Yaşanmasaydı iyiydi, ama yaşandı…
Ekonomik krizin tam göbeğinde, “milletle dalga geçer” gibi oldu.
Önce “Satın almadık, Katar hediye etti” dendi…
Arkasından “Katar uçağı satışa çıkarmış, talip olduk. Emir bizim ilgilendiğimizi duyunca, ‘Ben Türkiye’den para almam’ deyip hediye etti” açıklaması yapıldı.
Diyeceksiniz ki, iki açıklama da aynı.
Çerçeve olarak aynı, “satır arasına sıkışmış bir gerçek” var.
Nedir bu gerçek?
Böyle bir kriz ortamında, Türkiye’nin böylesine lüks bir uçağın satışıyla ilgilenmesi…
Satın almaya talip olması…
İşte, en önemli nokta burası!
Peki, gerisi önemli değil mi?
Önemli…
Pahalı hediye, hiçbir zaman “kabul edilebilir” olamaz.
Ahlaki yönden hep sorgulanır.
Veren, neden verdi?
Alan, neden aldı?
Alan taraf devlet de olsa, kabul eden kişilerin sorumluluğu var.
Keşke ülkemiz ekonomik kriz yaşarken, böylesine pahalı bir uçağın hediye edilmesi hiç gündeme gelmeseydi.
Halk neden tepki göstermedi?
Böyle olaylardan sonra hep sorulur:
“Önemli bir olay yaşadık, halk neden tepki göstermiyor?”
Anlatayım…
Bizim tip, “cahillik ve yoksullukla” yönetilen toplumların, karakteristik bir yapısı vardır.
Piramidi gözünüzün önüne getirin, toplum, üç katmandan oluşur:
BİRİNCİ KATMAN, ülkenin “kaymak tabakası”dır.
Bunlar, sadece “ülkeye girip çıkan parayla ve bu paradan alacakları payla” ilgilenirler.
Bunun dışında hiçbir şeye kafa yormazlar.
Ellerindekileri kaybetmekten korkarlar…
Bunların toplumdaki oranı çok azdır, yüzde 2-3!
İKİNCİ KATMAN, şehirlerin “kaymak tabakası”dır.
Bunlar da “yaşadıkları şehre girip çıkan parayla ve bu paradan alacakları payla” ilgilenirler.
Bunun dışında hiçbir şey onları ırgalamaz.
Bunlar, piramitte zirvenin altındakilerdir.
Daha geniş bir kesim.
Şehrin eşrafı…
Bunların da keyfi yerindedir.
Kolay kolay seslerini çıkarmazlar.
ÜÇÜNCÜ KATMAN, toplumun geri kalan kısmı!
Piramidin geniş tarafı…
Eğitimi, mesleği ve belirli bir geliri olmayanlar…
Bunlar da sadece ve sadece “ceplerine girip çıkan parayla” ilgilenirler.
Birileri onların ceplerine ayda 300-500-800 Lira para koyuyorsa, dünya yıkılsa umurlarında olmaz.
Biliyorsunuz, devletimiz, bu kesimdeki 18 milyon kişiye her ay düzenli olarak sosyal yardım adı altında para veriyor.
Bu nedenle, “gerçek halk tabakası” dediğimiz bu kesimden de ses çıkmıyor.
Tepkisizlik bundan!
Özetlersek…
Sen istersen 400 milyon dolarlık değil de 4 milyar dolarlık uçağa bin…
Onların hiç umurunda olmaz!
Onlar ancak, her ay ödenen o para ceplerine girmediği zaman olup biteni sorgulamaya başlarlar.
Siz, AKP’nin her seçimde, olup biten her şeye rağmen aldığı oy oranını da bu yönden değerlendirebilirsiniz.
O uçak, başka kimde var?
Madem başladık, bir bilgi daha paylaşayım…
Hani o uçak var ya…
“Boeing VIP-747-8”diye adlandırılan o uçak…
İki katlı, asansörlü, 7 yatak odalı, toplantı ve yemek salonlu…
Dünyada sadece şu ülkelerde bulunuyor:
*KATAR-2 adet (3 idi, birini bize verdi, 2 kaldı)
*BRUNEI SULTANLIĞI-1 adet
*KUVEYT-1 adet
*FAS-1 adet
*UMMAN-1 adet
*BAE-BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ-1 adet
*TÜRKİYE-1 adet
Şimdi şu listeye bakın.
Dünyada “BOEING-VIP 747” kullananlar listesine…
Bizim böyle bir listede ne işimiz var?
Petrol zengini “görgüsüzler” listesi…
Üstelik bizim paramız da yok!
Onlar “paralı görgüsüz” ise…
Biz, “parasız görgüsüz” mü olacağız şimdi?
Kasalarından Dolar ve Euro fışkıran devletlerin “BOEING VIP 747” uçağı var mı?
Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin, İsveç’in, Norveç’in, Rusya’nın, Çin’in, Japonya’nın, Güney Kore’nin?
Yok!
Dünya ekonomisi bunların elinde, isteseler 1 tane değil 10 tane alırlar, ama yok!
Ama bizim var.
Para kazanamıyoruz…
Borç içindeyiz…
Üstelik yeni bir ekonomik kriz her yönüyle acıtmaya başladı…
Tam böyle bir ortamda “BOEING VIP-747”miz oldu.
“Hediye” imiş…
Satın almış da olsak…
Hediye de olsa…
Bu uçak bizi bozar!
Halkımız sesini çıkarmasa da, içlerinde bir “sızı” var, biliyorum.
Yapmayın, milletle dalga geçmeyin!
İş dünyası, krizden inim inim inlerken…
Piyasalar, döviz diye yırtınırken…
El açmış dünyadan döviz dilenirken…
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçenlerde basın toplantısı yapıp, 15 milyar Dolar’a çıkacak “KANAL İSTANBUL” projesinden söz etmedi mi, fıttırdım.
Yapmayın sayın bakan!
Bu davranışınız, tıpkı “kuru ekmek” bulamayanların karşısında “pirzola”yemeye benziyor.
Milletin duygularıyla bu kadar oynamayın!
Milletle dalga geçmeyin!
“Kriz sizin kafanızda!”
Bu sözü söyleyen, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu…
Hatırlayalım.
Nerede, kime, neden söylemişti?
Meclis toplantısında, CHP Grup Başkanvekili Engin Taşdemir’e söylemişti.
Engin Taşdemir, “Sayın başkan ekonomik kriz yaşıyoruz… Lüks makam aracınızı değiştirmeyi düşünüyor musunuz?” diye sorduğunda…
İbrahim Karaosmanoğlu “Ne krizi? Kriz sizin kafanızda” diye tepki vermişti.
Karaosmanoğlu’nun “ekonomik krizi” kabul etmeyen bu sözü, ekonomik krizle boğuşan iş insanlarını çok üzmüş.
Dün bunlardan biri aradı, “Söyleyecek söz bulamıyorum” dedi. “Şehrimizin seçilmiş en büyük bürokratı ekonomik kriz yaşadığımızı kabul etmiyorsa, benim söyleyecek bir sözüm yok!”
Yüzde 50 ile kredi alacaksın…
Telefon açan içini bana boşaltıyor:
“Tanzer Bey, yaz Allah aşkına! Ben yüzde 50 ile kredi alacağım… Yatırım yapacağım… Çalışıp kredi borcumu geri ödeyeceğim, bu arada çoluk çocuğumu da geçindireceğim, öyle mi? Yok böyle bir dünya! Döviz kredisi kullananlardan sonra Türk Lirası kredisi kullananlar da battı.”
Devleti yönetenlerin, iş insanının bu feryadına söyleyeceği bir sözü var mı?
Suçlu ayağa kalk!
Döviz kurlarının artmasında suçlu kim?
ABD…
“Kur suçlusu” ayağa kalk!
Türk Lirası faiz oranın artmasında suçlu kim?
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası…
“Faiz suçlusu” sen de ayağa kalk!
Suçlular belli olduğuna göre, siz daha neden “suçlu” aramaya kalkıyorsunuz?
Konu kapanmıştır.
Türkiye’deki sistemin adı
Siyasi sistem, demokrasi mi?
Değil…
Ekonomik sistem, kapitalizm mi?
O da değil…
Ya ne?
Ahbap çavuş demokrasisi…
Ahbap çavuş kapitalizmi…
Mahfi Eğilmez, bir yazısında böyle diyor.
Katılmayan, parmak kaldırsın!
Yaz geldi geçti…
*İyi bir domatesin fiyatı 5-6 liranın…
*Çıtır bir salatalığın fiyatı 4-5 liranın…
*Kaliteli bir taze fasulyenin fiyatı 6-7 liranın…
Altına inmedi.
2 görüş
*”Hiçbir insan nedensiz girmez hayatımıza. Bazıları sınavımızdır, bazıları ceza. Bazıları ise en değerli hediyedir bize.” Erich FROMM
*”Elli yaşından sonra harfleri yakından seçemez oluyorsunuz… Ancak dangalakları uzaktan hemen seçiveriyorsunuz…” Jean GABİN
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Dr Ersoy Kandemir - Amcacığım ağzına eline sağlık güzel yazmışsın.ben bürokrasiye SEPETLİ MOTORU çok gören biri olarak,Allah hepsini ıslah etsin derim!
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.