Yıllardır tanıdığım, “eski kulağı kesik” lerden yaşlı bir dayı sohbet için yanıma geldi. Bu zamanı konuştuk, “zamane”yi anlattık.
**
Şimdiki zamanın gençlerinde iş yok,
Gençliğimde şöyleydim diye söze başladı,
Böyleydim deyip bir türlü bitirmedi…
Onu yolcu ettim, dedim ki;
Çok şükür ben de yaşlandım,
Yıllarca torbamda neler birikti hele bir bakayım,
Olandan olmayandan, bir şeyler de ben anlatayım…
**
Aaaahh Ah !
Siz beni gençliğimde görecektiniz!
Sabah kahvaltısında yılan ızgara yerdim.
Dağ bayır dinlemez,
koşarken beygirleri geçerdim,
balıklar kıskanırdı beni öyle yüzerdim.
Arkamdan kurşun atsan yetişemezdi, öyle koşardım,
Saza söze ne lüzum vardı,
kapı gıcırdasa oynar coşardım.
Top oynardım;
rakibime bir çalım attım mı
Adamın beli kırılır,
Vurduğum top yamulur,
Çaldığı ıslık taaa nerelerden duyulurdu.
Sesim de güzeldi,
Hamamda yıkanırken türkü söylerdim,
Kendimi kalabalık bir gazino sahnesinde hayal eder,
kendim dinlerdim.
Kavgaya girdim mi bana mısın demezdim,
Vurdum mu yamulturdum,
ben hiç dayak yemezdim,
Velhasıl herkesin dediği gibi,
Ben de feleğin çemberinden geçtim, hayatı tattım;
Pardon ! frenler tutmadı, farkına varamadım,
Galiba biraz fazla yüksekten attım…
İşte böyle dostlar, günler geldi geçti.
Beden kocadı da, gönül kocamak bilmiyor!
Şimdi yaşadıklarımdan aklımda kalanların bir kısmını anlatacağım,
ama yukarıdaki satırlarda attığım gibi atmayacağım !
Okula başladık, o günler neydi,
anadan babadan önde, öğretmen, her şeydi!
Bize öğretilen terbiye idi, insanlar terbiyeliydi,
Dürüstlük insan olmanın gereğiydi,
Dürüstlüğün aranan özellik olması sonradan moda oldu,
Ondan sonradır ki ortalık namus fukaralarıyla doldu.
Namus yüce bir kavramdı ve vazgeçilemez erdemdi,
Alacak, verecek, alış veriş, ticaret, güvendi.
Saygıyı hak edenlere saygı gösterilir,
Onlar da insanlara sevgiyle bakardı,
bu sevgi seli gelen nesillere akardı ,
İnançlarımız samimi idi,
başkalarının inanç ve düşüncelerine saygı gösterilirdi.
Bizim gördüğümüz siyaset saygılı,
siyasetçi saygındı, edepliydi.
İmamlarımız, vaizlerimiz, din adamlarımız;
Çok eğitimli olmasalar da, dine bağlı ve saygındı,
siyaset dinciliği yapmazlardı, aydındı!
Hoş görüden beslenilir, hoşgörü ikram edilirdi,
Herkes ayağını denk alır, kendini bilirdi.
Evin anahtarı komşuya bırakılırdı,
Kapı pencere açık yatılırdı.
Vatan denilince yürekler titrerdi,
Hayatın en yüce değeriydi,
Türk olmak en büyük gururumuz,
Rehberimiz Atatürk ilkeleriydi…
Daha neler var sayamadığım,
Hepsi içimde yakan ayrı bir kor,
Bir daha gelir mi o günler desem,
Biliyorum diyeceksiniz ki, çok zor…
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.