Gazete sayfalarını açtığınız, televizyon kanallarını açtığınız zaman her gün ülkenin belirli bölgelerinde cinayet haberleri ile karşılaşırsınız. Bunların çoğu silahlı ölüm olaylarıdır.
Silaha çok düşkün bir toplumuz. Bir baba düşünün ki, sekiz yaşındaki bir oğluna sünnet hediyesi olarak altın kaplamalı bir silah hediye ediyor.
Düğünlerde, asker uğurlamalarında, maç sonrası sevinçlerimizde hep silah atarız. Yani sevincimizi boş yere mermi atarak belirtiriz.
Zaman zaman bazı yöneticilerimiz bireysel silahlanmaya hayır kampanyası düzenlerse de sonuç değişmiyor. Bu toplumsal bir kültür olayı olup, bunu toplumsal bir sorun olarak görmediğimiz sürece silahlanmanın önüne geçemeyiz.
Ne yazık ki devlet silahlanmayı teşvik ediyor. Şimdi devlet silahlanmayı teşvik eder mi diye beni eleştirebilirsiniz. Bu yazıyı yazarken kiminizin bu soruyu sorduğunu sezinliyorum.
2018 istatistiklerine göre ülkemizde iki milyon altı yüz bin kişi ruhsatlı silah taşıyor. On sekiz milyon kişi ruhsatsız silah kullanıyor. Silahlar merdiven altlarında yapılıp, internetten ve açıktan satılıyor. Şu anda Doksan sekiz milyon kişi cinayetten yargılanıyor.
Devam edelim. Devlet silahlanmayı nasıl teşvik ediyor?
Daha önce kişi başına alınacak mermi sayısı iki yüz iken, hükümet bu sayıyı bine çıkardı. Yani bir kişi yasal yollardan bin adet mermi alabilecek. Elbet kaçak olar aldığı bu sayının dışında. Hani dedim ya merdiven altlarında silah yapılıyor. Elbette mermisi de peşinden geliyor. Yani “Bonus.”
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) ekonomiye katkı olsun diye ”Hayırlısı olsun” sloganıyla merminin fiyatında %7.6 oranında indirim yapmış.
Bazı kesimler barış derken, bazıları savaş çığırtkanlıkları yapıyorlar. Barış diyenler sadece barışı istedikleri, savundukları için mahkemelerde yargılanıyorlar, sonunda da sırf barış istedikleri için tutuklanıyorlar. Yıllarca hapishanelere sürükleniyorlar.12 Eylül döneminde Barış Davasını unutmayalım.
Bu ülkede barış istemek suçken, savaş isteyenler kahraman olarak görülüyor.
Savaşı kim ister? Emperyalistler ister. Çünkü onlar savaş çığırtkanlığı yaparak ellerindeki silah stoklarını eritmek isterler. Alın size Irak, İran savaşı. Sonra Irak olayları. Sonra bugün Suriye’deki olaylar.
Yine de barış, barış, barış diyorum. Herkesin barış içinde yaşadığı bir dünya istiyorum.
Çok şey istemiyorum.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.