Türkiye ayağa kalktı... Ya biz… Nothing…

Adana Demirspor…

Hasılat gelirini Kocaelispor’a bağışladı…

Sırplar’ın parası ödensin diye!..

Bizimkilerin yanıtı ise…

‘Nothing’

İtalya’da maç izleyen Bakan gelecek…

Kocaelispor’u dinleyecek…

Çözüm üretecek…

Seçim öncesinde “Bize oy verin ki, sportif desteklerimiz devam etsin…

Hepimiz Kocaelisporluyuz” diyen bakana güveniyoruz…

Güvenmek zorundayız zaten…

Kocaeli Birlikspor’a 20 milyon lira toplayan Bakan…

Kocaelispor’a sadece ‘Bakmayacaktır’…

Bakmamak konundadır zaten…

Bir tane bakanımız var…

Başka yok ki!..

O da sahip çıkmazsa…

Derdimizi kadıya mı anlatalım…

Bu kadar sahipsiz mi Kocaelispor?..

Galiba…

Evet…

 

Kentin sokakları…

Artık akşam çabuk oluyor…

Eve giderken karanlıklardayız…

Islak sokakların şavkı yüzümüze vururken, evlerin kapısına koşuyoruz…

Kent eski coşkusunda değil…

Grili, puslu havasını bile özler olduk bu kentin…

Doğalgazlı yaşamla masmavi gökyüzünü görebilirken bile mutsuzuz…

Sanki puslu havası bile daha güzeldi İzmit’in…

Kent yabancı…

Kent güvercin ürkekliğinde yaşar olmuş…

Azrail korku salmış sokakların arasına…

Kent ürkek…

Kent kendine yabancı…

Üveyik gibi…

Sadece ve sadece o anki yiyeceğini bulmanın peşinde…

Kentin eski beyefendileri, ahşap evlere tıkıştırılmış çöp insanlar gibi…

Sokaklar birer ikişer elden çıkıyor…

Karnının zor doyuran İstanbul’un eski beyefendilerine dönmüş insanımız…

Artık İzmitlilerin tek buluşma yeri İsmetpaşa olmuş…

Yüz elli yıl önce, büyük babası İzmit’te helva dükkanı sahibi bir torunun torunu olarak yazıyorum bu yazıyı…

Izdırabımı daha iyi anlarsınız…

Ve buralıların…

Buralı olmayanlarla kardeşçe geçinirken…

Hiç oralı olmayanlardan medet umması…

Acı…

Çok acı…

 

Gölcük ve Birlik’te tahmin ettiğim gelişmeler…

Kulüplerin genel görüntüleri her şeyi öyle açık ele eriyor ki…

İki kez izlediğim Gölcükspor’da, yönetim kurulunun kendi içerisinde kenetlenmesi gerektiğini, dışarıdan gelen sözlere kulaklarını tıkaması gerektiğini, Yusuf Tokuş’un daha özgür çalışması ve takımın daha rahat ve huzurlu ortamda motive olması gerektiğini yazdım…

Penaltıyı kaçıran Tahir Kurt gibi bir golcünün içerisinde bulunduğu durum bile her şeyi ortaya koyuyor…

Topu penaltı noktasına dikiyor…

‘Ben bu adam penaltıyı atacak adaptasyonda değil’ diyorum ve topu kaleciye nişanlıyor…

Şahidim basın tribündeki kardeşlerimdir…

Geçen seneki Yusuf Tokuş ile bu seneki Yusuf Tokuş apayrı insanlar olabilir mi?..

Çocukcağız çift karakterli bir adam olmadığına göre…

Bu takım çift karakterli demektir…

Şu olayı masaya yatırın ve bu takımı düze çıkarın…

Önünüzde 10 günlük bir boşluk var…

Haydi bakalım…

Üzülmekle bir şey düzelmiyor…

Ağlamakla düzelseydi her şey…

Kemalettin Tuğcu Nobel alırdı!..

 

En büyük ümit Metin Yıldız…

Üç hafta önce ‘Gider’ diyenler vardı…

Sizde ‘Gidere gider’ dedik…

Adamcağız sesini bile çıkarmadı…

Çıktı takımı yerden kaldırdı…

Havaya dikti…

Yönetim arkasında durdu…

Basın ilk kez yerden yere vurmadı…

Bu işin sadece teknik heyetle olmadığını anladı…

Futbolcu Cumhuriyeti’ne son verdi…

Takım kazanmaya başladı…

Kaybedebilir mi?..

Elbette ki…

Bu takımı iki deplasmanda 7 gollü 6 puanı var…

Hep yazıyorum ve yazacağım…

Ligler öyledir…

Maraton gibi…

Kendi parkurunda yenilirsin, gidersin başka parkurda öne geçer kazanırsın…

Önemli olan yarış sonunda ipi göğüslemektir…

Büyük camialar böyle günlerde belli olur…

Bahattin Güneş diye tutturanlar bunu mutlaka göz önüne almalıdır…

Bahattin Güneş gibi bu kentte 500 tane teknik adam var…

Ümit Metin Yıldız ise ne imparator, ne mucit, ne de dinozor

Teknik direktör…

Teknik patron…

Bunu kabul edin, egonuzu terk edin, adam olun ve artık bu basit işlerle uğraştırmayın bizi…

Tatlı su kurnazları!..

Sizi iyi tanıyoruz…

Tamam mı?..

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Hakan Yağcıoğlu - Mesaj Gönder

#


Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler