Yunanistan’ın adalarımızı işgal ettiğini kabul eden bakan!

Pes vallahi!

Bu kadar da olmaz!

Bilmem, televizyonda haberleri izlerken dikkatinizi çekti mi?

Hafta içinde Meclis’te “Torba Yasa” görüşmeleri var.

Muhalefet, Ege’deki 16 adamızda Yunan bayraklarının dalgalandığını söylüyor ve nedenini soruyor.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın cevabı ilginç:

“Lozan ve Paris antlaşmaları hükümleriyle egemenliği devredilenler dışında hiçbir adanın egemenliği Yunanistan’a devredilmemiştir. Hukuken Türkiye’nin hâkimiyetindedir. Ancak bu adaların bir kısmı üzerinde Osmanlı’dan bugünlere gelinceye kadar Yunanistan’ın fiili uygulamaları vardır. Fiili devlet uygulamaları onların hukuki yasal statülerini değiştirmez. Fiili uygulama Cumhuriyet’in kurulduğu andan itibaren başlamıştır. Bizim dönemimizde hiçbir fiili uygulama olmamıştır…”

Koskoca Mili Savunma Bakanı’nın cevabına bakar mısınız?

İtiraf ediyor…

*Adaların bir kısmı üzerinde Yunanistan’ın fiili uygulamaları vardır.

*Ancak fiili devlet uygulamaları onların hukuki yasal statüsünü değiştirmez.

Devam ediyor…

*Fiili uygulama, Osmanlı’dan bugünlere gelinceye kadar vardır.

*Bizim dönemimizde hiçbir fiili uygulama olmamıştır.

Çelişki dikkatinizi çekti mi?

Cümlenin birinde “Osmanlı’dan bugünlere gelinceye kadar” diyor…

Hemen arkasından “Bizim dönemimizde hiçbir fiili uygulama olmamıştır” ifadesini kullanıyor.

Külliyen yalan!

2004-2009 yılları arasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait olan 16 ada ve 1 kayalık Yunanistan tarafından işgal edildi.

Yani Ege’deki bu adalarımız üzerinde “paralel devlet” var.

Topraklar bize ait, yöneten Yunan Hükümeti!

Ve işin vahim tarafı, bizim Milli Savunma Bakanımız bu işgali kabul ediyor.

“İşgal ettiler, ama tapusu bizde” saflığı içinde!

 

 

Yunanistan’ın işgalini 2 ay önce yazmıştım

Bu köşenin düzenli okurları bilirler…

30 Ocak 2015 tarihinde, yani tam 2 ay önce, Ege’deki 16 adamız ve 1 kayalığımızın Yunanistan tarafından nasıl işgal edildiğini yazmıştım.

Madem konu yine güncel, yazdıklarımı hatırlayalım!

Yazımın başlığı “Güneydoğu’dan sonra Ege’de de paralel devlet var” şeklindeydi.

İşte o yazı!

“Biz “paralel devlet”i sadece Güneydoğu’da biliyorduk.

Meğer Ege’de de başka bir “paralel devlet” varmış.

Bu “paralel devlet”, 2004-2009 yılları arasında İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde bulunan bazı topraklarımızı önce “işgal”, sonra da “ilhak” etmiş.

Söylediklerim şaka değil.

Belgelere dayanan bir gerçek!

 

Dün bizimdi, bugün Yunanistan’ın…

Ümit Yalım, Emekli Kurmay Albay ve İnşaat Mühendisi…

Son görevi, Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri…

Önceki akşam kendisini Aydınlar Ocağı toplantısında dinledim.

Daha önce bu konuda parça parça gazete haberleri okumuştum, birinci ağızdan bütününü dinlemek bir başka oldu.

Ümit Yalım’ın konuşmasının ana başlığı “Vatan toprakları, 2004-2009 yılları arasında nasıl işgal ve ilhak edildi?” idi.

2004-2009 arası, AKP iktidarının ilk yılları…

Yalım’ın “vatan toprağı” dediği yerler, Ege Denizi’ndeki 16 ada ve 1 kayalık.

Yunanistan, buraları önce işgal, sonra da ilhak etmiş.

Şimdi bu adalarda Yunan Bayrağı dalgalanıyor…

 

Hangi adalar bunlar?

Yunanistan’ın önce işgal sonra ilhak ettiği 16 Türk adası ile 1 kayalığın isimleri şöyle:

Muğla sınırları içinde kalan adalar: Sakarcalar, Keçi, Kalolimnoz, Ardacık, Koçbaba.

Aydın sınırları içinde kalan adalar: Bulamaç, Nergizcik, Eşek, Hurşit, Fornoz.

İzmir sınırları içinde kalan ada ve kayalık: Koyun Adası, Venedik Kayalıkları.

Türkiye karasularında bulunan adalar: Gavdos, Gaidhouronisi, Koufonisi, Dhia, Dionisades.

Bu adaları kıytırık kara parçaları olarak kabul etmeyin!

Her biri Büyükada kadar, Kaş’ın önündeki Meis kadar…

Sözü, Ümit Yalım’a bırakmadan önce şunu belirteyim.

Yunanistan tarafından işgal edilmeden önce bu Türk adaları “sit alanı” kapsamındaymış.

Bu nedenle bırakın bu adalara yerleşmeyi, adalara günübirlik seyahat etmek bile yasakmış.

Yunanistan buraları bir güzel işgal etmiş, askerini yerleştirmiş, bayrağını dikmiş, arzu eden Yunanlıları da bu adalara yerleştirerek yaşam başlatmış.

Yunanistan Genel Kurmay Başkanlığı, bu adaların nasıl işgal edildiğini, Yunan askerlerinin adalara nasıl yerleştirildiğini internet sitesinde övüne övüne anlatıyor…

Anlayacağınız, işin gizlisi saklısı yok!

Şimdi resmiyette Türk toprağı görünen bu adalara ancak pasaportla girilebiliyor.

Hani son yılların dillerden düşmeyen “eşbaşkanlık” safsatası var ya, şimdi Ege’de resmen olmasa da fiilen “eşbaşkanlık” uygulanıyor.

Yani?

Yani, Muğla’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin belediye başkanı ve valisi görev yapıyor, Muğla sınırları içinde bulunan işgal altındaki Türk adalarında ise Yunanistan Devleti’nin belediye başkanı ve valisi var.

Tam bir “paralel devlet” uygulaması!

Hani Ankara hep “Paralel devlet, paralel devlet” deyip duruyor ya, doğru, ülkemizde biri Güneydoğu’da, diğeri Ege’de iki “paralel devlet” kurulmuş.

Sanırım Ankara, yanlış hedef göstererek, gerçek “paralel devletler” i dikkatlerden uzak tutmak istiyor.

 

İşte Ümit Yalım’ın söyledikleri!

*”16 ada ve 1 kayalığın Lozan’da verildiği iddia ediliyor… Bunlar, ihanetin üstünü örtmek için ortaya atılan iddialar. Bu adalar, Kanuni Sultan Süleyman ve IV Mehmet döneminde fethedilen, Atatürk ve İnönü’nün Lozan’da vermediği adalardır. Ayrıca bu adalar da dahil olmak üzere 800 civarında ada, adacık ve kayalık, 1936 yılında dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin envanterine kaydedilmiştir. Hepsinin kaydı vardır.”

*”Bu adalar, 2004 yılında işgal edildi, beş yıl sonra 2009 yılında da ilhak edildi. Siyasi iktidar, işgalin önlenmesi için Silahlı Kuvvetler’e direktif vermedi. Diyeceksiniz ki, Yunanistan’a nota verdi mi? 2004 yılından bugüne aradan 11 yıl geçti, AKP Hükümeti bu adaların işgali, ilhakı, boşaltılması için Yunanistan’a tek bir nota dahi vermedi.”

*”İktidar, vatan topraklarını Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi almak için verdi ve 17 Aralık 2004 tarihinde AB’den müzakere tarihi alındı. Bilinen sebep bu!”

*”Türkiye Cumhuriyeti batıdan bölündü ve cumhuriyet tarihinde ilk defa toprak kaybetti. Türkiye’nin batısında iki devletli düzen kuruldu. İzmir, Aydın ve Muğla illerimiz; birisi Türk diğeri Yunanlı olmak üzere ikişer vali ve ikişer belediye başkanı tarafından yönetilmektedir. Vatan topraklarında Yunan bayrakları dalgalanmakta ve Yunan askerleri elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır.”

*”Yunanistan, adaların kendisine ait olduğunu iddia ediyor. Ancak ellerinde tek bir somut belge yok. Halbuki bu adaların bize ait olduğunu gösteren başta Lozan Barış Antlaşması’na ekli harita, İngiliz ve Amerikan haritaları olmak üzere çok sayıda uluslararası harita var.”

*”Adalara büyüklük küçüklük açısından bakmak, yanlış bir bakış açısıdır. Çünkü deniz ve hava hukukuna göre, adaların etrafında 6 millik karasuları ile hava sahası vardır. Ayrıca karasularına ilave olarak bitişik bölge, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge de vardır. Örneğin, hali hazırda Yunanistan’ın egemenliğinde gözüken Taşoz Adası’nın hemen yakınında petrol ve doğalgaz çıkarılmaktadır.”

*”Bu adaları hukuken geri almamız mümkün değil. Çünkü aradan 10 yıl geçti. Yunanistan’ın bu toprakları kendiliğinden geri vermesi de uzak bir ihtimal. Ancak savaşarak geri alınabilir. Burada temel soru, savaşmadan verdiğimiz vatan parçasını savaşarak geri almak durumunda kalacak olmamızdır. Siyasi iktidar, kendisinden sonra gelecek hükümete çok ağır bir yük bırakmış durumundadır.”

*”Bu konudan muhalefetin haberi var mı? Evet, var… Sayın Kemal Kıçdaroğlu’nun da, Sayın Devlet Bahçeli’nin de haberleri var. Ama nedense konunun üzerine gitmiyorlar. Türkiye’nin eli kolu bağlanmış durumda.”

 

Önemli bir konu…

Sevgili okurlarım, gördüğünüz gibi ülkemizin gerçek sorunları, gözlerden ırak tutuluyor.

Tam bir “ihanet çemberi” içindeyiz.

Ne yazık ki, bu çemberin içinde bizim mesleğimiz “medya” da var.

Siz hiç bu konunun ulusal televizyonlarda veya ulusal gazetelerde dört dörtlük ele alındığını gördünüz mü?

Adaların işgal ve ilhak edilmesine göz yuman, bir yerde adaları veren iktidar…

Muhalefet, neden ses çıkarmıyor?

Sivil toplum örgütleri nerede?

Yoksa hepsi de “aynı takımın oyuncuları” mı?

Yeri geldikçe bu konuyu işlemeye devam edeceğim.”

 

30 Ocak 2015 tarihli yazımı böyle bitirmişim.

Yeri geldi, tekrar yazdım.

Yazmaya da devam edeceğim.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar M.Tanzer Ünal - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler