Sayın Bakan, çocuklar okula AÇ GİDİYOR

                Bir toplumun kalkınması, ileriye gitmesi için eğitimin ne kadar önemli olduğunu geçmişte aydınlar, filozoflar dile getirmişlerdir.

                2002 yılında iktidara gelen AKP iktidarı döneminde 9 bakan, 17 kez de eğitim sistemi değişmiş. Her gelen bakan bilimsel temellerden uzak, kendi kafasına uygun bir sistemi uygulamaya koymuş, ancak eğitimimiz bir arpa boy ileri gitmemiş, aksine hep geri gitmiştir.      

                Son Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin eğitimin tüm sorunların çözmüş gibi, karma eğitime karşı çıkmış, kız öğrenciler için ayrı okulların açılabileceğini söylemiştir.

                Bu anlayış laik eğitime karşı çıkmaktır.

                Hegel şöyle diyor.

                “Devlet dinle birleştiği zaman dinin kalıbına girer. Bundan bireyin kişiliğini, özelliklerini silen tanrısal devlet doğar.  Despotizm doğar. Dinin devletle birleşmesi ölümcül sonuçlar doğurur.

                Tanrısal devlet toplumun gelişmesi için büyük bir engeldir. Çünkü bu anlayış, kişinin özelliklerini yok saymaktadır.

                Platon M.Ö. 340 yılında şöyle diyor.

                “ Demokrasi bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur.

                Devam edilirse demagoglar türer.

                Demagoglardan da diktatörler çıkar.

                Demokrasi diktatörlüğe dönüşür.

                Milletin idareciyi seçebilmesi için iyi eğitim alması şarttır.

                Görüldüğü gibi Hegel ve Platon bundan 2000 yıl önce bile eğitimin bir toplumun ilerlemesi için ne kadar önemli olduğunu belirtmişlerdir.

                21. yüzyılın Türkiye’sinde bizi yönetenler eğitimi dinsel bir anlayışla bütünleştirmek istemektedirler.

                Okul binaları depreme dayanıklı değilken, öğrenciler okul masraflarını karşılayamazken, çocuklar okula aç giderken,  öğrencilerden sorumlu bakan bakın nelerle uğraşıyor. Amaç, toplumun dikkatini başka alanlara çekmektir.

                Küçücük bir öğrencinin öğretmenine sarılarak “Öğretmenim akşamdan beri açım”, bir başka öğrencinin yanındaki arkadaşına “Sandviçinden bir ısırık alabilir miyim?” demesini Milli Eğitim Bakanı görmezden geliyor. Bu iki olayı televizyondan izlediğim zaman göz yaşlarımı tutamadım. Eminim ki çok kişi benim gibi duygulanmıştır. Eğer bir insanın vicdanı kararmamışsa, bu olayı görmezden gelemez.

                Sayın Milli Eğitim Bakanı göreviniz, öğrencilerin ve okulların temel sorunları ile ilgilenmektir. Sayın bakana şunu anımsatalım, Okula giden her 4 çocuktan biri okula aç gitmektedir. Öğrencilerin okullarına tok gitmesi için gerekli tedbirleri alınız.

                Hani ne oldu? Okullarda bir öğün ücretsiz yemek verileceği!