Zeytin Ağacı

Son günlerde ülke olarak zeytinden çok bahseder olduk. Birileri zeytin ağaçlarının yerine göz dikti. Zeytin, orman ağacı olmadığından kapladığı alanlar hep kentlerin uzaklarında değil. Bu alanların meyvesinden önemli olduğunu zannediliyor. Konunun özünde bu yatıyor.  Zeytin sadece bir meyve ağacı değil. Asırlar boyunca kutsal sayılmış, başarının ve dostluğun simgesi olmuş. Hala barış için “Zeytin dalı uzatmak deyimini” kullanmıyor muyuz? Meyvesi sağlığımız açısından çok önemli, çünkü üstün özelliklere sahip. Bu yüzden varlığı her zaman önemsenmiş bir ağaç.

Zeytin ağacının bilimsel adı Olea europaea L.’dir. Yabanisi de var; ağaççık halinde, Akdeniz maki sınıfına giriyor. Dallarının kesiti dörtgen, sert yaprakları küçük ve uzunca, zeytini küçük, acı, yağ oranı az. Halbuki bizim bildiğimiz zeytin ağacı buna hiç benzemiyor. dalları yuvarlak kesitli, yaprakları uzun. Meyvesinin  yağ oranı yüksek. (Ağırlığının %12-25’i yağdır).

Çok sayıda arkeolojik buluntular ve dini metinler  zeytinin orijininin Anadolu olduğunu ve varlığının 6000-7000 sene öncesine dayandığını göstermektedir. Buradan, önce Mısır’a götürülüyor ve  M.Ö IX ve VIII asırlarda özellikle Finikelilerin yoğun ticari aktivitesiyle önce Yunanistan’da ve sonra bütün Akdeniz havzasında  yayılıyor.

Roma imparatorluğunun olumlu tutumu ile zeytincilik hem depolama hem de yağ dağıtımı açısından büyük yoğunluğa ve yayılışa sahip olmuştur. Zeytinyağı daima ticari alanda ve özellikle takas aktivitelerinde daha da fazla stratejik işlev kazanmış, üretimini arttırmak için yoğun çalışmalar yapılmıştır. Zeytin konusunda adeta, “yağ yönetimi” denilen bir borsa oluşmuştur. Öyle ki zeytin ve zeytinyağı taşınması için özel bir deniz filosu bile kurulmuştur. Fakat imparatorluğun yıkılması ve barbarların hakimiyeti tarıma büyük zarar vermiş, zeytin tarımı neredeyse ortadan kaybolmuş ve zeytinlikler sökülmüştür. Ortaçağda zeytin yağı oldukça kıtlaşmış ve pahalılaşmıştır. Az sayıda zeytinlik ancak bazı manastırlarda ve kendini koruyabilen kuvvetli derebeyliklerde kalmıştır.

Manastırlar sayesinde zeytincilik,  büyük çapta zeytinliklerin oluşturulmasıyla yeniden kendine gelmiş ve Rönesans devrinde ticari açıdan önemi zirve yapmıştır. Bu devirde zeytinyağı üretimi ağır ama sürekli artmıştır. 1600 den sonraki yayılışı ile zeytinlikler Akdeniz havzasında adeta peyzajı değiştirmiştir. 1700’lü yıllarda vergi muafiyeti ve serbest ticaret sayesinde zeytin tarımı büyük bir aşama kaydetmiştir. Bu sayede zeytinyağı ticareti  Kuzey Avrupa’da da yayılmıştır. Zeytin sayesinde dünyada “Akdeniz diyeti” yeni bir beslenme şekli ortaya çıkmıştır. Denilebilir ki zeytin kültürü ile sağlıklı yaşama dayalı olarak hayat kalitesi de yükselmiştir.  Zeytin tarımı dünyada 37 ülkede yapılmaktadır. Kapladığı alan  yaklaşık 10 milyon hektardır. Bu alanın % 95’i Akdeniz ülkelerindedir. Dünyada yıllık 13 milyon ton zeytin üretiminde % paylar şöyledir: İspanya % 36, İtalya % 23, Yunanistan % 15, Türkiye % 9, Tunus % 8, Fas % 5.

Türkiye’de 37 ilde zeytin yetiştirilmektedir. Zeytinlik alan yaklaşık 700 000 hektardır. Otuz kadar cinsi bulunmaktadır. Bunlardan biri “Karamürsel sel su” olarak adlandırılmıştır. Zeytin ağacı sayısı 137 milyondur. Zeytin (tane olarak) üretimi yılda 1.400.000 ton dolayındadır.

Türkiye,   dünyanın sofralık zeytin üretiminin % 9 ‘unu karşılamakta ve üçüncü sırada yer almaktadır. Dünya zeytinyağı üretiminin % 2,7’ si ile beşinci sıradadır.  Zeytin ağacı asırlarca yaşayabilir. 1000 yaşını aşabilir. Yaprağını toptan dökmez, yani her dem yeşildir. Yaprağı ağaç üzerinde yaklaşık 30 ay kalır. Kurak yerlerde ve çok geçirgen topraklarda kökleri 6-7 m derine işleyebilir. Kökleri toprak sıcaklığı 14-14 derece olunca aktivite kazanmaktadır.

Gelelim zeytinin besin değerine:  Zeytin meyvesi ve yaprağında fenolik bileşen olan “Oleuropein” bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu maddenin çok güçlü bir anti-oksidan olduğunu, antimikrobiyal, anti-viral ve anti-fungal özellikler taşıdığını göstermektedir. Ayrıca kalp hastalıkları, kanser ve bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Hiç duydunuz mu? Dünyada en uzun ömürlü insanlar arasında Girit’liler de vardır. Bunun nedeni olarak zeytini ve zeytinyağını çok tüketmeleri gösterilmektedir. Diğer taraftan bu adada kalbiyle ilgili sorun yaşayanlar olmadığından kalp ilaçları eczanelerde  ancak  turizm mevsimi yaklaştığında satışa sunulmaktadır. Zeytinden vazgeçmeyin…

 

KAYNAK:

A)Università degli Studi di Sassari.   2008. Il paesaggio mediterraneo dell’olivo: Storia e prospettive di un paesaggio multifunzionale.

B)Demirbaş N.-Savran.M.K. 2015.Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelişimiaçısından fidan yetiştiriliciğinin önemi, sorunlar ve öneriler. Tarım 2015-Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu,

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Necdet Güler - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Başiskele belediye seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz?
Tüm anketler