“Yurtta barış” için…

Cumhuriyet’imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli sözü ve kanımca ulusumuza vasiyeti; “Yurtta Barış, Dünyada Barış” sözüdür.

Bu sözün önemini, özellikle Ortadoğu’da yaşanan insanlık dışı olaylara tanık olduktan sonra daha bir iyi anlamış olmalıyız.

Ulusal yapısında farklı etnik, dinsel ve mezhepsel kimlikler olan bir ülkede barış için temel ilke “laik devlet” düzenidir.

Laik Devlet, farklı inanç ve mezhep gruplarına “özgürce yaşama” güvencesi verir. Bireylerin dini, mezhebi, etnik kimliği olur ama Devlet’in dini-mezhebi-etnik kimliği olmaz. Ulusun bir ortak adı vardır. Diğer kimlikler “alt kimlik” olarak tanımlanır.

Demokratik, laik, sosyal bir HUKUK devleti, tüm kimlikler için ortak bir güvencedir.

Ne yazık ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra, din üzerinden beslenen gerici unsurlar ve cemaatler, ulus devlet yapısına hançer sokmuşlardır.

Cemaatlerin çıkarlarına hizmet eden siyasi iktidarlar, ulusun parçalanmasına neden olabileceklerini görememiş ya da bilerek bu günahı işlemişlerdir!

İşte, somut örnek FETÖ’dür!

Bu ülkede yalnızca FETÖ mü var? Hayır! Ulus Devlet’i yıkıp parçalayacak çeşitli cemaatler, ulusal barışın en büyük tehdit unsurlarıdır.

Etnik farklılıklara dayanan ve bu ülkenin binlerce insanının canına ve yüzmilyarlarca maddi varlığının heba olmasına neden olan iç çatışma ise bu ülkenin bir başka temel sorunudur.

Türkiye, bu ülkede doğmuş büyümüş ve bu ülkeyi “vatan” olarak gören her yurttaşımızın ortak vatanıdır. Yurttaşlarımızı etnik kökenlerine göre ayırmak “ben insanım” diyen hiç kimseye yakışmaz!

Doğu ve Güneydoğu’da bir çok il, ilçe ve köylerde konuk oldum. Etnik kökeni, dini inancı ya da mezhepsel inancı farklı da olsa, oradaki insanlarla insanca ve kardeşçe birlikte olduk.

1999 depremi sonrası beni ilk arayan insanlar Adıyamanlı Kürt dostlarımdı.

Bu ülkede yaşayan her insanı farklılıklarımızı öne sürmeden sevmeli ve barış içinde yaşamalıyız.

Beşiktaş Belediyesi’nin bu bayram Hakkari’de yaptığı etkinlikler son derece güzel bir örnektir. Biz, bu ülkenin coğrafi olarak Batı bölgelerinde yaşayanlar, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızla buluşmalı, tanışmalı, gücümüz ölçeğinde her alanda katkı vermeliyiz.

Avrupa’da, Amerika’da, Avustralya’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları o ülkelerde nasıl uyum ve ortak güvence içinde yaşayabiliyorlarsa, bu ülkede de her vatandaş ortak çatımız olan Devlet’in güvencesi içinde insanca ve kardeşçe yaşayabilmelidir.

Bunun için, “etnik, dini, mezhepsel ayrım gözetmeyen bir ulusal siyaset” anlayışında buluşmalı; her yurttaş için DEMOKRASİ, ADALET, HUKUK DEVLETİ güvencesi içinde huzurla yaşayabilmeliyiz.

Etnik köken, mezhep ve din ayrımı üzerine siyaseti tercih edenler bu ülke yurttaşlarının dostu değil, “Ulusal Birliğin” düşmanıdırlar.

Örnekleri, Ortadoğu ülkelerinde açıkça görülüyor!

Müslüman Müslüman’ı katlediyor!

Emperyalizm keyifle izliyor ve bu ilkel toplumların tüm ulusal varlıklarını sömürüyor! Onlar, petrol ve doğalgaz kaynaklarını ele geçiriyor, etnik ve mezhepsel siyasetin kuklaları “işbirlikçi” yerel yöneticileri zengin ediyorlar. Halk ise, aptalca bir kavganın kurbanları olarak sefalet, kan ve gözyaşı içinde yaşıyorlar!

Biz de aynı oyuna mı gelelim?

“Hayır!” diyorsanız; “Yurtta Barış” için hep birlikte emek vermeliyiz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Küpçü - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler