ANAYASA DEĞİŞTİRMEK!..   

Yerel seçimlere 6 ay kaldı. 

Ülke olarak yaşadığımız ekonomik, sosyal ve kültürel onca sorun varken, AKP iktidarı “Anayasayı değiştirme” eylemine girdi!? 

Gerekçe nedir? 

“Darbe Anayasası’ndan kurtulmak!”  

Öyle mi dersiniz? 

Darbe Anayasasından geriye ne kaldı? 

1987 yılından bu yana tam 19 kez Anayasa değişikliği yapılmış!  

Yalnızca AKP iktidarı döneminde 177 maddelik Anayasa’nın 134 hükmü değiştirilmiş!  

Geriye ne kaldı?  

Anayasa’nın “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükümlü ilk 4 maddesi mi? 

Bu ilk 4 maddeyi hatırlayalım mı? 

Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. 

Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.  

Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. 

Madde 4 : İlk 3 madde hükümleri değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. 

Birileri bu ilk 3 maddeden kurtulmak istiyor! 

Ama, bugünkü TBMM bu değişikliği yapamaz! 

Çünkü, Meclis’teki tüm üyeler, bu Anayasa hükümlerine göre seçildiler ve “bu Anayasa’ya bağlı kalacaklarına” yemin ettiler! 

Geriye ne kalıyor? 

Gelecek seçimde “bir kez daha Cumhurbaşkanı adayı olabilmek” olabilmek mi?!.. 

Yapılan Anayasa değişikliklerine bir göz atalım;  

 

17 Mayıs 1987 : 

 67, 75 ve 175. Maddeler değiştirildi.  

Seçme yaşı 21’den 19’a indirildi. 400 olan milletvekili sayısı 450’ye çıkarıldı. Anayasa değişikliklerinin TBMM’de iki kez görüşülmesi, 3’de 2 çoğunluk yerine 5’de 2 çoğunluğun gizli oyu ile onaylanması kabul edildi.  

8 Temmuz 1993 :  

133. Madde ile radyo ve televizyon istasyonları kurmak, kanunla düzenlenecek şartlarla serbest hale getirildi.  

23 Temmuz 1995 :  

 Anayasa’nın Başlangıç metni, 33, 53, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135, 149 ve 171. Maddeleri değiştirildi.  

Başlangıç metnindeki 12 Eylül darbesine yapılan atıflar kaldırıldı. Dernek kurma hürriyeti getirildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun olarak “temel hak ve özgürlükleri sınırlanması” hükmü değiştirildi.  

İşçiler gibi, kamu çalışanlarına da toplu iş sözleşmesi hakkı getirildi!     ( Bu ülkede sendikalı olduğu için işten atılan işçiler, sürekli ertelenen grev hakları nedir? 

 Yurtdışındaki vatandaşlara oy kullanma hakkı, seçme yaşının 19’dan 18’e indirilmesi, Yüksek Öğrenim üyelerine ve öğrencilere siyasi partilere üye olma hakkı, Siyasi partilerin yurtdışı faaliyetleri hakkı, siyasi partilere yeterli düzeyde hakça maddi yardım ve Milletvekili sayısı 550’ye çıkarıldı. Milletvekilliğinin sona ermesi, partisinden istifasına ilişkin hükümler getirildi, Yasama yılı başlangıcı Eylül’den Ekim’e alındı. Mahalli idareler seçimlerinin 5 yılda bir yapılması, Sendikaların siyasi faaliyetlere katılma hakkı… 

18 Haziran 1999:  

143. madde değişikliği ile DGM’lerde yer alan askeri üyelerin yerine sivil yargıçların atanması. 

13 Ağustos 1999 :  

47, 125, 155. Maddeler: “ÖZELLEŞTİRME” kavramı ve Uluslararası TAHKİM Anayasa’ya girdi. 155. Madde değişikliği ile “İmtiyaz anlaşma ve sözleşmeleri” DANIŞTAY incelemesinden çıkarıldı!  

 3 Ekim 2001 .  

Avrupa Birliği Uyum Çalışmaları çerçevesinde, Anayasa başlangıç metninin yanı sıra; 13, 14, 20, 21,22, 23, 26, 28,31,33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 86, 87, 89, 94, 100, 118, 149.maddelerde ve başlangıç metninde değişiklikler yapıldı.   

Birkaç örnek verelim; “Özel hayata saygı ve gizlilik”, “Yazılı arama” şartı, Haberleşme özgürlüğü, “Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde izin alma zorunluluğu kaldırıldı! 

 (Bu Anayasal hüküm uygulanıyor mu? Örneğin; Cumartesi Anneleri eylemleri Yargı kararlarına rağmen neden engelleniyor?) 

 “Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” hükmü getirildi.  

Kamulaştırmalarda “gerçek değerin ödenmesi” hükmü getirildi.                 ( Kentsel Dönüşümlerde bu hüküm uygulanıyor mu?) 

 İşsizleri de koruma, asgari ücretin belirlenmesinde çalışanların geçim koşulları göz önüne alınacak  

( Öyle mi yapılıyor? İşsizlik fonu büyük ölçüde işverenlere yansıtılıyor!) 

 Parti kapatmanın zorlaştırılması, hükmü getirildi ve milletvekillerinin özlük hakları yeniden düzenlendi.  

Cumhurbaşkanı Sezer bu maddeyi veto etti, 21. Kasım 2001’de yeniden değişiklik yapıldı.  

26 Aralık 2002 :  

76 ve 78 maddeler yeniden düzenlendi. (Milletvekili seçilme koşulları ve Meclis üyeliklerinde boşalmalar halinde 90 gün sonra ara seçim yapılması)  

7 Mayıs 2004 :  

Yine AB’ye uyum çalışmaları. 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131 ve 160. Maddelerde değişiklik. Basın araçlarına Anayasal koruma, temel hak ve özgürlüklerde uluslararası anlaşmalara uyum, devlet harcamalarında şeffaflık, ölüm cezasının kaldırılması, DGM’lerin kaldırılması. (Basına getirilen özgürlükleri cezaevlerindeki gazetecilere bir soralım!) 

21 Haziran 2005 : 

133. madde; RTÜK üyelerinin seçimine ilişkin düzenleme.  

29 Ekim 2005 :  

130, 160, 161, 162 ve 163. Maddelerde değişiklik.  

Sayıştay’ın denetim kapsamı genişletildi, Bütçe’nin hazırlanması, uygulanması ve denetimine ilişkin süreç güçlendirildi. Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısında uluslararası standartlar ve AB müktesebatına uygunluk sağlandı. (Ancak, Sayıştay raporları Meclis’ten bile saklanabiliyor!)  

13 ekim 2006 :  

76. Md. Değişikliği ile 30 olan milletvekili seçilme yaşı 25’e indirildi.  

10 Mayıs 2007 :  

Geçici 17. Madde eklendi. 20 Temmuz 2007 seçiminde bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer alması kabul edildi.  

31 Mayıs 2007 :  

77, 79, 96, 101, 102. Maddelerde değişiklik ile geçici 18 ve 19. Maddelerin eklenmesi.  

TBMM seçimleri 4 yılda bir yapılacak, YSK görev ve yetkilerine Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar, TBMM’nin seçimler dahil tüm işlemlerinde üye tam sayısının 3/1’i olan 184 kişiyle toplanması. Cumhurbaşkanı’nın 5+5 sistemiyle ve halkoyu ile seçilmesi… 

16 Ekim 2007 :  

Seçim kanunlarında yapılacak değişikliklerin 11. Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanmasına olanak tanıyan geçici 18. Madde ile “Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin getirilen yeni düzenlemelerin 11. Cumhurbaşkanı seçiminde de uygulanmasını” öngören geçici 19. Madde Anayasa’dan çıkarıldı.  

9 Şubat 2008 : 

Madde 10. “Devlet organları ve İdari makamların bütün işlemlerinde olduğu gibi kamu hizmetlerinden yararlanmasında “kanun önünde eşitlik” ilkesine uygun hareket etmek zorundadır” hükmü getirildi. 

42. madde ile “Yükseköğretimde başörtüsünün serbest bırakılması”   

12 Eylül 2010: Anayasa değişikliği referandumu. 

Bu referandum, yüzde 57.88 evet oyu ile kabul edildi. Buna göre;  

·         Anayasa Mahkemesi (AYM) yedek üyelik sistemi kaldırıldı ve yedek üyeler de asil üye oldular. 

·         AYM görev süresi 12 yıl olarak belirlendi. 

·         Vatandaşlara AYM’ne “Bireysel Başvuru Hakkı tanındı.  

16 Nisan 2017 : Anayasa değişikliği referandumu. 

11 Şubat 2017’de TBMM’nde yapılan Anayasa değişikliği, 17 Nisan 2017’de Halkoylamasına (Referandum) sunuldu ve kabul edildi.  

Bu değişikliklere göre;  

·         Parlamenter sistem sona erdi, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi getirildi. 

·         Başbakanlık kaldırıldı.  

·         Meclis üye sayısı 600’e çıkarıldı. 

·         Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yapısında değişiklikler yapıldı.  

Sonuç olarak; 

Gerçek anlamıyla “demokrasi kültürü” oluşmuş bir ülkede, bu kadar sık Anayasa değişikliği yapılamaz.  

Aradan tam 43 yıl geçmiş.  

Bu süre içinde, toplumun büyük kısmının onaylayacağı ve huzur içinde yaşama olanağı bulacağı bir Anayasa çıkarılamaması ve hala değişiklikler yapılmak istenmesi, bu ülkedeki siyasetçilerin “siyasal ve demokrasi kültürü” açısından sınıfta kaldığını gösterir! 

Anayasa değişiklikleri, bir siyasi partinin ya da grubun yüzde 50’yi aşan oy gücüne dayanarak yapılamaz! Yapılırsa, o ülkede “demokrasi ve toplumsal barış” sağlanamaz. 

Anayasa Hukuku eğitiminde ilk söz; “Anayasalar TOPLUMSAL SÖZLEŞME örneğidir.”  

Bu sözleşme, bir tarafın üç beş puan oy farkı ile kabul edilemez! 

Barış ve güven içinde yaşanabilecek “demokratik bir toplum” oluşturulamaz.  

Toplumsal barış ve HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ sağlanamaz. 

Referandumlarda oy verenlerin büyük bir çoğunluğu “ne için oy verdiğini” bilerek değil, “lider” saydığının talimatı ile oy veriyor!  

Bu, insanımızı aşağılamak değildir! 

Bu ülkenin acı bir gerçeğidir. 

Elbette, gelecek kuşakların da böyle olacağı düşünülemez.  

 

Anayasa’ya uyuluyor mu? 

 

Uluslararası anlaşmalar gereği Anayasa’ya konulan bazı hükümler, siyasi iktidar tarafından “yok” sayılabiliyor! 

Bunun örneklerini görüyoruz. 

 Örneğin; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını, -kimi zaman, siyasi iktidar uygulamıyor!  

Kimi zaman, Anayasa Mahkemesi kararlarını da tanımıyor!? 

Anayasa’da; “Önceden izin alınmaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşleri yapmak” bir temel hak olduğu ve Anayasa Mahkemesi’nin bu yöndeki kararına rağmen, “fiilen ve keyfi olarak” bu hakkın kullanılması ihlal ediliyor! 

Eğer sorun “Darbe Anayasasından kurtulmak” ise, zaten o Anayasa’dan geriye sadece ilk 4 madde kalmış!? 

Düşünün;   

“Güçler ayrılığı” olmaksızın bir HUKUK DEVLETİ olamaz! 

Bu hükmü sakatlayan “TEK ADAM EGEMENLİĞİ” düzeni 12 Eylül 1980 darbecilerinin bile aklına gelmemiş!  

Ama 2017 Referandumu ile gelmiş!? 

Daha mı demokratik bir tercih? 

TBMM’nin “tüm vatandaşlar adına” en yüksek karar mercii olması fiilen ortadan kaldırılmış! Patron ne isterse o yasa oluyor! 

YARGI kadrolarının da Üniversite yönetimlerinde  de tüm atama yetkileri tek kişinin kararına bırakılmış!? 

Anayasal bir hak olan “Sendikalı olmak ve grev hakkı” fiilen yaşanamıyor.  

Yalnız, aklıma bir seçenek daha geliyor!  

9 Ağustos 2021 günkü gazetelerde, Erdoğan ile Bahçeli’nin bir anayasa değişikliği üzerinde anlaştıkları belirtiliyor! 

 Buna göre; “Laikliğe aykırı partiler kapatılamayacak!” 

Böyle bir Anayasa hükmü, Hüda Par’ı da mutlu edecektir!  

 

Düşünelim lütfen;  

Türkiye Cumhuriyeti 100. Yılını idrak ederken, ülkemizde büyük bir ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlar içindeyiz. 

Halk, geçim derdinde. İşsizlik, en büyük sorun.  

479 milyar dolar dış borcumuz var!  

Sıcak para bulabilmek için dün “düşman” olduğumuz Arap devletlerine avuç açıyoruz!  

Bu ülkenin en nitelikli, üretken İNSAN GÜCÜ bu ülkeden kaçıyor!  
YETER ARTIK! 

Ben artık Anayasa masalları ve “art niyetli hesaplar” ile oyalanmak ve uyutulmak istemiyorum!  

Ya siz? 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Küpçü - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

03

Hakiki Öz Izmitli - Yeni anayasanın 1. Maddesi ;

Reis ne derse o olur.

Yanıtla . 0Beğen . 1Beğenme 06 Ekim 14:18
02

Eroldemırbek. - 4 . madde korumasız , bunun üzerinden yürürler . bu muhalefet varken her şey olur .

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 06 Ekim 08:15
01

Delidolu - Türk Halkının üstüne ölü toprağı serpilmiş.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 05 Ekim 09:52


Anket KOCAELİSPOR İLK YARIYI 41 PUANLA BİTİREBİLİR Mİ?
Tüm anketler