Sosyal devlet nerede?

Anayasamızın ikinci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin “temel nitelikleri” yer alır; “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, SOSYAL bir HUKUK devletidir!”

Demokrasi’nin yalnızca “sandık” olarak algılandığı, gerçek anlamıyla “tüm kurum ve kurallarıyla” buluşamadığımız bir demokrasimiz var!..

“Laik Devlet” ise yalnızca Anayasa’da kalmış! Vatandaşın dini duygularını istismar eden kimi siyasetçiler, camilerimizi bile “siyaset sahnesi” gibi kullanıyorlar. Dini cemaatler siyasete egemen olmanın, laik devleti yıkmanın peşinde!

“Hukuk Devleti” niteliğini ise yaşamın her alanında tükenmiş!

Ya SOSYAL DEVLET?

Sosyal Devlet, vatandaşları arasındaki gelir farkını en aza indiren, “fırsat eşitliği” sağlayan; eğitim, sağlık ve sosyal güvenlikte vatandaşlarını güvenceye alan bir devlet kimliğidir.

Sosyal Devlet’te eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik “ticari bir meta” aracı değil, devletin temel görevleri arasındadır.

Ne yazık ki, bugün ülkemizde iyi bir eğitim olanağı için ağır bir maddi bedel ödemek gerekiyor! Sosyal Güvenlik sistemi çökmüş ve vatandaşlar “Bireysel Emeklilik” için teşvik edilmektedir!

Sağlık da artık “özel bir ticari faaliyet” niteliğine bürünmüştür! Bütçeden sağlık hizmetlerine ayrılan pay, son derece düşük, yetersiz ve dağılımı eşitsizdir.

Gazete ve televizyon haberlerinde ve internet ortamında sık sık, “sağlığına kavuşması için şu kadar paraya ihtiyaç var” başlıklı yardım taleplerine tanık oluyoruz.

İşte bir örnek;

“Bir anne, internet ortamında “yardım” çığlığında!

Özetle iletisi şöyle; “10 yaşındaki oğlum, alerji hastası ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için hap ve damla tedavisi görmesi gerekiyor. Ne yazık ki devletimiz bu ilaç bedellerini ödemiyor. Bu tedavinin yıllık ilaç masrafı yaklaşık 3 bin 500 TL. Bu tedavi 3 yıl sürecek ve biz bu bedeli ödeyebilecek durumda değiliz.”

Bu anne, “para yardımı” istemiyor. Bu konuda “toplumsal duyarlılık” bekliyor. Bir “imza kampanyası” açmış. “Sosyal Devlet bu tedavi için gerekli ilaç bedellerini ödemeli” diyor…

Kendinizi o annenin yerine koyun; ekonomik koşullarınız yetersizse, Sosyal Devlet, size elini uzatmıyorsa ne düşünürsünüz, ne yaparsınız?

Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da sağlık bakanına mı anlatırsınız derdinizi? Kaç kişi ulaşabilir bu kişilere?

Ya da; yardım kampanyası mı açardınız?

“Bireysel kurtuluş” çözüm müdür?

“SOSYAL DEVLET NEREDE?” diye sormaz mısınız?

Daha da ötesi;

Bu ülkede kaç kişi “Sosyal Devlet nedir?” sorusuna yanıt verebilir?

Bu ülkede kaç kişi “vatandaş olarak temel haklarının bilincindedir?”

Kimseyi küçümsemiyorum!

Ama bu ülkede “vatandaş cahil kalsın” diye eğitim düzenini güdükleştirme çabaları var!

Geçim derdi içindeki vatandaşların pek çoğu “insanca haklarına yabancı” ve edilgen bir yaşam tarzı içinde!

İşte, başımıza gelen olumsuzluların en büyük nedeni bu bilinçsiz ve “teslimiyetçi” anlayış değil mi?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Küpçü - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler