GÜLÜMSEMEK BU KADAR ZOR OLMAMALI

Sen çok komik birisin. Beni güldürmenin her seferinde bir yolunu buluyorsun. Nereden aklına geliyor bunlar?

Acaba ben, senin gibi düşünmüyor olabilir miyim? Olayları ciddiye almak, senin karakterin olmuş. Beni, senin ciddiye aldığın şeyler sadece gülümsetiyor.

Bunu senden öğrenmem lazım. Yani ciddiye aldığım şeylerle nasıl dalga geçebileceğimi?

Ooo bu çok zor bir hatırlama olur senin için. Yaptığın yeni şeylerden sonra bırak yorganı, yatağının altına saklanman gerekir.

Bak yine yaptın aynı şeyi. Anlamadım, neden saklanacakmışım ki? Ben insanların tepkilerinden korkmayalı yıllar var.

Peki o zaman özlemlerinle baş etmeye hazır mısın? Aşık olduğun onlarca halden vazgeçmen gerekecek.

Yahu ayarlarımla oynamadan bir kere de bir şey anlatsan olmaz mı? Senin neşeli ve her daim gülümseyen halinden bahsediyoruz. Sen benim özlemlerimden bahsediyorsun. Peki bıraktım özlemlerimi. Dökül bakalım hep gülümsemek için nereden başlayacağım?

Önce girdiğin kısır döngüden çıkman gerek. Biri sana bir şey yapıyor. Sen o hareketi sana yapmasını istemiyorsun. Hatta daha ileriye giderek; 'Bunu bana nasıl yaparsın? Sen kimsin ki?' moduna giriyorsun. Buna neden olan da kendini herkesten daha değerli bir ruh olarak görmen. Üstüne üstlük bir de bunu sana yapan insan, etrafındaki insanlara bırak sana davrandığı gibi davranmayı, onlara daha onure edici ve destekleyici davranıyorsa sen de film tamamen kopuyor.

Nasıl ya film kopmamalı mı?

Ben senin için bir sürü cümle söyledim. Hepsini kabul edip buna mı takıldın?

Aslında neye takılacak mışım da takılmamışım, Söyler misin?

Mesela kendini herkesten daha özel bir ruh olarak görmene takılabilirdin.

Bu söylediğine neden takılayım? Zaten özel olduğumu biliyorum. Sen özel bir ruh olduğuna inanmıyor musun?

Ben özel bir ruhum evet. Ama hiç kimse bana özel davranmak zorunda değil. O insan o gün yaşadıkları ile ilgili kendini getirdiği ruh hali ile bana bir tutum gösterirse bunun onunla ilgili olduğuna inanıyorum, benimle değil. O kendini anlatıyor. Ben bunu biliyorum. Sen üstüne alınıyorsun.

Ya arkadaş karşısında ben oturuyorum. Neden üstüme alınmayayım. Bir kere herkes bana düzgün davranmalı, o kadar.

İnsanların sana davranma biçimleri için esneyemezsen, her şey için kızarsın, öfkelenirsin ve de üzülürsün. Çünkü karşındaki insanın davranışlarının, belki de söylediği cümlelerin seni yakıp kavurmasına izin verirsin. Ve bu izni onun sana yaptıkları için olumsuz duygulara giderek verirsin.

Sen şimdi diyorsun ki 'Ben oldum. Kimse beni kızdıramaz ve üzemez.' öyle mi? Gerçi ben seni hiç öyle kızgın da görmedim. Bence sen en özel falan değil en sabırlı ruhlardan birisin.

Sana bir şey sorabilir miyim? Sen ötesini hiç deneyimledin mi? Yani kızmadan o insanla sohbet edebildin mi? Bence bu sorunun cevabı 'Hayır'. Sen izlediğin filmi yarıda bırakan birine benziyorsun. Biraz soğukkanlı olsan ve karşındaki insana şöyle bir soru sorsan; 'Bu konuşma biçimin, seçtiğin kelimeler, bakışların bana kendimi kötü hissettirdi. Bu anlattığın konuyu başka türlü anlatabilir misin? Bu soruyu soramazsın ama değil mi 'İncilerin dökülür' çünkü?

Evet de başardın biliyor musun? Bu yüzden seninle konuşmayı çok seviyorum. Bu anlattığın şeyler benim inanç sistemime, olmak istediğim insan olmama dair olan hedeflerime dokundu. Ben kibirli, egolu ve anlayışsız bir insan olmak istemem. Üzüldüm şimdi. Ağlarsam duyguyu yaşamış olacağım ve hiç bir şey değişmeyecek. Çekip gitsem, o da aynı sonuca neden olacak. Anladım ki üzülmek duygusu benim için öfkelenmekten daha eğitici. Konuya bilinçli bakabilmek için o yanlış anladığım karşıya bir 'Neden' sorusu sormam beni dönüştürecek. O ikinci açıklamayı yaparken de espriyi patlatacağım. Buraya kadar anladım da neye özlemim varmış onu bulamadım. Onu da anlat da konu taçlansın.

Sen zaman içinde öfkelenen o halin içinde gördüğün güce aşık olmuşsun. Bu aşık olduğun hal ile buluşmak için durmadan öfkeleneceğin olaylar yaratıyorsun. Uzun süre öfkelenmemek hoşuna gitse de o hali özlüyorsun. Özlemek konusu da böyle işte...

Vay arkadaş kendimize ne oyunlar oynuyoruz, haberimiz yok. Peki sana son bir soru. Tüm bu değişiklikleri yaptım. Niyetim de acayip iyi. Ama karşı taraf beni sinirlendirmeye devam ediyor o zaman ne yapacağım?

Yaşadıklarımızın içinde bize ait pay %50. Yani karşı tarafa ne yaparsan yap, sana gülümseme fırsatı vermiyorsa o bu dersin hocasıdır. Onu dönüştüremezsin. O gelir, dersini verir. Sen onu gönderince de gider. Sana ve diğer insanlara hep aynı dersi verir. Görevi o dersi vermektir sadece. Hayatın kendisini geliştirmek istemeyen insanlara verdiği bir ceza gibi düşün bunu. Durmadan aynı şeyi yaparlar. Önemli olan senin bu yapılanlar karşısında bir şey hissetmemen. Onlarla mesafeni iyi koruman.

Dönüşmüyorsa çıkart hayatından diyorsun. Akrabaysa bu dönüşmeyen o zaman da mesafemi iyi ayarlamalıyım. Alt tarafı gülümsemek istedik ya hayatımız değişti. Sana bir daha soru sorup sormamak konusunda bayağı düşünmem gerekecek.

Bu da gülümsemene faydalı olacak başka bir konu aslında.

Ne yaptım yine yaa?

Benim dört cümle önceki halimi, sorduğum soruyu, anlattıklarımı aklında tutmaya çalışıyorsun. Şu daha iyi bir örnek olacak sanırım; Biri ile telefonda konuşup, onun söylediklerini sabaha kadar düşünmen gibi. Karşındaki telefonu kapattıktan sonra hayatına devam ediyor. Ama sen orada o konuştuklarının etkisiyle donup kalıyorsun. O kapatınca telefonu, sen de kapat. Bunun için sadece dinleyen olma. Girdiğin duyguya dair sen bir cümle söyle. O düşünsün sabaha kadar...

Bu da çok sert oldu ya...

Yoo bu sadece bir duruş ve içindeki mesaj çok net; 'Her kuşun etini yiyebilirsin. Benimkini bugünden sonra asla.'

Fark etmedim sanma, bana bu konuyu anlatırken çok eğlendin. Ama kaptım konuyu. Savul Hayat, ben geliyorum. Eyvah bir bukle bir şey öğrendik, ilk Hayata meydan okuyoruz. İptal, iptal, iptal...

Haklısın beni çok güldürdün. Ve güldürmeye devam ediyorsun. Bir de düşünsene beni herkesin güldürdüğünü. Ne neşeli bir hayatım var.

Görüyorum. Allah gülmekten ayırmasın...    

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Oğuz Tokgöz - Mesaj Gönder

# ceza, oldu, yeni

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket KOCAELİSPOR İLK YARIYI 41 PUANLA BİTİREBİLİR Mİ?
Tüm anketler