YAŞLI BAKIM HİZMETİNDE ACI GERÇEK!..

6 Kasım 2023 tarihli bir gazetede yayınlanan çift sütun 5 santim bir haber;

 “İktidar, işsiz gençlere yaşlı baktıracak!”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; “ Artık her evde bir alzaymır hastası bulunuyor. İnşallah genç işgücünü bu bakım sektörüne yönlendireceğiz, 5 milyondan fazla istihdam yaratacağız” demiş!?

Sayın Bakan’a öncelikle sormalı;

-         5 milyondan fazla alzaymır hastası bilgisi ne kadar gerçek? Hangi araştırma sonucu bu bilgiye ulaştınız?

-         Bu ülkede bu kadar hasta nasıl oluştu?

-         Alzaymır hastasına bakmak çok mu kolay?

Sonra, kısa bir süre önce yayınlanan bir başka haber aklıma geldi. Haberi, internet ortamında da araştırdım. Haberde başlık şöyle ;

“Yaşlı Bakım Teknikerliğinden 40 bin kişi mezun oldu, sadece 277 kişi atandı!”

Bu iki haber, iki önemli konuyu açıklıyor;

·       Bu ülkede EĞİTİMİN SEFALETİ!

·       Bu ülkede YÖNETENLERİN YETERSİZLİĞİ!

Normal koşullarda, çağdaş bir ülkede, öncelikle “İnsan gücü planlaması” yapılır! Yani, “ihtiyaca göre eğitim” planlanır!

Ülke yönetiminde yer alanlar, üstlendikleri görevin gereklerine uygun kişiler olsalar “ihtiyaç fazlası üretim” yapmazlar!

İşin bir başka yönü de var;

Yaşlı anne-babasının bakımı için eleman arayan eş dosttan biliyorum ki, bu ihtiyaca uygun eleman bulmak da çok zor!

Genellikle, komşu ülkelerden gelen kişiler çıkıyor karşılarına. Hem de hayli yüksek ücretlerle hizmet veriyorlar!

Yaşlı Bakım Teknikerliği için, en az 2 yıllık bir eğitim sonucu “ön lisan” diploması veriliyor.

Her aklına esen bu mesleği icra edemez!

·       “Sabırlı olmak, empati kurabilmek, iletişim yönüyle güçlü olmak, kriz anında hızlı ve etkili müdahale edebilmek, çözüm odaklı olmak” gibi niteliklere sahip olmak gerekiyor! Yani, kolay bir iş değil!

Haberlere bakıyorsunuz ;

-         İşsizlik kıskacındaki psikologlar isyanda! Oysa, “toplum ruh sağlığı bozuk bir toplumuz!

-         Mühendisler garsonluk yapıyor!

-         Yeni mezun eczacılar, eczane açamıyor, diplomasını kiraya veriyor!

Daha pek çok örnek vermek mümkün.

Böyle bir ülke gelişebilir mi? İşsizlik sorununu çözebilir mi?

İşe girmek için, iktidardaki siyasi partinin üyesi ya da etkili bir kişinin referansı olmadan bu ülkede işe girmek mümkün mü?

Kimi insanların bedenlerinden önce beyinleri ve ruhları çöküyor!

Ve ne yazık ki, hemen her alanda “işinin ehli olmayan” ehliyetsiz kişilerin yanlışlarının bedelini ödüyoruz!

Farkında mıyız?