Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutladığımız günlerdeyiz…Cumhuriyet’i kutlarken, ona varan sürecin nedenleri üzerinde düşünmenin, değerini anlamamıza fayda sağlayacağı kanaatini taşımaktayım.
Bu kanaat nedeniyle kısaca bu seyre bir bakalım isterim:
Cumhuriyet esasında arkasında iki yüz yıllık birikimin mevcut olduğu bir rejimdir. Yani bazılarının iddia ettiği ya da algıladığı gibi akşam yatılıp sabah uyanıldığında Cumhuriyet ilan edilmemiştir.
Cumhuriyet bu topraklarda Türk varlığını devam ettirebilmek için uygulanan reformların sonucunda oluşan bir yönetim biçimidir.
Bu noktadan baktığımızda Cumhuriyet’in temellerini 1689 Viyana Bozgununa kadar götürmek mümkündür.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1689 yılında yenilmesi ve ilk kez toprak kaybetmesi, yöneticilerde bir travma yaratmıştır. Bunu kabaca yenilme travması olarak adlandırabiliriz.
Savaş esnasında dönemin modern silahlarının ilk kez kullanılması ve Osmanlı ordusunun bu silahlarla yenilgiye uğraması savaş teknikleri açısından güçlü olan Osmanlı ordusunu derinden sarsmıştır.
Nitekim Osmanlı modernleşme çabalarının ilk yerinin ordu olmasının temelinde de bu durum yatmaktadır.
Akabinde Osmanlı’nın yenilebilirliğinin dış dünyada yankı uyandırması, devleti hızla savunma stratejileri üretmeye yöneltmiştir.
Modernleşme hareketlerinin temeli de bu sürece dayanmaktadır.
İlerleyen dönemde ticaret yollarının değişmesi ile Batı’nın hızla zenginleşmesi ve sanayii devrimine girmesi Osmanlı’yı bu süreçte hızla arayı kapatmaya yönelik hamlelere yönelmiştir.
Ayrıca Batı’nın sanayileşme sürecinin getirisi olarak pazar arayışlarına girmesi, Osmanlı topraklarının pazar haline getirilmesinin de yolunu açmıştır.
Bu durum zamanla ekonomik anlamda daralmayı hızlandırdığı için mevcut topraklarda Türk varlığının devamlılığını olumsuz etkilemiştir.
Dolayısıyla askeri yenileşme hareketleri, eğitimde reformlar, mali reformlar, azınlık hakları Batı ile arayı kapatmaya yönelik hamlelerdir.
Bir taraftan yenileşme hareketleri ile Batı ile arayı kapatmaya çalışan Osmanlı diğer taraftan Batı devletlerinin emperyal politikalarına karşı toprak bütünlüğünü korumaya çalışmaktaydı.
Özellikle azınlıklara yönelik olarak verilen hakların altında Batı’nın emperyal politikalarını engelleme çabası yatmaktadır.
Netice itibarıyla geçmişte yaşananlardan dönemin yöneticilerinin çıkardığı sonuç, artık mevcut yönetim biçimiyle Türk varlığının mevcudiyetinin bu topraklarda devam ettirmesinin mümkün olmadığıdır.
Bu sonuca ulaşılmasında 1789 yılında yaşanan Fransız İhtilali ile gelişen milliyetçilik akımlarının İmparatorluklarda parçalanmaya yol açmasının etkisi de yadsınamaz.
Bu noktadan itibaren geçmişten gelen modernleşme çabaları neticesinde Cumhuriyet’in çerçevesi çizilmeye başlanmıştır.
Hatta 1908-1918 yılında faaliyet gösteren dönemin partisi İttihat ve Terakki’nin programında daha sonra Cumhuriyet’in ilanı ile beraber uygulamaya geçen harf inkılabı, kadınlara seçme ve seçilme hakkı, şapka kanunu, milli iktisat tedbirleri, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi maddelerin olması Cumhuriyet’in bir birikim sonucu ilan edildiğini göstermesi açısından önemlidir.
Nihayetinde Cumhuriyet, arkasında iki yüzyıllık birikim sonucunda Türklerin kurtuluş projesi olarak 29 Ekim 1923’te ilan edilmiştir.
Birikimleri projelendirip uygulamaya geçiren, topluma benimsetilmesini sağlayan ise Atatürk ve arkadaşları olmuştur. Atatürk ve ekibi Kurtuluş Savaşı esnasında bir yandan silahlı mücadele ile Türk varlığının devam etmesi yönünde hamleler yaparken diğer yandan Cumhuriyeti ilan ederek Türk milletinin siyasi varlığının da bu topraklarda devam edeceğini dış dünyaya ilan etmiştir.
Kısaca ifade etmek gerekirse “ Türkiye Cumhuriyeti,” Türk milletinin varlığını bağımsız olarak devam ettirme projesidir.
O nedenle Cumhuriyet’in ve kazanımlarının korunması varlığımızın ve bağımsızlığımızın devamı açısından önemlidir.
Nitekim dönemin İngiliz belgelerinde Cumhuriyet’in ilanının memnuniyetsizlikle karşılanması, İngiltere sömürgesi altında yaşayan Müslüman milletlerde bir umut ışığı yaratmış olmasından kaynaklanmaktadır.
O dönem hem Türk milleti için hem de ezilen Müslüman toplumlar için bir umut ışığı olan Cumhuriyet’in ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesini Atatürk bu nedenle de ifade etmiştir.
100 yaşına giren Cumhuriyet’in kurucularını, başta Atatürk ve dava arkadaşları olmak üzere rahmetle anıyorum. Türk milletinin “kurtuluş reçetesi” olan Cumhuriyet’in nice 100 yaşlarını görmeyi de Yaradan’dan niyaz ediyorum. Saygılarımla…
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Romeoly - OLGUSAL GENELLİK OLARAK DOĞRU OLSA DA ,KRİTİK SÜREÇLER VE MİHENK NOKTALARI YANLIŞ VURGULANMIŞ.
DÖNEMSEL OSMANLI MEDENİYET BİRİKİMİNİN OLMAYIŞI,PADİŞAHLARIN SÜRECE ETKİLERİ ... GİBİ EKSİKLİKLER MEVCUT
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.