Yalnızlık fakirliktir, bunu unutmayalım

Öyle görünüyor ki, korktuğumuz başımıza geliyor.

Uluslararası arenada giderek yalnızlaşıyoruz.

Dünya bizi soyutluyor…

Gelişmeler tesadüf mü planlı mı, kestirmek zor.

Önceleri komşularımızla, bölge ülkeleriyle kavgalıydık.

İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Mısır, İsrail, Rusya, Ermenistan, Bulgaristan…

Yetmedi, önemli Avrupa ülkelerini de kavga listemize aldık.

Almanya, Hollanda, Avusturya, İngiltere, Danimarka, Fransa, İsveç…

Arkasından Avrupa Birliği’nden ülkemize yönelik “ortak tepkiler” gelmeye başladı.

Eee, Amerika ile durumumuz zaten malum!

 

Siyasal yalnızlık, ekonomik fakirlik demek

Unutmayalım…

Bulunduğumuz çağda, hiçbir ülkenin dünyada tek başına kalması, kendi kendine yetmesi mümkün değil.

Hele bu ülke, bizim gibi nüfusu hızla artan, zengin doğal kaynakları bulunmayan, yüksek büyüme hızına ihtiyacı olan, tasarruf oranı düşük bir ülke ise…

Ülkelerin siyasal yalnızlığı, ekonomik fakirliğidir.

Neden bu böyledir?

Kendimizi ele alalım…

Türkiye ekonomisi, küresel sisteme entegre mi?

Entegre…

Büyümemiz neye bağlı?

*Tasarruf edip yatırım yapmamıza bağlı…

*Katma değeri yüksek ürün üretmemize bağlı…

*İhracatı artırmamıza bağlı…

*Turizm gelirlerimize bağlı…

Tasarruf edip, sermaye birikimi sağlayıp, kendi paramızla yatırım yapabiliyor muyuz?

Yapamıyoruz…

Tasarruf oranımız yüzde 12.7 gibi çok düşük oranda.

O halde yabancı sermayeye mahkûmuz.

Yabancı sermaye gelecek, yatırım yapacak ki, büyüyebilelim.

Yabancı sermayenin gelmesi neye bağlı?

Türkiye’nin siyasi ilişkilerine…

Biz herkesle kavga edersek, her önümüze çıkana posta koyarsak, yabancı sermaye gelir mi?

Gelmez…

Gelmediği için de büyümede işte böyle yüzde 2.5-3’lere takılır kalırız.

Neredeyse nüfus artış oranımız kadar.

Buna da büyüme denmez.

Yüzde 6, 7, 8 büyüyeceksin ki, bir şeye benzesin.

Biz fakirliğe gidiyoruz.

Bakmayın siz oturduğumuz konutlara, bindiğimiz otomobillere, konuştuğumuz telefonlara…

Başkasından borç alıyoruz, aldığımız borçla caka satıyoruz.

 

Övündüğümüz şeylere bakın

Şu referandum ortamında övündüğümüz şeylere bakar mısınız?

*Yavuz Sultan Selim Köprüsü…

*Osmangazi Köprüsü…

*Avrasya Tüneli…

*Çanakkale Köprüsü…

*Üçüncü havaalanı…

*Devasa kent hastaneleri…

Prensipte yatırım yapılmasına bir eleştirimiz olmaz.

Gerekliyse elbette yapılacak.

Ancak bu yatırımlarda para senin mi?

Değil…

Teknoloji senin mi?

Değil…

Elin gavuru parasını getiriyor, teknolojisini getiriyor, yapıp teslim ediyor, seni borçlandırıyor, sittin sene kat kat fazlasını ödüyorsun.

İçerideki yandaş şirketlerle dışarıdaki ortaklarını zengin ediyorsun.

Köprüden geçiş garantisi var…

Tünelden geçiş garantisi var…

Havaalanına yolcu garantisi var…

Hastaneye hasta garantisi var…

Ve alınan borçlara da hazine garantisi var.

Oh ne ala dünya!

Biz, toplum olarak, devlet olarak, bu projelerin neresindeyiz?

“Borç ödeyecek taraf”tayız…

Sürdürülebilir bir ekonomik sistem değil bu!

Bir ülke; çalışmadan, üretmeden, artı değer yaratmadan, sürekli borç alarak, sürekli tüketerek hayatiyetini sürdüremez.

 

Ne yapmak istiyoruz?

Ülkemizi yönetenlerin ne yapmak istediğini anlayabilen var mı?

Varsa, söylesin!

Kavgadan ne bekliyoruz?

Komşularımızla, Avrupa ülkeleriyle kavga ederek nasıl bir sonuca varmak istiyoruz?

Ne elde edeceğiz?

Hadi, cebinde para olsa, hazinen dolu olsa, diklen!

Ama biz, bize borç veren ülkelere posta koymaya kalkıyoruz.

Sonra neden?

Ülkelerarası ilişkiler çıkara dayalıdır, öyle kuru kuruya dostluk palavradır.

Biz neden çıkar ilişkilerimizi bozuyoruz?

Almanya…

Borç alıyor musun?

Alıyorsun…

En fazla ihracat yaptığın ülke mi?

Öyle…

En fazla turist gelen ülkelerden biri mi?

Evet, biri…

Almanya’da 3 milyon vatandaşın yaşıyor mu?

Yaşıyor, bunların Türk ekonomisine katkısı da oluyor…

Eee, Almanya ile ilişkilerimizin bozulmasından kim zararlı çıkar?

Almanya mı, biz mi?

Almanya’nın 2016’da 270 milyar dolar dış ticaret fazlası var.

Senin ihracatının neredeyse iki misli…

Senin neyin var?        

Akıllı olalım!

 

Hedefimiz Arap dünyası mı?

Şimdi insan ister istemez düşünüyor…

Batı ile köprüleri attık mı?

Eh, öyle görünüyor…

Savunma işbirliği kuruluşu NATO’daki durumumuz?

Her zaman her şey olabilir…

Rusya ve Şanghay Beşlisi’yle birlikte olma hayalleri kurabilir miyiz?

Sadece hayal kurmakla kalırız.

Niyet etsek bile, bizi almazlar.

Geriye ne kalıyor?

Arap dünyası…

Sevgili okurlarım, “Arap dünyası” diye bir dünya yok.

Var, kâğıt üzerinde var.

Hepsi, başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin tutsağı!

Hepsi, emperyalist ülkelerin emrinde ve kontrolünde…

“Arap dünyası” dediğin kim?

Suudi Arabistan mı, Katar mı, Kuveyt mi, Mısır mı, Birleşik Arap Emirlikleri mi, Bahreyn mi, kim?

Bunların hepsinde, ABD’nin emrinde kukla yönetimler var.

Sormadan, izin almadan, bilgi vermeden adım atamazlar.

Unutun bunları!

Sonra?

Sonrası yalnızlık…

Yalnızlık da halkın fakirliği demektir.

Tepedekiler yine yolunu bulur, olan halka olur.

Biz ne yapıp edip normalleşmeliyiz.

Normalleşmenin yolunu bulmalıyız…

İçeride ve dışarıda huzur bulmalıyız.

Yoksa işimiz zor.

Şimdiye kadar hiç kimse, hiçbir kuruluş, hiçbir devlet; kavga ederek huzura kavuşamamıştır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

04

Hamiyet Sahin - Sn.Yazar çok kibar uslubunuz var.Örnek alsın bir çokları.Anlatımınız konu ne olursa olsun huzur verici.Sağolun.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 26 Mart 17:05
03

İlker Özben - Mükemmel bir analiz,. Benim görüşlerimi bu kadar net anlatabilen bir yazıyı kaleme aldığı için sevgili Tanzer Ünal'ı tebrik ediyorum. Kesinlikle herkes tarafından okunmalı diye düşünüyorum.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 26 Mart 17:05
02

Hasan - Çok doğru tespitlerle dolu güzel bir yazı tebrik ederim.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 26 Mart 17:05
01

Noyan Türk - kaleminize sağlık ,gerçekleri çok güzel yazmışsınız.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 26 Mart 17:05


Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler