Sporda başarı nelere bağlıdır?

İyi bir yönetim ve yönetici kadrosu ilklerin başında yer alır. Ardından o spor için bir sistemin varlığı gereklidir. Başarı için yönetim ve para, bir de son senelerin yeni kavramı, güçlü yönetimlerin desteğini almayı bu listenin içine koyabiliriz.

Yaşadığımız örneklerde hem para hem güçlü yönetimler hem de güçlü yöneticiler vardı. Oyuncular da fena sayılmazdı. Ama bir türlü istenen başarı seviyesine gelinemedi. Medya destek verdi, taraftarlar işini gücünü, hatta canını bırakıp takımın arkasında hep yer aldı ama yine de yetmedi, yetmedi…

O zaman neden sporda başarılı olamıyoruz? Hem kamu hem de özel sektör spora her zaman destek vermeyi sürdürdü. Kamunun en büyük yardımı sporların yapılması için sağladığı tesis imkanlarıdır. Geçtiğimiz on beş yıl içerisinde ülkemiz ve dolayısıyla şehirlerimiz olağanüstü sayılacak büyüklüklerde ve optimal kullanım ortamlarına sahip spor tesislerine sahip oldular. Spora hem kulüpler hem de milli takımlar nezdinde ciddi paralar veriliyor. Buna karşılık yine de istenilen sonuçlar gelmiyor.

Bunun sebeplerini iki ayrı bölümde incelemek gerekir: Birincisi, artan spor bilimleri fakültelerine karşılık sporda izlediğimiz gerileme birbiri ile ters orantılı şekilde gelişiyor. Basit anlatımla, çok sayıda fakülte açmakla sporun gelişmediği gerçeğini bir kenara koymalıyız. İkincisi ise, sporun asıl gelişmesi ve yaygınlaşması için görev üstlenen spor federasyonlarımızın durumudur.

Bu kuruluşlar ne yazık ki tam anlamı ile çalışamıyorlar. Başkanlar ve yönetim kurulu üyeleri başkası veya başkalarının etkisi altında kalıyorlar. Milli takım sporcuları, milli takım antrenörleri, hatta kendi oluşturdukları federasyon yönetim kurulu üyelerinin çoğunu kendileri seçemiyorlar. Bir de eğer pozitif bir yönetişim sistemine sahip değillerse o zaman başarısızlık sıkı adımlarla o federasyonu yakından takip ediyor.

 

Gelelim son değerlendirmemize:

Takımlar ve sporcular nasıl antrenman yapıyorlar? Antrenör yetiştirme kalitemiz, oyuncu seçme ve antrene etme yöntemlerimiz yeterli midir? İşte burada en az yukarıda saydıklarımız kadar çok sorunlu bir düzeydeyiz. Antrenör yetiştirme yöntemlerimizde köklü değişiklikler yapmalıyız. Antrenörler, Üniversiteden mi yoksa federasyon bünyesinden mi gelmelidir? Bu soruya net cevaplar verilmelidir?

Merak etmeyin, “alaylı” “mektepli” çatışması yaratmak istemem ama bu konuda çok ciddi önlemler alma vakti gelmiştir. Her iki taraf çok ciddi bir gelişim seminerleri veya kursları ile yeni bilgi ve deneyimlerle donatılabilir.

Bu işlerin yapılmasında hangi kurum ve kişilere başvurulmalıdır? Bu yapıyı kim ya da hangi kurumlar harekete geçirecektir? İşte bu sorulara cevap bulursak sporda başarının ilk adımları atılacaktır. Unutmayın, spor bir ülkenin dışa vizesiz açılan tek kapısıdır…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yavuz Taşkıran - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler