Sevgili okurlarım, kendi halimizden, yaşadığımız kentin bitmek bilmeyen sorunlarından, ülkemizin geri kalmışlığından hep dert yanarız ya, bunların hiç biri sebepsiz değil.
Çoğu kişi, yaşadığımız olumsuzlukları “kader” olarak değerlendirir.
Sorumluluk almaz, “Allah’ın takdiri” der, sıyrılır işin içinden.
Halbuki Allah bizleri yaratırken akıl fikir verdi…
İlk emri “OKU” oldu…
Okuyun, kendinizi yetiştirin, sorunlarınızı halledin öğütleri verdi…
İlmi, kadın erkek herkese farz kıldı.
İyi de, Allah’ın “OKU” emrini Türkiye’de yaşayan bizler ne oranda yerine getiriyoruz?
Önceliklerine göre insanın ihtiyaç listesi
Şimdi elinize kâğıt kalem alın, bir insan olarak ihtiyaçlarınızı öncelik sırasına göre yazın!
İlk sıraya ne yazarsınız?
Herhalde biyolojik ihtiyaçlarınızı değil mi?
Yeme, içme…
Sonra, barınma…
Arkasından, güvenlik…
Abraham Maslow ismini duymuşsunuzdur.
ABD’li ünlü psikolog…
“Maslow Teorisi”ni, diğer adıyla “İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi”ni ortaya atan kişi.
Taa, 1943 yılında ortaya konulmuş bu teori.
Maslow’a göre…
*İnsanın ihtiyaçları belirli bir sıra izler.
*Sıralamanın ilk basamağındaki ihtiyaç giderildikten sonra, diğer ihtiyaçlar ortaya çıkar.
*İlk sırayı biyolojik ihtiyaçlar alır. Açlık, susuzluk, barınma ve cinsel ihtiyaçlar…
*İkinci ihtiyaç, güvenliktir. Karnını doyuran, barınma işini halleden insan kendini dış etkenlere karşı korumak ister.
*Üçüncü, sevgi ihtiyacıdır. İnsan kendini bir arkadaşına, bir partiye, bir ideolojiye adayarak sevgi ihtiyacını karşılamak ister.
*Dördüncü ihtiyaç, insanın kabul görme ihtiyacıdır. Her insan toplum tarafından kabul görmek ister. Toplum tarafından sevilmeyen ve dışlanan insanlar, kendine ve topluma yararlı olamazlar.
*Son ihtiyaç ise “kendini gerçeleştirmek”tir. Kendini kanıtlamaktır. Yararlı işler yapmak, eserler bırakmaktır.
Biri giderilmeden diğeri ortaya çıkmaz
Sevgili okurlarım, Maslow’un geliştirdiği “ihtiyaçlar sıralaması”na göre, bir basamaktaki ihtiyaç giderilmeden daha sonraki ihtiyaçlar oluşmuyor.
Aç olan insan, güvenlik ihtiyacını düşünemiyor.
Çöpten yiyecek toplayan insanlar, bu yiyeceklerdeki mikropları akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar.
Veya…
Savaşan askerlerin aklına “sevgi ihtiyacı” gelmiyor.
En nihayet…
Başkalarından itibar görmeyen insanlar, kendilerini ispat edecek işler yapamıyorlar.
Her insanın ihtiyaçları farklı
Az kaldı toparlıyorum…
Sözü başka tarafa getireceğim, ama bunları da size anlatmak durumundayım.
Her insanın ihtiyaçları farklı.
Yoksullar, varlıklı insanların daima mutlu olduğuna inanırlar.
Çünkü kendileri için düşündükleri tüm ihtiyaçların onda var olduğunu görürler.
Bu yönüyle bakıldığında doğrudur.
Ancak varlıklı insanların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı düşünülemez.
İhtiyaçlar sonsuzdur, varlıklı insanların başka ihtiyaçları vardır.
Bu nedenle “ihtiyaç sıralaması”ndan haberi olmayan kişiler, insanları anlayamazlar.
Yaşamdan memnun olma noktası
Maslow’a göre…
*Her insanın ihtiyacı farklıdır ve bu farklı ihtiyaçlar kişinin beklentilerini belirler.
*İnsanlar, ”Yaşamdan memnun olma noktası”nı saptamalıdır.
*İnsanlarda, “kendilerini olduğu gibi kabul etme yeteneği” geliştirilmelidir.
Gelelim, Türk insanının 235’inci ihtiyacına…
“İhtiyaçlar sıralaması” dedim ya…
Acaba Türk insanının ihtiyaçlar sıralamasının 235’inci sırasında ne var?
Araştırma yapmışlar, genel bir araştırma, Türkiye’de ihtiyaç listesinin 235’inci sırasında “KİTAP OKUMA” ihtiyacını görmüşler.
İnsanlarımız, bütün ihtiyaçlarını saymış saymış taa 235’inci sıraya “KİTAP OKUMA” ihtiyacını koymuş.
En gerilere…
“Olsa da olur, olmasa da olur” anlamına gelen bir sıraya…
Bu ne demek?
Şu demek…
Daha önceki ihtiyaçları giderilmediğinden, insanlarımızın kitap okuma ihtiyacı sonlara kalmış.
Yani insanlarımız hâlâ basit ihtiyaçlarını karşılama derdinde.
Kitap ve gazete okuma rakamlarımız da işin vahametini gösteriyor.
Okuma konusunda dünya nerede, biz neredeyiz?
*Amerika’da toplumun yüzde 12’si, Japonya’da yüzde 14’ü, İngiltere ve Fransa’da yüzde 21’i düzenli kitap okurken, Türkiye’’de yalnız 10 bin kişide biri düzenli kitap okuyor.
*Kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçika ve Avusturyalı 100 dolar, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor. Dünya ortalaması 1. 3 dolar… Türkiye’de bir kişi yılda ancak 0,45 dolar harcıyor.
*ABD’de yılda “72 bin farklı konusu farklı kitap” basılırken, Rusya’da 58 bin, Japonya’da 27 bin, Türkiye’de ise 7 bin farklı konulu kitap basılıyor.
*İngiltere’de vasat bir gazete olan günlük The Sun gazetesi, Türkiye’deki gazetelerin toplam tirajı kadar satıyor.
*Dünyada çocuklara özel günlerde kitap hediye edilmesi sıralamasında, Türkiye 180 ülke arasında 140’ıncı sırada.
*Ülkemizde kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslaması şöyle: Kütüphane sayısı 1412, kahvehane sayısı 570.000. Buna göre 55 bin kişiye bir kütüphane düşerken, 136 kişiye bir kahvehane düşmektedir.
*Japonya’da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor, Türkiye’de sadece 23 milyon.
*Bir Japon yılda ortalama 25, bir İsviçreli 10, bir Fransız 7 kitap okurken, bir Türk 10 yılda bir kitap okuyor.
*2007 rakamlarına göre, Türkiye’deki kütüphanelerde 13 milyon kitap varken bu rakam Bulgaristan’da 46 milyon, Almanya’da 104 milyon, Rusya’da 739 milyon.
*Türkiye’de kütüphanelere kayıtlı üye sayısı 493 bin 500 iken, bu sayı beğenmediğimiz İran’da 7 milyon, Fransa’da 16 milyon, İngiltere’de 35 milyon.
*Türk halkı kitap okumaya yılda sadece 6 saat ayırıyor. Kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkesinin de gerisindeyiz.
Kitap okumayan bir toplum kalkınabilir mi?
Sevgili okurlarım, gördüğünüz gibi, bilginin ve düşünmenin tek kaynağı olan kitapları okumak bize ağır geliyor.
Okumuyoruz, bilmiyoruz ve düşünmüyoruz…
Ama çok bildiğimizi, her şeyi bildiğimizi, her şeyi düşündüğümüzü zanneden garip bir toplumuz.
Halbuki insan, bildiği ve düşündüğü kadar insandır.
Kitap okumanın çok sınırlı olduğu ülkemizde…
*Toplumda ortak akıl yaratılabilir mi?
*İletişim sorununu çözebilir mi?
*Temel sorunlarımızın üstesinden gelinebilir mi?
*Bilim, teknoloji ve üretim geliştirilebilir mi?
*Karar verme gücü artırılabilir mi?
*Halkın, nasıl yönetildiğini fark etmesi sağlanabilir mi?
*Hırsızlık, yolsuzluk, hukuksuzluk ve haksızlıklarla mücadele edilebilir mi?
Son söz
Ülkemizin temel sorunlarını çözmeye, “kitap okumama sorunu”nu çözmekle başlamalıyız.
Ülkemizde insanlarımızın genel ihtiyaç maddeleri sıralamasında, kitap 235’inci sırada…
Ülkemizde kitabı kaçıncı sıraya çekebiliriz, devletimizi yönetenler oturup bunu düşünmeli!
Hayhuyla yıllar geçip gidiyor…
Boş şeylerle uğraşıyoruz ve kendimize yazık ediyoruz.
Ülke olarak “dindar toplum”a sahip olmakla övünüyoruz, ama Allah’ın “OKU” emrini yerine getirmiyoruz ve ne yazık ki bunun da farkında değiliz.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)cenk - Sayın T.Ünal,
Acaba Türk insanının okuma alışkanlığını 235. sıraya, kitap müellliflerinin ve başka bir şeyler yazanların özü-sözü bir olmadan hayat sürmeleri itmiş olmasın!
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.