 - 10:27 Kocaeli- Siyaset

Son bir ayda kocaeligazetesi.com.tr sitesinde 3.390.610 gösterim gerçekleşti.


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.