27 Mayıs, geldi geçti.
Her yıl tantanası yapılıyordu…
60’ncı yılı dediler, “Yassıada’nın adını Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak değiştiriyoruz” dediler, tantanayı kat kat artırdılar.
“Darbe mağduriyeti”ni bir kez daha pişirdiler, sofraya koydular, 60 yıl önceki bu mağduriyetten “siyasi rant” elde etmeye çalıştılar.
Darbe…
İdam…
Demokrasi…
Sabah akşam attıkları nutuklarla, yaşadığımız sıkıntılı günleri perdelemeye kalktılar.
Aslında yeni bir şey yoktu.
Adnan Menderes’in idamı üzerinden “siyasi çıkar” sağlamaya çalışmak, popülist sağ siyasetin yıllardır süregelen bildik ezberiydi.
Dikkat edin, sağ kulvarda siyaset yapanlar, Demokrat Parti dönemine ve Adnan Menderes’e toz kondurmazlar.
Bu dönem, bir “tabu”dur.
Toz kondurmazlar ve kendi ifadeleriyle bu dönemden “feyz” alırlar.
Bildiklerinden mi?
Değil.
1961’de kurulan Adalet Partisi, seçim meydanlarında, “Biz Demokrat Parti’nin devamıyız” demişti…
Demirel de “Menderes’in izinde” olduğunu ilan etmişti…
Daha sonra kurulan bütün sağ partiler de ister istemez “bu ezberi” devam ettirdiler.
DYP, ANAP ve son olarak da AKP…
Demokrat Parti ve Menderes’in mirasını yiye yiye bitiremediler, bitiremiyorlar.
Nasıl olsa “idam mağduriyeti” pirim yapıyor, ye Allah ye!
İki olayı ayırmak gerekir
*******
Ortada bir “üç idam” var…
Bir de 1950-60 arasında yaşananlar.
Bu ikisini birbirinden ayırmak gerekir.
Tartışılacak tarafı yok, “üç idam” büyük yanlıştı.
Sebebi ne olursa olsun; idam, cinayettir.
İdamlar nedeniyle, Demokrat Parti dönemi sağlıklı olarak değerlendirilemedi.
Değerlendirmeye kalkanların üzerine, “Sen darbe taraftarı mısın? Sen idamdan yana mısın?” diye hışımla gidildi.
Oysa 27 Mayıs çok ilginç.
Öncesi ve sonrası, nice araştırmalar yapılması ve kitaplar yazılması gereken bir süreç.
Ama ortada “hamaset” nutuklarından başka bir şey yok.
Ne yazık ki, Adnan Menderes’in idamı, siyasi tarihimizde tarihi gerçeklerin üzerine gölge düşürdü.
Bu gölgenin karanlıkta bıraktığı gerçekler, kimse tarafından konuşup tartışılamıyor.
Karşımıza hep “popülizmin ucuz söylemleri” çıkıyor.
Menderes, güya “demokrasi kahramanı”ymış…
Yerli ve milli sanayi hamlesinin öncüsüymüş…
CHP’nin de içinde bulunduğu “işbirlikçi zihniyet”, yine güya bu kalkınma hamlesinin önünü kesmeye çalışmış…
Bu dönemi yerlere göklere sığdıramayan onlarca söylem dolaşır ortalıkta.
Artık yeter!
*******
Menderes’in seçim sloganı, neydi?
“Artık yeter!”
“Artık yeter” diyerek iktidar olmuştu.
Geldiğimiz noktada, aynı slogan ortaya atılarak, Menderes üzerinden siyasi çıkar peşinde koşanlara, “Artık yeter!” denmeli.
Artık yeter…
Gerçekten yeter.
Türk siyasetine 60 yıldır içi boş bir “Menderes ezberi” yön veriyor.
Menderes şunu yapmış, Menderes bunu yapmış…
Ne yapmış arkadaş?
Önce Menderes’in kimliği…
*******
Menderes, bir siyasi kimliktir.
Çizgisi vardı…
Temsil ettiği kesim vardı…
Bunlara bakmak gerekir.
Menderes’in çizgisi neydi?
Menderes, hangi siyasi kesimi temsil ediyordu?
Bu soruları cevapladığımızda, 1950-60 arasında olup bitenleri daha iyi anlayacaksınız.
Menderes’in kimliği, bildiğimiz “sağ” bir kimlikti.
Gericiliğe prim…
Tarikat ve cemaatleri el üstünde tutma…
Toprak ağaları ve sermaye sahipleriyle işbirliği…
Emperyalizme teslimiyet…
Piyasa ekonomisi…
Dış borçla kalkınma hamlesi…
Bu çizgiyi daha sonra Süleyman Demirel de, Turgut Özal da, Mesut Yılmaz da, Tansu Çiller de devam ettirdiler.
1950-1960 arasında yaşananlar
******
Türkiye, 1950-1960 yılları arasında, yani Demokrat Parti iktidarı döneminde neler yaşadı?
Menderes’in politikaları, daha sonraki yıllarda Türkiye’nin başına ne işler açtı?
Bugün yaşadığımız sıkıntılarda, o dönemde alınan kararların payı ne?
Onlarca kitabı doldurur bütün bunlar…
Ben sadece satırbaşlarını vereyim:
*ABD’nin Marshall yardımının karşılığı olarak ve NATO’ya girebilmek için TBMM kararı olmadan Kore’ye asker gönderdi.
*ABD’ye askeri üsler verdi.
*CHP’nin bütün mallarına el koydu.
*Köy Enstitülerini ve Halkevlerini kapattı.
*Partisine oy vermeyen Kırşehir’i ilçe yaptı, Nevşehir’e bağladı.
*Kırşehirli Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı’nı hapse attı.
*Siyaseti camilere soktu, şeyhleri ve şıhları yeniden güç sahibi yaptı.
*Yargıyı, üniversiteleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni baskı altına aldı.
*Dil devrimini eskiye çevirdi.
*İstedikleri gazeteleri yasakladılar, istedikleri matbaalara el koydular, istedikleri işadamlarını tutukladılar.
*İktidara karşı her haberi cezalandıracak mekanizmayı kurdular. 27 Mayıs’tan önce 800’e yakın gazeteci hapisteydi.
*Menderes, “Odunu göstersem milletvekili seçtiririm” diyerek, milli iradeyi yok saydı.
*Yine Menderes, Meclis’e hitaben “Siz isterseniz Hilafeti bile getirirsiniz” diyerek, gericilerin önünü açtı.
*İsmet İnönü yurt gezilerinde saldırıya uğradı. Uşak’ta atılan taşlarla başı yarıldı, Topkapı’da linç edilmek istendi.
*”Vatan Cephesi” kurdular, muhalifleri “vatan haini” ilan ettiler.
*ABD ile yapılan ikili anlaşmalarla, Türkiye tüm egemenlik haklarını bu ülkeye devretti. Ülkemizin tarım, sanayi, eğitim gibi temel politikalarına artık Amerikalılar karar veriyordu.
*28 Nisan 1960 tarihinde “Tahkikat Encümeni” kurdular, 15 DP milletvekilini bu encümene atadılar. Yasa çıkarıp encümenin yetkilerini belirlediler. Encümen; hem savcı, hem yargıç, hem askeri hem sivil mahkeme yetkileriyle donatıldı. Encümen kararlarına temyiz yolu kapatıldı. Bu encümenin kararları, “astığı astık, kestiği kestik” kararlardı. Bu sivil darbeyle, anayasal bütün haklar ve yargı bağımsızlığı rafa kaldırılmıştı.
Mutlaka unuttuklarım olmuştur, Menderes döneminde ülkemiz bu hale getirildi.
Gelelim son söyleyeceklerimize
*****
Anlatmaya çalıştım, Türkiye’nin bugün çektiği sıkıntılarda Menderes’in büyük payı var.
Bugün siyasal ve ekonomik bağımsızlığımız yoksa, bu suçta en büyük pay Menderes’indir.
Bu nedenle kimse Menderes’ten “demokrasi havarisi” ve “milli kahraman” çıkarmaya kalkmasın.
Menderes ve arkadaşları, seçimle iktidara geldiler, arkasından “diktatörlük” kurmaya kalktılar.
Bayar-Menderes diktatörlüğünü…
Bütün bunları yazarken, “darbe ve idam taraftarı” olduğumu sanmayın.
Darbeye de idama da şiddetle karşıyım.
Ama burada “darbe ve idam mağduriyeti”nin arkasına sığınılarak “Menderes’in siyasi kimliği” ters yüz edilmek isteniyor.
Ben buna karşıyım.
Tekrar edeyim, “Menderes’in 10 yıllık yönetimi” başka, “üç idam” başka!
“Menderes’in siyasi kimliği” ile “Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesindeki haksızlık”, aynı şey değil!
Artık bu “cehalete ve mağduriyet hamasetine” son verilmeli.
60 yıl oldu, Türkiye’yi yöneten ve yönetme iddiasında bulunanların çoğu, hâlâ bu cehaletten ve mağduriyetten besleniyorlar.
Menderes de Menderes…
Millete gına geldi.
Bıktık, usandık…
Birileri, darbe mağduriyetini ve idam haksızlığını ısrarla kendine “kalkan” yapmaya devam ediyor.
Bu yöntemle kendi siyasetlerini aklamaya çalışıyorlar.
Nafile!
60 yıl önceki bir mağduriyet, bugünün siyasetini aklayamaz.
Artık şu “Menderes hamasetine” bir son verelim!
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(6)Süleyman Gündoğdu - Bu yazı, yaşanmış bir devre dair gerçeğin en ince ayrıntılarını kusursuz ve noksansız bir gözlemle değerlendirilmiş tam bir çözümleleme ve saptama belgesi. Doğru ve dürüst bir kişiliğin, bilgili, deneyimli, donanımlı ve yetkin bu anlatımını tek bir sözcükle "kutlarım", demek istiyorum. Bu yazarın her gün yazılarını muntazaman okurum. Onun hakkında söyleyeceğim şudur; bu makaleler bir günlük yerel gazetenin değil, ülkemizin günümüzdeki ulusal basınının bile asla taşıyamayacağı ağırlıkta stratejik ve konjonktürel analizler. Ancak Batı dünyasındaki objektif bilimsel kriterlere oturtulmuş haftalık jeopolitik görüşlerle aynı ayarda tutulabilir. İzmit, Kocaeli ve Türkiye kapsamından dışarı taşan, dünya çapında bir bakış açısı yansıyor bu köşeden. Bu ilde iyiki varsınız sayın yazar.
Gerçek Osmanlı - Kalemine sağlık,bıktık dinlemekten,milletin karısına kızına el koymuş,devletin parasını medyaya pompalayarak kendi medyasını kurmuş,hediye köpeği devlete 10 katına satmış,yeter artık bıktık bunlardan demokrasi özgürlük diyorlar yapmadıkları da hiçbir şey kalmıyor geriye muhalifleri tutukla baskı yap kanunları değiştir yalan dolan gizli tanıklarla vatanseverleri içeri attır ondan sonra Efendim ben memleketi yönetiyorum Olur mu öyle şey Evet idam edilmesi yanlıştır ama bir demokrasi kahramanı da değildir insanların tarihi iyi okumaları araştırmaları gerekir
Hasan - Bunları tüm siyasiler biliyor. Ama kimi siyası menfaat için doğruyu bile bile savunuyor, kimi de sağdan gelecek iki adet oyu kaybederim korkusu konuşamıyor. Kaleminin cesaretini saygıyla alkışlıyorum.
Selamı Hakkı - Menderesin alnı secdeye değmemiştir...Ama siyasetçiler onu evliya gibi görür, sömürürler.
Oflu - OKUYUP ANLAYANLAR İÇİN BELGESEL TADINDA BİR YAZI. ALTINA İMZAMI ATIYORUM. TEBRİK EDERİM.
[email protected] - HARİKA BİR MAKALE. KUTLARIM. GERÇEKLERİ NET BİR ŞEKİLDE YAZMIŞSINIZ.
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.