İnsan, doğduğu ilk yıllarda her yönüyle masum bir varlıktır. Önce “bebek” sonra “çocuk” olur.
Beslenmek ve büyüyüp gelişmek için anne babaya ihtiyaç duyar. Ailesi ekonomik açıdan özgür, kültürel açıdan birikimliyse, çocuğun gelişmesi olumlu bir süreç izler.
Sağlıklı ve dengeli beslenir, sevgi ve şefkatle büyür, aklını geliştirecek bir eğitim olanağı bulursa, yaşam çevresi “insancıl değerler” taşıyorsa, başarılı bir yaşam sürdürebilmenin ilk adımları atılır.
Sonrası, yeteneklerine ve üretken bir insan olmasını sağlayacak eğitim kurumlarına kalır.
“MERAK” duygusu, insanı “İNSAN” yapan en öneli güdüdür. Merak eden insan araştırır, yaşadığı her şeyi SORGULAR, doğruyu ve yanlışı görür.
İyi beslenemeyen, ailesinden ve yakın çevresinden sevgi ve şefkat göremeyen, onu üretken kılacak bir eğitim sürecinden yoksun kalan insan, GÜDÜLMEYE hazır bir tutsaktır!
Ülkemizin en büyük BEKA SORUNU da buradadır!
Yoksul ailelerin çocuklarına kancayı atan kimi cemaatler, “dinini öğretiyorum” diye, bir yandan Arapça ezberletiyor, diğer yandan da “Demokrasi, Laik Devlet ve Atatürk düşmanlığı” ile o küçük beyinleri kirletiyor, “üretimsiz, edilgen ve KİNDAR” varlıklar haline getiriyor!
İnsanın “üretken bir varlık” olması, “İNSANIN ÖZGÜRLEŞMESİDİR!”
Somut bir örnek verelim;
Osman Kibar, aslen İzmirli bir Türk vatandaşı. Dedesi Osman Kibar, bir zamanlar İzmir’de belediye başkanlığı yapmıştı.
İlkokulu İzmir’de, liseyi Robert Kolej’de okumuş. Sonra, yüksek öğrenim için ABD’ye gitmiş. İlk seçimi matematik öğrenimi olmuş. Sonra, bir başka üniversitede elektrik mühendisliği okumuş. Yetmemiş, biyofotonik eğitimi almış.
Doktora çalışması yaparken onkoloji alanında çalışan biyoteknoloji şirketini kurmuş. 2011’de bu şirketini Novartis’e satmış. İkinci şirketi cep telefonları için anten üreten bir yatırım olmuş. Bunu da bir askeri teknoloji şirketine satmış.
Daha sonra Samumed adlı bir şirket kurmuş. Bu şirket, “yaşlanmanın ve hastalıkların biyolojisi” üzerinde çalışıyor. Kellikten kemik erimesine, kanserse kadar pek çok konuda araştırma ve uygulama deneyimleri sürdürülüyor.
Osman Kibar;
“Kansere, Alzheimer’a ve felce çare bulduk. Gelecek 10 yıl içinde sadece uzun yaşamak değil, daha sağlıklı olmak adına tıpta büyük eşikler geçilecek” diyor.
Osman Kibar, dünyanın en etkin dergilerinden Forbes’e kapak konusu olmuş. Şu anda 15 milyar dolarlık kişisel servete sahip.
Ama onun gözünde çok para kazanmak, büyük maddi zenginliğe ulaşmak ihtirası yok!
Diyor ki; “Başarı da mutluluk da okuldan, kitaplardan öğrendiğiniz değil. İNSAN olarak nasıl gelişiyorsunuz, mesele bu. Değerleriniz olmalı. Değerleri olmayanın iş yapma kabiliyeti de biter.”
Kendisiyle söyleşi yapan gazeteci soruyor;
- İyi bir girişimcilik hikayesi için ne lazım?
Yanıtlıyor;
- Birincisi, kaliteli insan lazım. Sadece eğitimli insan değil kastettiğim, KARAKTER olarak kaliteli insan.
Osman Kibar’ın şirketinde 3 Türk yardımcısı var. Finans uzmanı Cevdet Samikoğlu, Hukukçu Arman Oruç ve tıp doktoru Yusuf Yazıcı.
Söyleşiyi yapan gazeteci bir son soru daha soruyor;
- Ama siz CEO’sunuz. Sonunda karar sizin değil mi?
Osman Kibar’ın verdiği yanıt, her sektörde en tepede yer alan her yöneticiler ve özellikle SİYASET alanında “her şeye ben karar veririm” saplantısı içindekiler için ibret örneği olacak bir yanıt!
- “Ben CEO’yum, ne dersem o” diye rest çekersem gülerler! Onlar benim saçma kararlar almamın önüne geçiyorlar. Kararları uzmanına bırakmak gerekir!”
Osman Kibar, ailesinin maddi olanakları ve kültürel çevresinin ona kattığı değerler üzerine kendi emeğini de katarak, dünya ölçeğinde ve insanlığa yararlı, üretken bir insan örneği olmuş.
Aynı Osman Kibar, Türkiye’deki üniversite düzeninde bu olanağı bulabilir miydi?
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Cenk - Sayın Yazar, Çocuklara Arapça öğretilmesine karşısınız da İngilizce öğretilmesine ve Amerikan Kolajinde okumasına neden karşı değilsiniz ? Zaman zaman bu köşenizde dünyanın en büyük emperyalist ülkesinin ABD olduğundan bahsediyorsunuz da ABD Kolejlerinden sadece bu emperyalist ülkenin sempatizanı yetişebileceğinden neden bahsetmiyorsunuz ? Arapçaya ve din eğitimine karşı neden önyargılı bir yaklaşım içindesiniz acaba ?..
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.