“YUMURCAK TV”den korkan iktidar!

Bu yazıya farklı başlıklar da yakışırdı.

Örneğin…

*”AKP’den ses kesme operasyonu”…

*”AKP’nin çaresizlik göstergesi”…

*”Tam bir zorbalık ve despotluk örneği”…

*”Ortaçağ kafası”…

Ben, “YUMURCAK TV’den korkan iktidar” başlığını daha uygun gördüm.

Çocuk kanalı “YUMURCAK TV” de artık, “terör örgütünün medyası” suçlaması kapsamında “sesi kesilen” kanallar arasında.

Çok vahim bir durum!

Tivibu’dan sonra dijital yayın platformu Digitürk de savcılık talebini bahane ederek Bugün, Kanaltürk, Samanyolu, Irmak, S Haber, Mehtap ve Yumurcak TV’yi “yayın listesi” nden çıkardı.

Bunun hukukla ilgisi var mı?

Yok!

Diyeceksiniz ki, savcılığın talebi böyle…

Tamam da, vahim olan bu zaten.

Savcılığın böyle bir talebi olabilir mi?

Savcılık “iddia makamı” dır, “karar makamı” değil!

Ortada ne suç var, ne suçlu, ne de mahkeme kararı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Digitürk’e yazı gönderiyor, “Soruşturma açtım, 7 kanalın yayınlarını kesin” diyor.

Digitürk de emir kabul edip yayınları kesiyor…

Böyle bir uygulama olabilir mi?

Hukuk nerede?

Adalet nerede?

Yargı nerede?

Bu, böyle “Paralel yapının yayın organları” denilerek geçiştirilecek bir konu değil.

Darbe dönemlerinde bile bu ülke böyle saçmalıklar yaşamamıştır.

Kaldı ki, “kanuna aykırı yayını değerlendirme mercii” RTÜK, yani Radyo Televizyon Üst Kurulu’dur.

Digitürk’ün, RTÜK’ün kararı olmadan 7 kanalın yayınını kesmesi suçtur.

7 TV kanalının haklarının gasp edilmesidir.

Bir “demokrasi suçu” dur.

Basın özgür olmazsa, bu millet iktidarın pisliklerini nereden öğrenecek?

Herkes, Recep Tayyip Erdoğan’ı izlemek zorunda mı?

Herkes, iktidarın yalakalarını dinlemek zorunda mı?

Muhalif basının sesini kesmek için her yolu denediler…

*Gazetelere baskınlar düzenlediler.

*Gazetecilerin başına silah dayadılar.

*İlanlarını kestiler, gazetelerini dağıttırmadılar.

*Davalar açtılar, gazetecileri hapse attırdılar.

*Evlerinin önünde dövdüler.

*Baktılar olmuyor, baskı yaparak “dijital yayın listesi” nden çıkarttılar.

Ele güne, dünyaya ülkemizi rezil ettiler.

Hem de tam bir Türk’ün “Nobel ödülü” aldığı şu  günlerde.

“Çizgi film”den korkan bir iktidar olur mu?

Bunlar, “çizgi film”den bile korkar hale geldiler.

YUMURCAK TV’nin terör faaliyetleri neler olabilir Allah aşkına?

Yayınları Digitürk’ten çıkarılan 7 kanal, anayasal düzene karşı ne gibi suçlar işlemişlerdir?

Biri çıksın, bunları açıklasın!

 

***

 

Bugün 10 Ekim…

Tam üç hafta sonra genel seçim var.

Eğer demokrasiyle yönetiliyorsak, demokratik ülkelerde, seçimin en büyük güvencesi “özgür basın”dır.

Halk, farklı kanalları izleyerek, iktidar ve muhalefeti dinleyerek özgürce tercihini oluşturacak!

Ama siz muhalefetin sesini keserseniz, vatandaşın hangi televizyon kanallarını izleyeceğine hangilerini izlemeyeceğine karışırsanız, yaşadığımız rejimin adına “demokrasi” diyemezsiniz.

Bu yaptığınız; demokrasiye de, hukuk devletine de yakışmaz.   

İsteyen, istediği televizyon kanalını izler.    

Milletin hangi kanallarını izleyeceğine iktidar karar veremez.

Vermeye kalkarsa, bu rejimin adı “demokrasi” değil, “diktatörlük” olur.

Biz, yaşadığımız rejimin adının “demokrasi” olduğuna inanmak istiyoruz.

Bir “çocuk kanalından korkan iktidar” tarafından yönetilmek istemiyoruz.

Bunu, “zul”(onursuzluk, ayıplanacak şey) kabul ediyoruz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler