Avrupa Birliği
Birleşmiş Avrupa hayali, hükümet politikalarında hedef haline gelmeden önce, sadece düşüncelerde yaşıyordu. Avrupa yüzyıllarca, kanlı savaşlara sahne oldu. Yalnızca, Fransa ve Almanya üç kez savaştılar. Bu sebeplerle, Avrupalı düşünürler hümanist ve barışçıl yaşamın sürdürülebilmesinin tek yolunun, ülkelerinin ekonomik ve siyasi yönlerden birleşmesi olduğu fikrinde uzlaştılar.
Schuman Planı
İkinci Dünya Savaşı sonrası 1950’de, Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman, o zamanın ağır sanayisi ve en önemli stratejik ürünleri ve ayrıca savaşların hammaddeleri olan, kömür ve çelik üretiminin ve satışının tüm üretici ülkelerin kabul edeceği bağımsız bir kurum tarafından yapılmasını önerdi. Benimsenen bu önerinin sonucunda, 1951 yılında, Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda'dan oluşan 6 üye ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kuruldu. Böylece, savaşın ham maddeleri olan kömür ve çelik, barışın hammaddesi olmuştu.
Roma Antlaşması ve Avrupa Ekonomik Topluluğu
6 yıl sonra 1957’de, üye devletler, işgücü ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluk kurmaya karar verdiler. Böylece, kömür ve çeliğin yanı sıra diğer sektörlerde de ekonomik birliği kurmak amacıyla, Roma Antlaşması imzalanarak Avrupa Ekonomik Topluluğu kuruldu. Böylece, malların, işgücünün, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaştığı ortak bir pazar kurulmuş oldu. Farklı zamanlarda müracaat eden ülkelerle bu ortaklık büyütüldü ve sınırları genişleyerek bugünkü haline geldi.
Ekonomik ve Parasal Birlik
Son noktada, Avrupa ortak para birimi olan Euro, 1 Ocak 2002 tarihinde resmen tedavüle girerek, 12 ülkede kullanılmaya başlandı.
Bugün gelinen noktada AB nerede ?
Hedeflere ulaşıldı mı? diye sormak lazım, çünkü amacı barış olan bir proje de bugün nerede ise başa dönülmeye başlandı.
Girmek için müracaat ettiği birlikten 1963 ve 1967’ de 2 kez veto yiyen İngiltere, ancak 1973’te girebildiği birlikten negatif etkilendiklerini ileri sürdükleri ekonomik sebeplerden dolayı halkın isteği ile çıkmak üzere.
Şimdi görüyoruz ki; İngiliz siyasi aklı bugünleri önceden görmüş “Euro” para birliğine hiç girmemiştir. Bu sebeple İngiltere için AB’ den ayrılmak bir nebze daha kolaydır.
İtalya başbakanı geçen hafta yaptığı açıklamalarda AB deki varlıklarını sorgulayacaklarını beyan etti. Bugün bıraksan Yunanistan hemen kaçacak, ama borçlardan korkuyor. Portekiz ve İspanya ekonomik olarak iyi durumda değil, halka alternatif sunulsa AB’den hemen ayrılırlar.
Ben bu konuda Türk usulü bir kehanette bulunmak istiyorum. “Bu birlik bu kafayla yürümez arkadaş”.
Peki neden…. ?
Bir tarafta ABD Başkanı Trump, bir tarafta Rusya Başkanı Putin, bir tarafta İngiltere… Bu arkadaşlar AB’yi bölerek, küçülterek ekonomik varlıklarını daha fazla hissettirmek arzusunda olacaklardır. Önümüzdeki bir, iki yıl içerisinde “EURO” diye bir para kalmaması olasılığı bana göre çok yüksek. Eğer bu gerçekleşirse, elimizdeki Euro’ların gazete kağıdı kadar değeri olmaz çünkü sahibi olmayan bir para.
İtalya’daki arkadaşlarım yatırımlarını İsviçre bankalarında altın olarak tuttuklarını söylüyorlar. Alın size EURO ya olan güvenin bir göstergesi. Göreceksiniz çok kısa zaman sonra altın da Dolar ile birlikte yükselmeye devam edecek ve EURO dolar paritesi Dolar lehine değişecektir. Yani bugün 1 euro verip 1.06 dolar alabilirken 2017’de, 1 euro verip ancak 90 cent alabileceğiz. Söylemedi demeyin.
Bıkkınlık getirdiler
Bugün Türkiye’nin AB parlamentosuna gösterdiği tepkileri son derece haklı buluyorum.
Bir tarafta bizim çoluk çocuğumuzu öldüren, bir tarafta ekonomimize büyük zarar veren teröristleri destekle, diğer tarafta bize verdiğin sözlerin hiç birini yıllarca yerine getirme sadece ve sadece bahane üret.! Mültecilere kapılarını kapat, ama insan haklarını yere göğe koyma. Tamam anladık, siyasetin % 70’i yalandır, ama % 95’i yalan olunca da çekilmez oluyor.
AB’nin bu yaklaşımı artık kabul edilir olmadığı gibi bıkkınlık da getirmiştir.
“Aman ha! dikkat edin, sizi AB ye almayız ….” deyip duruyorlar.
Biz toplum olarak bu söylemden bıktık. “Almazsan alma” safhasına gelmiş bulunuyoruz. AB ye duyurulur.
BİLİYOR MUSUNUZ?
Dünyada her sekiz saniyede bir bebek doğmaktaymış.
İnsan yılda en az 1460 rüya görürmüş.
Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıymış.
Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açarmış.
Çin'de İngilizce konuşan kişi sayısı Amerika'dan daha fazlaymış.
THY’ nın ortalama 7 yaşındaki filosunda tam 321 yolcu uçağı ve 11 kargo uçağı bulunmaktaymış.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.