Kahveleri içtik, sıra çaya geldi …
Çay kelimesi, Çin dilinde “ça “ olduğuna göre bize oradan geçmiş olmalı. Çok ilginçtir; Rusçada da bizim gibi “çay” olarak seslendiriliyor.
Çay bir ağaççık, yani çalı ile ağaç arası büyüklükte bir bitki olarak bilinir, değil mi? İnanmak çok zor ama uygun yetişme ortamlarında bir asır yaşıyor ve 30m boyunda ağaç haline gelebiliyor.
Bu bitki yetişeceği yeri kolay beğenmiyor. Soğuğu, donu, rüzgarı sevmiyor. Özellikle yağış ve rutubet açısından öyle istekleri var ki hiç sormayın! Derin, % 2'den fazla organik madde içeren, pH'ı 4.5 - 5.5 arasında olan (asit yapıda), iyi drene olan topraklar istiyor. Hindistan’da yetiştiği yörelerde yıllık yağış ortalaması 200 – 400 cm (Rize’de 250 cm), hava sıcaklığı 13 ile 28 -32 santigrat derece arasında oynuyor. (Rize’de 6,9°C - 37,9°C ). İstiyor ki nispi rutubet % 70’in altına inmesin. Sıcaklık 13 derecenin altına düşünce uyku durumuna giriyor. Ağustos- Eylül’de çiçek açıyor, Ekim ayında herbiri 3-6 adet tohum içeren kirli yeşil veya kırmızımsı meyveler oluşturuyor.
Yer seçimindeki bu titizliği yüzünden biz Türklere de az çektirmemiş! İstanbul çay denilen içecekle bundan 400 sene önce tanışmış ama koskoca imparatorluğun hiçbir yerini beğenmediği için hep pahalı bir içecek olmuş. Bir içecek için dışarıya bu kadar para verilir mi! Bu bitki için koskoca ülkede uygun yer mi yok ! Ticaret Nazırı İsmail Paşa 1888 yılında Çin’den getirilen çay fidanlarını Bursa’da diktirmiş. Ama çay bu! orayı hiç beğenmemiş. Aradan yaklaşık 30 yıl geçmiş. Bir sebeple Batum’a’giden Prof. Ali Rıza Erten orada, çay bahçelerinin olduğu yöredeki ekolojik koşulların Doğu Karadeniz kıyılarımızdakine benzerliğini görünce girişimde bulunmuş. Ama araya I.Dünya Savaşı girince çayı kim düşünür! Aradan 20 yıl daha geçmiş… Millet çay düşkünü ama ithali için çok para gidiyor! Ziraat Mühendisi Zihni Derin Batum’dan getirdiği tohumlarla fidan üretmeye başlıyor. Yıl 1937. Sovyetler Birliği’nden Gürcistan kökenli 20 ton çay tohumu satın alınıyor ve 1938 yılında Rize’de ilk çay hasadı yapılıyor. Yaşasın!...demliklere konulacak 30 kg çayımız var! Üretim gitgide artıyor ve 1964 yılından sonra dışarıdan çay almaktan kurtuluyoruz.
Çayın orijini Çin. Çinliler çayı M.Ö 2700’den itibaren biliyorlar. O zamanlar yapraklarını ilaç olarak da kullanıyorlar. Güney Çin ve Tayland ile Myanmar’da yapraklarını yiyen topluluklar hala var. Budizm alkolü yasaklayınca da çaya düşkünlük artıyor.
Dünyada en fazla çay tarımı Hindistan ve Çin’de yapılıyor. Öyle ki dünyada üretilenin yarısı. Ama o kadar nüfusa ne dayanır ! Dışarıya ancak dörtte birini satıyorlar. Bu ikisi dışında Kenya, Sri Lanka, Sumatra, Güney Afrika, İran, Cava adası, Endonezya ve Japonya’da da çay üretimi yapılıyor. Bizimle beraber Rusya da çay üreticisi ama kalite düşüklüğü söz konusu. Türkiye çay üretiminde dünyada 6.sırada.
Çok ilginçtir Çin’e yakınlığına karşın çay Japonya’ya ancak 800’lü yıllarda ulaşıyor. Japon İmparatoru Saga, 815’de Çin’den gelen bir Budist rahibin sunumu sonrası çay içen ilk Japon imparator oluyor.
Çay bitkisinin yaprakları besin olarak son derece önemli maddeler içeriyor: Kafein (% 0.8 ila% 5) gibi alkaloidler; polifenoller (% 5 - % 30 arası ve max. % 40); uçucu yağlar (% 0.6 - % 1.5, ), karbonhidratlar, alüminyum, kalsiyum, bakır, demir, niasina (B3 vitamini), magnezyum, manganez, silisyum, sodyum, kükürt ve çinko. Bunlara ek olarak proteinler, lifler, yağlar, selüloz.
Türkiye kişi başına 3,5 kg çay tüketimiyle dünya ülkeleri arasında ilk üç içinde. Bu tüketim Afganistan’da 2,44 kg, Libya’da 2,19 kg, Katar’da 1,8 kg, İngiltere’de 1,7 kg
Çayınız demli olsun… Şu “tavşan kanı” denilenden !
Kaynak:
Tul,N. 2009. Il té. Storia e tradizioni tecniche colturali. Aspetti biochimici e salutistici di una bevanda milenaria. Universita degli studi di Padova. Facolta di Agraria.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.