Ruh sağlığımız

Sağlık; “Bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hali” olarak tanımlanır.

Bedenen sağlığını yitiren insan, ruhen çökmeye başlar, toplumsal yaşamdan da uzaklaşır. Hele “bedensel engelli” ise sorun daha bir başkadır.

Ruhsal hastalıklar; kişide bulunan mevcut sorunlara, sakatlığa veya giderek artan bir ölüm, ağrı, sakatlık, yada kişisel özgürlük kaybına bağlı olarak oluşan davranışsal veya ruhsal hastalık belirtileridir.

Uyku bozukluğu, agresiflik, depresyon, hezeyan, panik atak, madde bağımlılığı ve cinsel sorunların giderek arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Bilimsel araştırma sonuçlarına göre, halkımızın yüzde 30’unda ruhsal sorunlar var!

Türkiye Psikiyatri Derneği’nin araştırmalarına göre; depresyonun yanında takıntılı davranış biçimleri de yaygınlaşıyor. Her iki kişiden biri travma yaşıyor. Kaygı bozuklukları da hızla artıyor.

Ruhsal hastalıkların nedenlerinin başında ekonomik ve toplumsal nedenler olmalı. Aile içi şiddetin en büyük nedeninin işini yitirme, geçim sıkıntısı ve bunun sonucu ortaya çıkan ayrılıklar olduğunu görüyoruz. Dün, büyük bir aşkla aile kuran insanlar, ekonomik çöküntü başlayınca, karşılaştıkları sorunlar yumağında ruhsal açıdan da sakatlanıyorlar. İşte bir gazete haberi; “Cani koca, kızının önünde karısını öldürdü.”

Adaletsiz gelir dağılımı, işsizlik, bilim ve teknolojiye sırt çevirmiş bir ilkel eğitim düzeni, sosyal ve kültürel yaşamdaki tatminsizlikler de ruhsal hastalıkların tetikleyici nedenleri.

Hele, savaşlar, terör olayları, doğal afetler, saldırı ve tecavüz olayları, işkence, trafik kazaları ve çocuklukta yaşanan cinsel taciz olayları, insan ruh sağlığını bozan belli başlı nedenler.

Dikkat edin, çok basit sorunlar kavgaya, şiddete, cinayetlere neden oluyor! Çok çabuk gaza-galeyana gelen bir toplum olduk!

Son yıllarda terör olaylarına kitlesel kurbanlar veriyoruz. Gün geçmiyor ki, onlarca askerimizi kaybediyoruz. Son bir yılda yaşadığımız terör olaylarına 1000’den fazla insanımızı kurban vermişiz! Ateş düştüğü yeri yakıyor, o şehitlerin aileleri perişan oluyor. Bu ailelerin bireylerinin “ruhsal denge” içinde olabilmeleri mümkün mü?

Ya gençlerimiz?

Çağın çok gerilerinde kalan, “nitelikli ve özgür insan” yetiştirmeyen, “özgüven” kazandırmayan bir eğitim sisteminin kurbanları oluyorlar. Gençlerimiz mutsuz ve “gelecek kaygıları” içinde. Tek mutlulukları “akıllı telefonlar” ve “internet” oluyor!

Sevgiler de çabuk tükeniyor!

“Hayatı paylaşmak, aile olmak” gibi değerler yok oluyor!

En küçük sorunlar bir anda büyüyor, sevgi nefrete dönüşüyor!...

“Çocuk yaşta evlilik” ülkemizde utanç verici boyutlarda. Çocukluğunu yaşayamadan, yeterli bir eğitim olanağı bulamayan kız çocuklarımızın ruh sağlıkları yerinde olabilir mi?

Ruh sağlığı bozuk insanların giderek arttığı bir ülkede, insanca bir yaşam, ekonomik-kültürel-sosyal-bilimsel-teknolojik gelişme olabilir mi?

Ruh sağlığımızı korumak istiyorsak, “ülkemizde ve dünyada barışı sağlamalı, eğitim-bilim ve teknolojide gelişmeyi, ekonomik kalkınmayı, adaletli bir sosyal düzeni ve Yargı’da Adalet’i sağlamalıyız.

Bilinçsiz, güvensiz, yoksul ve adalet inancı kalmamış bir toplumda ruh sağlığı da olamaz!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Küpçü - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler