Hep “kuzu” rolünü oynadık.
Hiç “kurt” olamadık.
Ne verdilerse onu aldık.
Bir güne bir gün, “Hakkımız şu” demedik.
Bakın geçmişteki olaylara, bunu net göreceksiniz.
Bizi hep kenara ittiler.
Görmemezlikten geldiler.
Umursamadılar.
İşte, en son, “yüksek hızlı tren” konusu…
Koronavirüs salgını nedeniyle martta bütün tren seferleri durdurulmuştu.
Tamam, normal…
Önceki gün “yüksek hızlı tren” seferleri tekrar başlatıldı.
Dendi ki, “Hızlı tren, sadece Ankara-İstanbul arasında çalışacak…”
Ya İzmit?
“Tren, İzmit’te durmayacak.”
Neden?
Çünkü İzmit, “üvey evlat”!
Seyahat izni alan İstanbullular hızlı trene atlayıp Ankara’ya gidebilecek…
Veya Ankaralılar İstanbul’a gelebilecek…
Ama seyahat izni olan İzmitliler hızlı trenle Ankara ve İstanbul’a gidemeyecek.
Anadolu’da sıkça kullanılan deyimle söyleyelim; İstanbul ve Ankaralıların canı can, İzmitlilerin canı patlıcan!
Yüksek hızlı tren şu içinde bulunduğumuz koronavirüs günlerinde bir kolaylıksa, bu kolaylıktan neden sadece İstanbul ve Ankara halkı yararlanıyor?
Efendim, zaten talep çokmuş, bu nedenle trenlerin İzmit’te durmasına gerek yokmuş.
Bak bak!
Şu söze bak!
Ben size bir şey söyleyeyim mi?
Bizi “trensizliğe” böyle böyle alıştırıyorlar, eğer zorlamazsak, eğer tepki göstermezsek, virüs sonrası normal günlerde de bize “yüksek hızlı tren” yüzü göstermeyecekler.
Sadece “yüksek hızlı tren” mi?
İşte bakın, diğer tren seferlerinden de hâlâ haber yok!
Bu seferler virüs öncesi de zaten düzenli değildi, şimdi hepten kayboldu.
Halimizi görüyor musunuz, ülkemizin en önemli tren hattı üzerindeyiz, ama trene hasretiz.
Bu ayıp da bu kenti yönetenlere ve bu kenti Ankara’da temsil eden milletvekillerine yeter!
Son söz: İzmit halkı trenini istiyor.
Hemen!
“Gönüllü Kulluk”
*******
15.Yüzyılda yaşayan…
Modern siyaset biliminin temellerini atan…
Fransız yazar, düşünür, yargıç ve siyasetçi Etienne de La Boetie, “Gönüllü Kulluk” adlı kitabında şöyle der:
“Bir ulusta eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak, özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin (emperyalistlerin) zorla yaptırdıklarını artık seve seve yerine getirir.”
Bu sözü bir yere not edin, ara sıra açıp okuyun!
Özgürlüklerin her geçen gün kısıtlandığı ülkeler için önemli bir söz.
Şair Eşref ve basın hürriyeti
*******
Ülkemizde, “düşünceyi ifade” ve “basın özgürlüğü” her dönemde sorunlu oldu.
Osmanlı’dan günümüze bu sorun devam edip geliyor.
“Özgürlük” vaadiyle iktidara gelenler, bir süre sonra “yasaklar” getirmeye başladı.
Gelişmiş Batı ülkelerinin düzeyine ulaşmamız için epey yol almamız gerekiyor.
İsmini duymuşsunuzdur…
Osmanlı döneminin ünlü bir şairi vardı, “Şair Eşref”!
Ve Şair Eşref’in yasakları eleştiren o ünlü dörtlüğü…
Hatırlayalım mı?
“Devri istibdada söz söylemek yasak idi,
Ağzını açsan ağlatırdı hükümet ananı,
Devri hürriyetteyiz, değişti kaide,
Söyletirler evvela, sonra öperler ananı!”
Bu ne iş?
******
*Yurt dışında 6 milyon Türk vatandaşı yaşıyor, 358’i koronadan hayatını kaybetti.
*Türkiye’de 7 milyon mülteci yaşıyor, korona hiç birine dokunmadı.
Bu ne iş?
Bir ücretli öğretmenin feryadı
******
Adı, Fatma…
Belli ki korkusundan soyadını yazamamış.
“Ücretli öğretmenler taş mı yesin?” başlıklı yazımı okumuş, aşağıdaki mesajı atmış.
“Bıktımmm, yemin ederimmmm bıktımmm! Ücretli öğretmenlik yapmaktan bıktımmmm! Biri de çıkıp artık yeter desin. Usta öğreticilik yaptım, ondan da bıktım. Onda da haksızlıklar, hukuksuzluklar var. Onun da sürekliliği yok. O da uzun soluklu değil. Onun da özlük hakları yok. Ben yüksek lisans mezunuyum, ama ilkokul mezunu da usta öğreticilik yapabiliyor ve benden önce kurumda yerini alıyor. Yani anlayacağınız bıktımmmm ve yoruldummmm. Devlet banim resmen yollarımı tıkıyor, bana çalışamazsın diyor.”
4 görüş
******
*”Kim ne derse desin gerçek yürür ve yürüyen gerçeği hiç kimse durduramaz.”
*”Ne doğrarsan aşına, o gelir kaşığına.”
*”Her kriz bir şeyler öğretir. Koronavirüs krizi de bize tarlanın ne demek olduğunu tekrar öğretecek.”
*”Haberci olmazsa, haberimiz olmaz. Haberimiz olmazsa, söz hakkımız olmaz.”
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.