Ülkemizde çok değil 60 yıl öncesine göre kıyaslandığında, toplumumuzun ortalama yaşam süresi 45 yaş iken, günümüzde bu, 78 yaş olarak hesaplanmaktadır. Tabii ki bunda bebeklik çağı aşıları, enfeksiyon hastalıklarında kullanılan yeni nesil ilaçlar, hasta takip sistemleri, erken tanı yöntemleri etkilidir. Ne var ki bir yandan ortalama yaşam süresinin uzamasıyla nüfusumuz artmakta ve bu nüfusu doyurabilmek için üretime giren sebze-meyve ihtiyacı da artmaktadır. Ancak artan talebe rağmen, yıllar boyu süren yanlış tarım politikaları ve çiftçilerimizin yanlış eğitilmesi sebebiyle, sebze-meyve ihtiyacını karşılamak için; üreme ve çoğalma yeteneği fazla ancak doğal etkenlere direnci düşük olan hibrit tohumların kullanılması ve yoğun şekilde parazit, haşere, yabani otlarla mücadele adı altında, çiftçilerimiz daha yoğun biçimde zirai ilaç ve kimyasal gübre kullanımına doğru yöneltilmektedir.
Bu yazımda, çok basit bazı yöntemlerle, tükettiğiniz bu gıdalardaki zehirlerden kurtulabilmenin yöntemlerini paylaşacağım.
Dünya genelinde en kirli gıda olarak bilinenler; çilek, ıspanak, nektarin, elma, üzüm, şeftali, kiraz, armut, domates, kereviz, patates ve göbek maruldur. En temiz gıdalar ise avokado, brokoli, patlıcan, kivi, kavun, karnabahar, mantar, kuşkonmaz, soğan, lahana, ananas, bezelye, taze ve kuru soğan, turptur.
Sebze-Meyve Temizliğinde 1.Aşama: Yıkama ve Fırçalama
Çelik tencere veya cam kap içine koyduğunuz suyun içine (Plastik kap kullanmanızı önermiyorum) 1-2 çorba kaşığı karbonat ve bunun üzerine 2-3 damla limon veya nane yağı eklemenizi öneriyorum. (Eczanelerden bulabileceğiniz organik limon yağını tercih etmenizi öneririm çünkü limon yağının içindeki D-limonen etken maddesi, organik limon yağlarında yüksek oranda bulunur. İkinci seçenek ise nane yağıdır.) Kaşığınızın içindeki karbonatın üzerine, tercihinize göre limon veya nane yağını damlatıp, bu karışımı kabın içindeki suya döküp, karıştırarak erimesini ve çözülmesini sağlayın. Kabın içine bütün yeşillik, meyve, sebzelerinizi, özellikle yapraklı olanları teker teker ayıklayarak ilave edin. Sonrasında bu karışımda 30 dakika kadar beklettikten sonra suyu boşaltıp, bütün meyve-sebzeleri çeşme suyunun altında sert bir fırça ile iyice durulayıp temizleyin. Banyo lavabolarında temizlik yaptığınız fırçanızdan bir tane de bu işlem için almanızı öneririm. Bu işlem, aldığınız ürünlerdeki yoğun asidik ve düşük ph’lı yapıda bulunan zehirli kimyasal ilaçları, tutunma yüzeyinden koparıp suyla akmasını sağlayacaktır. İnce ve narin yapraklı olan sebzeleri fırçalamanıza gerek yoktur. Elinizle bol su ile yıkamanız yeterlidir. Ancak sert kabuklu olan tüm meyve ve sebzeleri lütfen bu aşamada fırçalamaya çalışınız. “Kabuğunu zaten soyup tüketiyorum, ne gerek var kabuğunu fırçalamaya.” demeyiniz! Unutmayınız ki zirai ilaçların bir çoğu yüksek asidik yapıda üretilir. Bu nedenle tutunma yüzey bağları kuvvetlidir. Burada amacımız kuvvetli bir alkali madde olan karbonat ile tutunma yüzeyi ile ilacın arasındaki bağları gevşetip, suyun altındaki kuvvetli yıkama ile yüzeyden koparmaktır. Limon veya nane yağının buradaki görevi, her ikisinin de doğal pestisit ve ağır metal arındırıcı özellikleridir. Ancak yapılan çalışmalarda, limon yağının bir adım daha önde olduğunu belirtmekte fayda görüyorum.
Sebze-Meyve Temizliğinde 2.Aşama: Sirke ile Yıkama
Aynı cam kap veya çelik tenceredeki suyu döktükten sonra, tekrar su doldurup yıkadığımız tüm ürünleri tekrar içine ilave ediyoruz ancak bu sefer üzerine sadece marketten aldığınız elma veya üzüm sirkesinden (asetik asit) 1-2 çorba kaşığı ilave edin. Bu karışımı yaklaşık 20 dakika kadar bekletin. Burada market sirkesi kullanmanızın sebebi, sebze ve meyvelerin eğer halen üzerinde kalan parazit-bakteri veya canlı artıkları kaldıysa onları öldürmek için müdahele etmiş oluyoruz.
Tekrar çeşme suyunun altında bol su ile fırçasız olarak temizledikten sonra üçüncü ve son aşamaya geçebilirsiniz.
Sebze-Meyve Temizliğinde 3.Aşama: Kurutma
Son aşama olan kurulama bölümü; emin olun ilk basamak kadar önemlidir. Yıkadığınız sebze ve meyveleri bir çoğunuz kağıt havlular ile maalesef kurulamaktayız. Halbuki ıslak mendil ve kağıt havlulardaki kimyasal kalıntılar ve ağır metal bulaşma ihtimalini bilseydiniz eminim eve bile sokmazdınız. Tıpkı eskiden büyüklerimizin yaptığı gibi, el havluları ile mutlaka tüm sebze meyvelerinizi kurulamanız gerekiyor. Islak veya nemli bir şekilde buzdolabında saklamayın çünkü istemediğimiz patojenlerin üremesi ve küflenmesi yüksek ihtimal dahilinde olacaktır.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz