Eskiden, bizim gençliğimizde, iyi bir filmin reklamı yapılırken “32 kısım tekmili birden” denirdi.
Yani; eksiksiz, kusursuz, tamamı…
Türk siyasetinde, Türk hukuk sisteminde de bugünlerde “32 kısım tekmili birden” filmler çevriliyor.
İşte bunlardan bir tanesi:
Ben anlatayım, adını siz koyun.
Hâkim Ülkü Ergin…
*15 Temmuz darbe girişiminden sonra açığa alındı.
*Bir grup FETÖ’cü ile Yunanistan’a kaçmak isterken yakalandı ve tutuklandı.
*Bir süre sonra göreve iade edildi. Nasıl iade edildiği meçhul!
*Arkasından İstanbul 5.Hukuk Mahkemesi hâkimliğine atandı.
*Tesadüf bu ya, Erdoğan ailesinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine açtığı “Man Adası” davasına bu mahkeme bakıyordu.
*Mahkeme, geçenlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan ailesine 197 bin lira tazminat ödemeye mahkûm etti.
Nasıl ama?
“32 kısım tekmili birden” değil mi?
Nefes kesmiyor mu?
Siz hayatınızda böyle bir film izlediniz mi?
Söyleyin Allah aşkına, izlediniz mi?
Bu film sizce neyi anlatıyor?
Bu filmin adını ne koymalı?
Bu filmden nasıl bir sonuç çıkarılabilir?
Ben bu filmden şöyle bir sonuç çıkardım, bilmem katılır mısınız?
FETÖ’cüler bilerek temizlenmiyor.
İstediklerini yaptıracakları birilerini hep el altında tutuyorlar.
Türkiye, ilk 10 ekonomi arasına girebilir mi?
Hedefli yaşamak, iyidir.
Hedef, hedef koyanları dinamik tutar…
Ama hedef koyarken gerçekçi olacaksın, ayakların yere basacak.
Atmayacaksın, sallamayacaksın…
Eğer atarsan ve de sallarsan, hedef tarihi geldiğinde mahcup olursun.
Ülkeler; “gayri safi yurtiçi hâsıla” ile hedef koyarlar.
“Milli gelir”le hedef koyarlar.
“İhracat tutarıyla” hedef koyarlar.
“Büyümeyle” hedef koyarlar.
“İşsizlik oranıyla” hedef koyarlar.
“Dünyadaki ekonomik büyüklük sıralamasıyla” hedef koyarlar.
AKP iktidarı da “hedefli” çalışıyor.
Yıllık hedefleri var.
2023 hedefleri var.
2053 hedefleri var.
2023 hedeflerini açıkladığında not almıştım, açtım baktım.
*Gayri safi yurtiçi hâsıla, 2 trilyon dolar olacak.
*Kişi başına düşen milli gelir, 25 bin dolar…
*Yıllık ihracat, 500 milyar doları yakalayacak.
*İşsizlik, yüzde 5’e inecek.
2020’deyiz…
Üç yıl sonra yukarıdaki hedef rakamlarını yakalayabilir miyiz?
Mümkün değil.
Hedef koyduk, ama hedefe ulaşmak için gerekenleri yapmadık, yapmıyoruz.
Hatta yakaladığımız rakamları bile koruyamadık, geri gittik.
Şu anda neredeyiz?
2019 rakamları…
*Gayri safi yurtiçi hâsıla: 749 milyar dolar.
*Kişi başı milli gelir: 9 bin 53 dolar.
*Yıllık ihracat: 180 milyar 718 milyon dolar.
*İşsizlik oranı: Yüzde 13.5.
Görüyorsunuz, hedeflerimizle gerçeklerimiz arasında “uçurum” var.
Hedeflerimizin kıyısına köşesine yaklaşabilmiş değiliz.
Bir de “dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek” hedefimiz var.
Ülkemizi yönetenler ikide bir “Buna çok yakınız” diye açıklama yapıyorlar, bakıyorum bakıyorum göremiyorum.
Nasıl yakınız?
Türkiye, 45 yıldır “16’ıncı ve 20’inci sıra arasında” gezinip duruyor.
Süleyman Demirel dönemlerinde, örneğin 1976’da dünya ekonomisinde 17’inci sıradaydık.
Bülent Ecevit’le 1979’da 16’ıncı olduk.
1990’da 19, 2000’de 20, 2005’te 17, 2010’da 17, 2018’de 18, 2019’da 19’uncu sıradaydık.
2020 beklentisi ise “20’inci olacağımız” şeklinde.
İlk 10’u hedef koyduk, ama biz 19-20’lerde dolaşıyoruz.
Anlatmak istediğim şu:
Hedef koymak iyi, ama hedefe ulaşmak, öyle “hayal kurmakla” olmuyor.
Çalışmak yok…
Bilgi-bilim yok…
Teknoloji yok…
Üretim yok…
Eee, ben dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğim…
Nasıl olacak bu?
“500 büyükte”, Kocaeli mi yoksa İzmir mi ikinci?
Geçenlerde “2019- Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Raporu” yayınlandı.
Arkasından Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “500 büyük firmanın 79’u bizden” açıklamasını yaptı.
Aradan birkaç gün geçti, bu defa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yine “500 büyük firma” konusuna değinerek, “İstanbul 193 firma ile birinci, İzmir 62 firma ile ikinci” diye demeç verdi.
Kafalar karıştı.
Acaba Ayhan Zeytinoğlu’nun değerlendirmesinde mi bir yanlışlık var, yoksa Tunç Soyer sayı saymasını mı bilmiyor?
“Allah’ın evine davet mi olur?” tartışması
Üç soru:
*Ayasofya, artık cami mi?
Evet, cami…
*Cami, Allah’ın evi mi?
Evet, Allah’ın evi…
*Peki, Allah’ın evine “davet” olur mu? Allah’ın evinde “davet”le mi namaz kılınır?
24 Temmuz Cuma günü Ayasofya’da sadece davet edilenler namaz kılabilecekmiş de, bir sorayım dedim.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)dua ile - man adası olayında sonuç belge dedikleri yine ellerinde kaldı defaatlarca yalancılıkları ortaya çıktı onun içinde adını yalandaroğlu koydular bir adam genel başkan olacak bu kadar aldatılacak arkasındaki adamlara iyi bakması gerekmiyormu eline bir hıyar verseler yanınada 5 kiloluk poşet tuz koysalar demezki bu kadar tuzun gereği varmı diye öyle değilmi yazar
Kartal41 - sen olayları iyi inçele o hıyar kimin elinde acaba mahkeme man olayını ve delilleri kabul etti etti ama arkasından takipsizlik kararı verdi ne oldugu meydanda degilmi hani her şeyine kefil oldugu savcı zekeriya öz gibi savcılar önce yalakalık sanra vatan hainligi atananan savcı da kim belli degilmi
Babacan - Fetöculer içimizde değil AKP nin içinde içraatlara devam ediyorlar
Yazılan yorumlardan Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.