1970’li yıllar;
İzmit Belediyesi Leyla Atakan ve sonrasında Erol Köse’nin kişiliklerinde “YENİ BELEDİYECİLİK” anlayışının örneklerini vermeye başladı.
1973 seçimleriyle Ankara’da Vedat Dalokay, İstanbul’da Ahmet İsvan, İzmir’de İhsan Alyanak, Antalya’da Selahattin Tonguç, Adapazarı’nda Ünal Ozan ve pek çok ilde CHP’li belediye başkanları ile “Yeni Belediyecilik” anlayışı ülke ölçeğinde yayıldı ve gelişti.
Daha sonra Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği’nde bir araya gelen Marmara Bölgesi Belediye Başkanları bu yeni belediyecilik anlayışını şöyle özetlediler;
“ KAYNAK YARATICI,
ÜRETİCİ ve TÜKETİCİYİ KORUYAN,
SOSYAL BELEDİYECİLİK.”
Bu temel değerler çerçevesinde “BELEDİYE TANZİM SATIŞ MAĞAZALARI” açıldı.
Ne yapılıyordu?
Belediye İktisat Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan birimlerle “Üretici kaynaklardan” en uygun fiyatla temel tüketim maddeleri alınıyor ve yine uygun fiyatlarla tüketiciye sunuluyordu.
Bu tarihlerde “Büyük Alışveriş Merkezleri” yeni yeni kuruluyordu.
Belediyeler bu çalışmayı, “Üretici Birlikleri” ile birlikte yapıyor, gereğinde “Üretici Birlikleri” kurulmasına yardımcı oluyorlardı.
Örnek mi?
Adapazarı Belediye Başkanı Ünal Ozan, kırsal kesimdeki süt üreticilerini “SÜT BİRLİĞİ” çatısında topladı, sonra “SÜT ÜRÜNLERİ” üretim tesisi kurdu. Küçük satış kulübeleriyle Adapazarı halkına uygun koşullarda yoğurt, süt, peynir, kaşar tüketme olanağı sağladı.
Tanzim Satışların amacı, adından da anlaşılacağı üzere “PİYASAYI TANZİM ETMEK” yani haksız kazançla tüketicinin ütülmesine engel olmaktı. Mahalle bakkalları bile Tanzim Satışlardan ürün alarak dükkanlarında tüketiciye sunuyorlardı.
Şimdi, aradan 40 yıl geçtikten sonra, son 16 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarı “TANZİM SATIŞ” seçeneğini keşfetti!
Ve, yalnızca iki büyük kentte, belirli semtlerde!..
Doğal olarak insanın aklına bir buçuk ay sonra yapılacak yerel seçimler ve AKP tarafından kaybedilme tehlikesi olan İstanbul ve Ankara geliyor!
Bu bir yana, temel gıda maddelerindeki yüksek fiyat sorunu “ARACILAR ve HAL ESNAFI mı acaba?”
Elbette, üreticinin maddi zaafından istifade ederek, onları borçlandıran, çok düşük fiyattan ürününü kapatan ve sonra yüksek fiyattan piyasaya süren aracılar, fırsatçılar da var.
Ama asıl soru şu; “tarım ve hayvancılıkta uygulanan yanlış siyasetin sonucu ÜRETİCİ mi kaldı?
Üreticinin derdi; pahalı ve ithal tohum, tarım ilaçlarına, elektrik, su ve mazota gelen yüksek zamlar. Daha da vahimi; siyasi iktidarın sürekli olarak İTHALAT yoluyla tarım ve hayvancılıkta yerli üretimi baltalamasıdır!
Öte yandan; Akdeniz kentlerinden ürün taşıyan TIR’lar ve kamyonların “yakıt, otoyol ve köprü geçiş” maliyetlerindeki yüksek artışı da göz ardı edemezsiniz!
Ezcümle; tarım ve et ürünlerindeki yüksek fiyatları önlemenin temel koşulu “Üreticiyi desteklemek, İTHALAT seçeneğinden vazgeçmek, taşıma maliyetlerini azaltmaktır.
Peki, belediyelerin üstleneceği görev ne olmalı?
Üreticiyi örgütlemeli, desteklemeli, üretim kaynaklarından ürün sağlayarak, “KENT ESNAFI ile halka ulaştırmak” olmalıdır!
ESNAF YENİDEN TİCARİ YAŞAMA KAZANDIRILMALIDIR!
Üreticiyi ve esnafı yıkarak, “dışa bağımlı bir ekonomik düzenle” bu sorunu çözemezsiniz!
Bugün yaşadığımız sorunun temelinde, son yıllarda tanık olduğumuz kimi yanlış uygulamalardır!
- Özellikle büyük kentlerde, bir çoğu yabancı sermayeli büyük Alışveriş Merkezleri (AVM) teşvik edilmiş, yeşil alanlar bile bu AVM’lere tahsis edilmiş, KÜÇÜK ESNAF iflasa sürüklenmiştir!
- Yabancı sermaye kaynağı ve “yerli-yabancı ortaklığı” ile, 20-25 yıllık ve DOLAR karşılığı “İşletme hakkı” ve “GEÇİŞ GARANTİSİ” verilen, “Yap-İşlet-Devret” modeli denen emperyalist modelle ulaşım maliyetleri inanılmaz boyutta yükselmiş, yük ve yolcu taşımacılı ile vatandaş adeta soyulmuş ve soyulmaktadır!
- ÜRETİCİ, yeterince desteklenmemiş, pahalı tohum, pahalı ilaç ve pahalı akaryakıt tuzağına düşürülmüştür!
- Ürettiğinin karşılığını alamayan pek çok üretici üretmekten vazgeçmiştir! Şeker Pancarı son örnektir.
Ekonomik ve toplumsal sorunların tek sorumlusu SİYASİ İKTİDARDIR!
Siyasi iktidar, hatasını görebilmeli, palavra siyaseti ve yanlış ekonomik uygulamalarından vazgeçmelidir.
Elbette ki, tüketici de başına gelenlerin, başına getirdikleri yüzünden olduğunu görebilmelidir!
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.