Sefalet asaleti yok ediyor!..

Çocukluk yıllarımı anımsıyorum; ne insanımız ne de ülkemiz zengin değildi. Bugünkü gibi “seçenek bolluğu” ve “tüketme hırsı” da yoktu.

Herkes, gelirine göre ve olabildiğince mütevazı yaşardı.

“Gösteriş” ve “Moda” gibi takıntılarımız da yoktu.

Kazaklarımızı annelerimiz örerdi.

Yamalı pantolon giymekten utanmazdık.

Hırsızlık çok nadir görülen ve en ağır suçtu.

Hem bireyler hem de devlet, çalışmak isteyenin elinden tutardı.

KİT dediğimiz “Kamu İktisadi İşletmeleri” en yoğun istihdam alanlarıydı. Ayakkabılarımızı, bayramlık elbiselerimizi Sümerbank’tan alırdık. Ucuzdu, sağlamdı.

SEKA fabrikalarında üretilen kağıtlarla üretilen defterleri ve kitapları kullanırdık. SEKA, Sporun ve sanatın da üretim yeriydi. Kağıtspor’un amatör lig şampiyonluğu, SEKA’lı güreşçilerin başarıları gurur kaynağımız, SEKA çalışanlarının kurduğu Musiki Derneği ruhlarımızın doktoru olurdu…

Devlet Demiryolları’nın isyasyon yanındaki Rayspor Lokali’nde ya da SEKA Sosyal Tesisi’nde buluşur, eğlenir, yazlık ve kışlık sinemalarımızda filmler izlerdik.

HALKEVİ etkinlikleriyle sosyal yaşama adım atardık.

Bu kentte en güzel meyveleri tattık. Hem de doyasıya. Kandıra peyniri, yoğurdu, yakın köylerde üretilen hilesiz-katıksız tereyağları ile büyüdük. Körfezimizde yüzlerce çeşit balık yaşardı. Denizimiz, göllerimiz, akarsularımız tertemizdi.

Bu kentte “asayiş olayları” istisnaydı. İnsanların yüzleri gülerdi. Davranışları saygılıydı. Komşuluk ilişkileri unutulmaz dostlukların kaynağıydı.

Sonra bir gün, “Sanayileşiyoruz, zenginleşeceğiz” dedi birileri… Doğruydu, onlar zenginleştiler!

Ama bugün, doğası kirletilmiş, gürültü içinde, plansız kentleşmenin kurbanı olmuş, trafik kaosu ile boğuşan, gençleri işsiz ve mutsuz, yaşlıları “bir an önce ölsem de bu çileli yaşamdan kurtulsam” diyen bir İzmit’te yaşıyoruz.

O eski dostları, arkadaşları artık yalnızca cenaze törenlerinde görüyor, sarılıyor, ah vah ediyor, sonra yine dertlerle dolu yaşam cenderesine dönüyoruz!

Yalnızca İzmit’te değil,  yurdumuzun her köşesinde aynı çileler yaşanıyor. Üstelik, “suç patlaması” yaşanıyor! “Yan baktın”, “Neden selektör yaptın?” gibi nedenlerle birbirine kıyıyor insanlar.

Artık; “En çok güvendiğim insandı, bana büyük kazık attı!” sözleriyle anılıyor –kimi eski dostlar!

KUL HAKKI’na tecavüz, hırsızlık, yolsuzluk, gasp günlük olağan haberler arasına girmiş! Cezaevleri tıklım yılkım dolu ve Adalet Bakanı müjde veriyor; “174 yeni cezaevi daha inşa edilecek!”

İnsanlarımız işsiz, yoksul ve bunalım içinde!

Bir örnek;

“İşsiz baba, bir yaşındaki çocuğunu komşuya bıraktıktan sonra canına kıyıyor!”

İşsizlik yüzünden yuvalar yıkılıyor, nu yüzden aile içi cinayetler işleniyor, intiharlar yaşanıyor!

Yuvalar dağılıyor…

Oysa, “Toplumun temeli aile” diyoruz!

“Toplumsal bir deprem” yaşıyoruz, farkında mısınız?

Üstelik, bütün bu sorunların kaynağı olan siyasetçiler, “yakışıksız ve kirli üsluplarıyla” toplumu daha da geriyor, “düşman kutuplara” ayırıyorlar!

“İç savaştan” söz ediyor kimileri!..

Sefalet asaleti yok ediyor!

Uyanıp kan uykulardan, ülkemizi yeniden yaşanası bir ülke yapmalıyız.

Siyaset sahnesini temizlemeli, ihtirası aklını aşan kirli siyasetçilerden kurtulmalı, eğitim düzenimizi çağa uygun “nitelikli ve üretken insan” yetiştirir hale getirmeliyiz..

Yoksa, hep birlikte köle olacağız!..

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Küpçü - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler